Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak; 1- Sanığın aşamalarda müştekinin kalmakta olduğu evi kendisinin kiraladığını bu evde müştekinin cezaevinden firar eden şahsın kalmasına izin vermesine sinirlenmesi üzerine kavga olayının çıktığını savunması karşısında, bahse konu evin kira sözleşmesinin tespiti ile gerekirse evi kiraya veren şahsın tanık olarak dinlenmesinden sonra olayın çıkış nedeni ve gelişmesi değerlendirilerek sonucuna göre TCK’nın 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükmünün uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması, 2-Kabule göre ise; a-TCK’nın 61. maddesindeki ölçütler ve aynı Kanunun 3. maddesindeki “fiilin ağırlığı ile orantılı ceza verilmesi ilkesi” çerçevesinde somut olay açıkça irdelenerek, temel cezaların saptanması gerektiği gözetilmeden, dosya içeriğiyle uyumlu olmayan "… suçun işleniş biçimi, sanığın amaç ve saiki..." gibi maddedeki bazı ibarelerin tekrarlanması suretiyle, temel cezaların alt sınırdan uzaklaşılarak ve hakkaniyet ölçülerine uyulmayarak fazla ceza tayini, b- Anayasa Mahkemesi"nin 24.11.2015 günü, Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin kararının yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu, Bozmayı gerektirmiş, sanık ..."in temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, tebliğnameye uygun olarak, HÜKÜMLERİN 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 21/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.