Abaküs Yazılım
13. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/2491
Karar No: 2020/6174
Karar Tarihi: 23.06.2020

Kasten yaralama - mala zarar verme - hakaret - Yargıtay 13. Ceza Dairesi 2020/2491 Esas 2020/6174 Karar Sayılı İlamı

13. Ceza Dairesi         2020/2491 E.  ,  2020/6174 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇLAR : Kasten yaralama, mala zarar verme, hakaret
    HÜKÜMLER : Mahkumiyet

    Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
    1-) Katılan sanık ... hakkında hakaret suçundan kurulan hükme yönelik incelemede:
    Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın, 5271 sayılı CMK"nın 231/12. maddesi uyarınca itiraza tabi olduğu, bu kararın temyizi mümkün olmadığından, 5271 sayılı CMK"nın 264. maddesine göre de, kanun yolunun ve merciinin belirlenmesinde yanılma başvuranın hakkını ortadan kaldırmayacağından, katılan sanık ... müdafiinin talebi itiraz niteliğinde kabul edilerek itirazın merciince incelenmesi için dosyanın incelenmeksizin mahalline istem gibi İADESİNE,
    2-) Sanık ... hakkında kasten yaralama ve mala zarar verme suçlarından kurulan hükümlere yönelik incelemede:
    Sanık hakkında 20.03.2015 tarihinde işlediği, silahtan sayılan cisimle kasten yaralama ve mala zarar verme suçlarından 5237 sayılı TCK’nın 86/2, 3–e ve 151/1. maddelerinden cezalandırılması istemiyle dava açılmış; ilk derece mahkemesi tarafından 14.01.2016 tarihli kararında sanığın kasten yaralama suçundan TCK’nın 86/2 ve 3–e madde hükümleri uyarınca 1.500 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş ve bu hükmün açıklanması geri bırakılmış, mala zarar verme suçundan ise; beraatine karar verilmiştir.
    Bu hükümler katılan vekili tarafından verilen 18.01.2016 tarihli dilekçeyle temyiz edilmiştir.
    Yeni Türk Ceza Muhakemesi Sisteminde kural olarak, ne kadar sanık varsa o kadar dava vardır. Ne kadar suç varsa o kadar dava vardır. Bunların şahsi ve/veya fiili bağlantı nedeniyle birlikte görülüyor olması, bunların tâbi olduğu kanun yolunu değiştirmez. Örneğin; bağlantı nedeniyle birlikte görülen; mala zarar verme suçundan verilen adli para cezası miktar itibariyle kesin olabilir. Konut dokunulmazlığını bozma suçundan verilen mahkumiyet hükmü ile ilgili olarak hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş ise; bu hüküm itiraza tâbidir. Buna mukabil hırsızlık suçundan verilen mahkumiyet hükmü ise; karar tarihi dolayısıyla ya da geçirdiği safahat nedeniyle istinaf veya temyiz kanun yoluna tâbi olabilir.
    Esasen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı asıl hükmü askıda bırakan bir karar olup, itiraz kanun yoluna tâbidir. Denetim süresi içerisinde suç işlenmediği taktirde, dosyanın ele alınıp düşme kararı verilmesi gerekir.
    Ancak;
    TCK’nın farklı neviden fikri içtimayı düzenleyen 44. maddesine göre, “İşlediği bir fiil ile birden fazla farklı suçun oluşmasına sebebiyet veren kişi, bunlardan en ağır cezayı gerektiren suçtan dolayı cezalandırılır.” Örneğin; fail, bıçağı kalbine saplayarak maktülü öldürürken, onun gömleğini de kesmiştir, yâni bir fiille hem insan öldürme hem de mala zarar verme suçunu işlemiştir. Bu durumda fail, yalnızca cezası daha ağır olan insan öldürme suçundan sorumlu olacaktır.
    Dairemiz gerçek içtima kuralının bir başka istisnası olan bileşik suçta, söz gelimi yağma suçunda; tehdit, yaralama ve/veya konut dokunulmazlığını bozma suçları ile hırsızlık suçu birlikte yağma suçunu oluşturduğu halde, hatalı değerlendirmeyle, hırsızlıktan temyizi kâbil bir mahkûmiyet hükmü kurulup bu hükmün de temyiz edilmesi hâlinde, diğer suçlardan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı ve/veya kesin nitelikte karar verildiği takdirde, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararını ve/veya kesin olarak verilen hükmü kaldırmak suretiyle fiilin bütünü ve bunlarla ilgili olarak verilen bütün hükümleri kapsar biçimde temyiz incelemesi yapmaktadır(Örn; Y. 13. CD’nin 03.07.2019 günlü, 1381-11817 esas ve sayılı kararında olduğu gibi ...).
    Aynı şekilde Dairemiz, zincirleme suçun varlığı halinde hatalı değerlendirmeyle, zincirleme suçu oluşturan hırsızlık fiillerinden biri hakkında temyizi kâbil bir mahkumiyet hükmü kurulup, diğeri hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiği takdirde, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararını kaldırmak suretiyle fiilin bütünü ve bunlarla ilgili olarak verilen bütün hükümleri kapsar biçimde temyiz incelemesi yapmaktadır (Örn; Y. 13. CD’nin 14.01.2020 günlü, 2019/9193 esas ve 2020/629 sayılı kararında olduğu gibi ...).
