23. Hukuk Dairesi 2014/2387 E. , 2014/6391 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Gebze 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 10/07/2012
NUMARASI : 2009/960-2012/313
Taraflar arasında görülen sözleşmenin feshi, tapu iptali ve tescil davası sonucunda verilen hükmün bozulmasına ilişkin Dairemizin 18.09.2013 gün ve 2952 Esas, 5494 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi davacılar ve bir kısım davalılar veklillerince tarafından istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü:
- KARAR -
Davacılar vekili, müvekkilleri ile davalı yüklenici H.. A.. arasında imzalanan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine göre, davalının 18 ay içerisinde daireleri müvekkillerine teslim etmeyi taahhüt ettiğini, ancak bugüne kadar edimini ifa etmediği gibi müvekkillerine ait gayrimenkuldeki bağımsız bölümleri de diğer davalılara devrettiğini, ayrıca arsa üzerinde yer alan evin yıkılmasından dolayı kararlaştırılan kira bedelini de ödemediğini ileri sürerek, sözleşmenin feshi ile davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptali ile müvekkilleri adına hisseleri oranında tescilini talep ve dava etmiştir.
Davalı H.. A.., yapı ruhsatını alıp inşaata başladıktan sonra, üçüncü kişi tarafından bu yerin kendisine ait olduğu iddiası ile aleyhine tapu iptal ve tescil dava açıldığını ve taşınmaz üzerine tedbir konulduğunu, bu davanın sonuçlanmasından sonra yapı ruhsatının süresinin dolduğunu, davacı arsa sahiplerinin muvafakatını tamamlayamadığı için yapı ruhsatını yenileyemediğini ve inşaatın 1991 yılından beri durduğunu, talebin zamanaşımına uğradığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalılar B..A.., Z.. Y.., M.. C.., İ.. Y.., İ.. A.. ve İ.. A.. vekili, müvekkillerinin tapu kaydına iyiniyetle güvenerek iktisapta bulunduklarını, davacıların tapu kaydına ipotek şerhi koymadıklarını, ayrıca 20 yıl boyunca sessiz kalıp davalı yükleniciden hiçbir talepte bulunmayan davacıların, müvekkillerine dava açmasının iyiniyet ve dürüstlük ilkeleri ile bağdaşmayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı C.. T.., taraflar arasında yapılan sözleşmenin kendisini bağlamadığını, dava konusu taşınmazı cebri icra yolu ile satın aldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı T.. Ç.., dava konusu gayrimenkulde hiçbir zaman hissesi bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalılar Y.. S.. ve Z.. A.., davanın reddini istemiştir.
Diğer davalılar, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; dava tarihi itibariyle inşaat seviyesinin %26,85 oranında olduğu ve davalı yüklenicinin 09.08.1989 tarihi itibariyle temerrüde düştüğü, mevcut inşaatın sözleşmeye göre aynı şekilde devam etmesinin teknik olarak olanaklı olmadığı, bu nedenle akdin feshi şartlarının oluştuğu, yüklenicinin tapuya hak kazanabilmesi, inşaatın sözleşmeye imar mevzuatına ve projelerine uygun bir biçimde yapılıp arsa sahibine teslim edilmesi şartına bağlı olduğundan, inşaat aşamasında arsa sahibince yükleniciye pay devredilmesinin, inşaat yapımı sırasında yükleniciye sermaye sağlanması ve işin bir an önce bitirilmesine matuf avans niteliğinde geçici bir intikal olduğu, yükleniciden bağımsız bölüm satın alanların ya da daha öncesinde yükleniciden bağımsız bölümleri satın alanlardan bağımsız bölümleri satın alanların ve ayrıca bahsi geçen bağımsız bölümler cebri icra yoluyla alınmış olsa dahi aynı şekilde malik olanların da yüklenicinin edimini yerine getirip tapuya hak kazanması halinde hak sahibi olacakları, buna göre iyiniyet savunmalarının yerinde görülmediği gerekçesiyle, davanın kabulü ile sözleşmenin feshine, davalılar adına kayıtlı bağımsız bölümlerin tapu kayıtlarının iptali ile davacılar adına hisseleri oranında tesciline, davalı T.. Ç.. hakkındaki dava atiye bırakılmış olduğundan karar verilmesine yer olmadığına dair verilen karar, davalılar B.. A.., Z. Y., M.. C.., İ.. Y.., İ.. A.., İ.. A.. vekilleri ile C.. T.., Z.. A.., Z.. K.. ve davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 18.09.2013 gün, 2952 esas ve 5494 karar sayılı ilamı ile bozulmuştur.
Bu kez, davacılar vekili ile bir kısım davalılar vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Yargıtay ilamında belirtilen gerektirici sebeplere göre, HUMK"nun 440.maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekili ile bir kısım davalılar vekilinin karar düzeltme isteminin REDDİNE, davalılardan alınması gereken harçlar peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına gerek olmadığına, 578,35 TL harç ve takdiren davacılardan 226,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazine"ye gelir kaydedilmesine, 17.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.