3. Hukuk Dairesi 2017/1808 E. , 2017/7352 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesinde, davacıya ait inşaat iskelelerinin 20.09.2002 tarihinden itibaren davalılara ait...inşaatında kullanıldığını, inşaatın bitmesine ve davacının tüm taleplerine rağmen iskelelerin davacıya iade edilmediğini belirterek iskelelerin malzeme bedeli olarak 11.000 TL, kira bedeli olarak da 4.000 TL"sının yasal faizi ile birlikte davalılardan tasilini talep etmiştir.
Davalılar vekili;...."nin otelin yapım işini diğer davalı ...... Ltd. Şti"ne verdiğini, davacı ile Sürtur arasında herhangi bir kira sözleşme olmadığını, inşaat işinin... tarafından yapıldığını bu nedenle Sürtur şirketi bakımından husumet ehliyetinin mevcut olmadığını, iddia edilen malzemelerin...i"ye teslim edilmediğini, davacı tarafın dayandığı belgenin üzerinde tarih bile olmadığını, bu belgenin davalıları bağlayıcı bir yönü olmadığını, belge üzerindeki hiç bir imzanın davalı şirketlerin temsilcileri tarafından atılmadığını, ne maksatla hazırlandığı belli olmayan belgenin delil olmasının mümkün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile, 10.669,50 TL malzeme bedeli 4.000 TL kira bedelinin 22.01.2004 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm davalılar vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, iskele kira sözleşmesinden kaynaklı kira ve iade edilmeyen iskele bedeli alacağı istemine ilişkindir.
Kira sözleşmesi geçerlilik yönünden herhangi bir şekle tabi olmayıp, sözlü yapılan kira sözleşmesi geçerli ise de; inkarı halinde, bu sözleşmenin varolduğunu ileri süren kişinin
bu sözleşmeyi, "uygulanması gerekli HUMK"nun 287-288 ve 290 maddeleri" (6100 Sayılı HMK"nun 200. Maddesi) gereğince, senet (kesin delil) ile ispat etmelidir. HMK’nun ispat yükünü düzenleyen 190. maddesine göre ispat yükü; kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Türk Medeni Kanunu"nun 6.Maddeleri gereğince de, "Kural olarak, herkes iddiasını ispat etmekle yükümlüdür."
Dava konusu olayda, davalılar, davacı ile aralarındaki kira ilişkisini reddettiğine göre; ispat yükü, bunu ileri süren davacı tarafa ait olacaktır.
Somut olayda, davacı sözlü kira ilişkisine dayanmış ve iskelelerin davalılara teslim edildiğine ilişkin iddiasını kanunda belirtilen usullere göre kanıtlayamamıştır. Yıllık kira miktarına göre tanıkla kanıtlanma olanağı bulunmamaktadır. Davacı her ne kadar 20.09.2002 tarihli iskele teslim belgesi sunmuş ise de, belgede imzası bulunanların davalı şirketlerin yetkili temsilcileri olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davanın ispat edilemediğinden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.