    Dairemize göre farklı neviden fikri içtimada daha ağır cezayı belirlerken, kanundaki soyut ceza miktarı değil, tıpkı “lehe yasanın belirlenmesi”nde olduğu gibi somut ceza miktarları dikkate alınmalıdır. Yani her iki suçun somut ceza miktarları ayrı ayrı tespit edilmeli, bunlardan daha ağır olan cezanın sanığa tatbik edilmesiyle yetinilmelidir.
    Farklı neviden fikri içtimada da, daha ağır olan somut cezanın tatbiki ile yetinilmesi gerekirken, hatalı bir biçimde iki suçtan da dava açılmış ve suçlardan herhangi birisi hakkında temyizi kâbil karar verilmesi, diğeri hakkında ise; hükmün açıklanmasının geri bırakılması hâlinde, bu karar itirazı kâbildir, düşüncesiyle temyiz denetimi dışında bırakılmamalıdır.
    Somut olayda daha ağır olan cezanın, temyiz incelemesi kapsamına alınan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen mahkumiyet hükmü olması da ihtimal dahilindedir. Daha ağır olarak belirlenen ceza ile ilgili olarak, koşulları bulunduğu takdirde, bireyselleştirme bağlamında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi veya erteleme ya da kısa süreli hapis cezasının seçenek yaptırımlara çevrilmesi de mümkündür.
    CMK’nın 253/3. maddesi uyarınca, aynı mağdura yönelik olarak uzlaştırma kapsamında bir suçla, uzlaştırma kapsamında olmayan bir suçun birlikte işlenmesi halinde, uzlaştırma hükümleri uygulanamaz. Ancak Dairemize göre, fikri içtimanın varlığı halinde, bir fiille birden fazla suçun işlenmesi nedeniyle, bu suçlardan cezası daha ağır olan suçun uzlaştırma kapsamında olması halinde, uzlaştırma denenmelidir. Uzlaştırmanın başarısızlıkla sonuçlanması halinde, bu suçtan, uzlaşmanın gerçekleşmesi halinde ise; düşme kararı değil, daha az cezayı gerektiren diğer suçtan ceza verilmesi gerekir.
    Dosya kapsamına göre, sanık ...’in katılan sanık ...’in başına elindeki tahta saplı süpürgeyle vurmak sureti ile yaralanması ve gözlüğünün kırılması sonucunu doğuran eylemin kasten yaralama ve mala zarar verme suçlarını oluşturacağı, tahta saplı süpürgenin; TCK’nın 6/1-f bendinin 4. alt bendi hükmü uyarınca silahtan sayılması gerektiği, aynı Kanun’un 44. maddesi uyarınca, bir fiil ile birden fazla suçun oluşmasına sebebiyet veren kişinin, bunlardan yalnızca en ağır cezayı gerektiren suçtan dolayı cezalandırılacağı hükmü dikkate alındığında, sanık ...’un katılan sanık ...’a yönelik, silahtan sayılan cisimle kasten yaralama eyleminden hükmedilen 14.01.2016 tarihli hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının da temyiz incelemesi kapsamına alınması gerektiğinden hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı kaldırılarak yapılan incelemede;
    Sanık ...’in olay tarihinde yerleri süpürürken elindeki süpürgeyi katılanın pantolonunun paçasına sürmesi sonucu meydana gelen münakaşa sırasında gözünde gözlük olduğunu bilerek katılan ...’in başına, elindeki silahtan sayılan cisimle (tahta saplı süpürge) ile vurması sonucu basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralanmasına ve gözlüğünün kırılarak zarar görmesine neden olması şeklinde gerçekleşen olayda; bir fiil ile birden fazla farklı suçun oluşmasına sebebiyet veren sanık ... hakkında TCK’nın 44. maddesinin uyarınca, her iki suçun somut cezaları belirlenip karşılaştırılmak suretiyle daha ağır olan cezanın tespit edilmesi, mala zarar verme suçundan dolayı verilen cezanın daha ağır olan ceza olduğunun belirlenmesi hâlinde, anılan suçun 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş olup ve sanığa isnat edilen 5237 sayılı TCK"nın 151/1. maddesi kapsamındaki mala zarar verme suçunun uzlaştırma kapsamına alındığı ve fiki içtima halinde CMK’nın 253/3. maddesinin de geçerli olmadığı dikkate alındığında; buna göre sanık ve katılan arasında uzlaştırma işlemlerine tevessül edilmesi, uzlaştırmanın gerçekleşmemesi halinde TCK’nın 44/1. maddesi delaletiyle aynı Kanun’un 151/1. maddesinden uygulama yapılması, uzlaştırmanın gerçekleşmesi halinde ise, düşme kararı verilmeyerek sanığın TCK’nın 44/1. maddesi delaletiyle aynı Kanun’un 86/2 ve 86/3-e maddelerine göre cezalandırılması, daha ağır cezanın silahtan sayılan cisimle kasten yaralama suçunun cezası olduğunun tespit edilmesi halinde, aynı şekilde sanığın TCK’nın 44/1. maddesi delaletiyle aynı Kanun’un 86/2 ve 86/3-e maddelerine göre cezalandırılmasıyla yetinilmesi gerekirken yazılı şekilde mala zarar verme suçundan beraat, yaralama suçundan ise mahkumiyetine karar verilmesi,
    Bozmayı gerektirmiş, katılan sanık ... vekilinin temyiz istemi bu bakımdan yerinde görülmüş olduğunda hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 23.06.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi