8. Ceza Dairesi 2019/26794 E. , 2020/14406 K.
"İçtihat Metni"İhbarname No : KYB - 2019/106296
Bilişim sistemine hukuka aykırı olarak girme ve orada kalma suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda Demirköy Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 18.04.2018 tarihli ve 2017/350 esas, 2018/74 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii KIRKLARELİ Sulh Ceza Hâkimliğinin 16.05.2018 tarihli ve 2018/1817 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya ile ilgili olarak;
Atılı hakaret suçunun işlendiği "..." isimli sitenin bağlı olduğu elektronik servis hizmetlerinin yurtdışı kaynaklı olduğundan ilgili internet sitesine erişimin sağlandığı IP adres kayıtlarının da yurtdışı kaynaklı sunucularda tutulduğu, somut olayda bahse konu "..." firmasının adresinin de Amerika Birleşik Devletlerinde bulunduğu, bu bağlamda Türkiye Cumhuriyeti ile Amerika Birleşik Devletleri Arasında Suçluların Geri Verilmesi ve Ceza İşlerinde Karşılıklı Yardımlaşma Antlaşması ile Türkiye ile Amerika Birleşik Devletlerinin de taraf olduğu Siber Suçlar Sözleşmesinin ilgili maddeleri gereğince anılan bilişim sistemine hukuka aykırı olarak girme ve orada kalma eyleminin gerçekleştirildiği IP bilgilerinin tespitine yönelik olarak Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü"nün 10.07.2013 tarihli ve 69/2 sayılı Uluslararası Ceza İstinabe ve Tebligat konulu genelgesi kapsamında araştırma yapılması, araştırma yapılmasına rağmen şüpheliye ulaşılamaması halinde ise daimi arama kararı alınarak dava zaman aşımı süresinin sonuna kadar evrakın takibinin gerektiği gözetilmeksizin eksik soruşturmaya dayalı kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, ortada 5271 sayılı Kanun’a uygun bir soruşturmanın bulunmadığı bir durumda, anılan Kanun’un 160. maddesi ve diğer maddeleri uyarınca soruşturma yapılmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabul edilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı CMK.nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 30.10.2019 gün ve 2019/11751 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 06.11.2019 gün ve KYB/2019-106296 sayılı ihbarnamesi ile dairemize tevdii kılınmakla incelendi.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Şikayetçinin 2015 yılından beri ... hesabının şifresinin kırılmak veya kırdırılmak suretiyle ... hesabına girilerek adına paylaşımlar yapıldığı, bu konuda şüpheli ve... adlı kişilerden şüphelendiği iddiasıyla yaptığı şikayet üzerine başlatılan soruşturma sonucunda; ‘‘Cumhuriyet Başsavcılığımızca ... firmasına söz konusu girilmiş olan hesaba hangi IP adreslerinden giriş yapıldığının tespit edilmesi amacıyla müzekkere yazıldığı ancak olumlu cevap alınmadığı, Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü"nün benzer suçlara ilişkin ceza istinabesi talepleri konusundaki cevabi yazılarda düşük öncelikli suç kapsamında değerlendirilerek taleplerin yerine getirilmediği ve bu taleplerin işlemsiz iade ettiğinin görüldüğü, bu nedenle şüpheli ya da şüphelilerin tespiti açısından delil elde etme imkanının olmadığından’’ bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği ve verilen bu karara karşı yapılan itirazın, mercii tarafından reddedilmesi üzerine kararın kesinleştiği anlaşılmıştır Ceza Muhakemeleri Kanununda;
“Madde 160 - (1) Cumhuriyet Savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar.
(2) Cumhuriyet Savcısı, maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.
Madde 170 - (1) Kamu davasını açma görevi, Cumhuriyet Savcısı tarafından yerine getirilir.
(2) Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet Savcısı, bir iddianame düzenler.
Madde 172 - (1) Cumhuriyet Savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hallerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir. Bu karar, suçtan zarar gören ile önceden ifadesi alınmış veya sorguya çekilmiş şüpheliye bildirilir. Kararda itiraz hakkı, süresi ve mercii gösterilir.
Madde 173 - (1) Suçtan zarar gören, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde, bu kararı veren Cumhuriyet Savcısının yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hakimliğine itiraz edebilir.
(2) İtiraz dilekçesinde, kamu davasının açılmasını gerektirebilecek olaylar ve deliller belirtilir.
(3) (Değişik fıkra: 18.06.2014-6545 S.K./71. md) Sulh Ceza Hâkimliği, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, Cumhuriyet Başsavcılığından talepte bulunabilir; kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder; itiraz edeni giderlere mahkum eder ve dosyayı Cumhuriyet Savcısına gönderir. Cumhuriyet Savcısı, kararı itiraz edene ve şüpheliye bildirir.
(4) (Değişik fıkra: 25.05.2005-5353 S.K./26.mad.) Sulh Ceza Hakimliği istemi yerinde bulursa, Cumhuriyet Savcısı iddianame düzenleyerek mahkemeye verir.
(5) Cumhuriyet Savcısının kamu davasının açılmaması hususunda takdir yetkisini kullandığı hâllerde bu madde hükmü uygulanmaz." şeklinde yer verilen düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere; Cumhuriyet Savcısı kendisine yapılan suç duyurusu veya şikayet üzerine suçun gerçekten işlenip işlenmediğinin tespiti için hemen işin gerçeğini araştırmaya başlamalı ve maddi gerçeğin ortaya çıkmasına yarayan tüm yasal yöntemlere başvurmalıdır. Toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açması, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vermesi gerekmektedir.
Soruşturmaya konu olayda; yukarıda belirtilen gerekçelerle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de; Türkiye Cumhuriyeti ile ABD arasında Suçluların Geri Verilmesi ve Ceza İşlerinde Karşılıklı Yardımlaşma Antlaşması"nın, her iki ülkenin taraf olduğu Siber Suçlar Sözleşmesi"nin ilgili hükümleri ve Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü"nün 10.07.2013 tarihli ve 69/2 sayılı Uluslararası Ceza İstinabe ve Tebligat konulu genelgesi uyarınca şüpheli veya şüphelilerin tespitine yönelik olarak gerekli tüm soruşturma işlemleri yapıldıktan sonra, şüpheli veya şüphelilerin tespiti halinde iddianame düzenlenmesi, şüpheli veya şüpheliler tespit edilemediği takdirde ise dava zamanaşımı süresince soruşturmaya devam edilmesi gerektiği gözetilmeden kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına kararına yönelik itirazın kabulü yerine, yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesinde hukuka uygunluk görülmemiş ve anılan kararın kanun yararına bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle Adalet Bakanlığı"nın Kanun Yararına Bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden Kırklareli Sulh Ceza Hakimliği"nin 16.05.2018 gün, 2018/1817 değişik iş sayılı itirazın reddine ilişkin kararının CMK.nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın Adalet Bakanlığı"na gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE, 29.06.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.