Esas No: 2019/337
Karar No: 2019/4918
Karar Tarihi: 28.11.2019
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2019/337 Esas 2019/4918 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Davacı ... Turizm Tic. A.Ş. ile davalı E. ... . Müh. Müş. ... İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. arasındaki davadan dolayı ... 3. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 27.11.2015 gün ve 2013/825 E.-2015/912 K. sayılı hükmü onayan 23. Hukuk Dairesi"nin 17.10.2018 gün ve 2016/8210 E.-2018/4741 K. sayılı ilamı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesinden kaynaklanmış olup KDV alacağı da dahil cari hesap alacağının tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptâli ve takibin devamına ilişkindir. Mahkemece davanın reddine dair verilen karar, davacının temyizi üzerine Yargıtay 23. Hukuk Dairesi"nce verilen 17.10.2018 gün ve 2016/8210 Esas, 2018/4741 Karar sayılı ilamına karşı davacı vekilince yasal süresi içerisinde karar düzeltme talebinde bulunulmuştur.
Karar düzeltme talebinin kural olarak temyiz incelemesini yapan Yargıtay 23. Hukuk Dairesi"nce incelenmesi gerekmekteyse de Yargıtay Büyük Genel Kurulu"nun 09.02.2018 gün 2018/1 sayılı iş bölümü kararı ile arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesinden kaynaklanan 01.07.2016 tarihinden sonra Yargıtay"a gelen davalarda temyiz ya da karar düzeltme taleplerini inceleme görevi Yargıtay 15. Hukuk Dairesi"ne verilmiştir. Karar düzeltme talebi Dairemizce yapılmıştır.
1-Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer karar düzeltme taleplerinin reddi gerekmiştir.
2-Taraflar arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlenmiş olup, davacı şirket arsa sahibi, davalı şirket ise yüklenici konumundadır. Davacı şirket, sözleşme gereğince teslim ettiği arsa nedeniyle fatura düzenleyerek KDV talep etmiş, ödenmeyince itirazın iptâli istemiyle bu davanın konusu olmuştur. Bu durumda, taraflar arasındaki uyuşmazlık, ticari faaliyet yürüten arsa sahibi olan olan davacının, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yükleniciye devrettiği arsa nedeniyle kesmiş olduğu faturadaki KDV"yi, yükleniciden talep edip edemeyeceği hususunda bulunmaktadır.
Meselenin daha iyi anlaşılabilmesı için, öncelikle uyuşmazlığa ilişkin yasal durum ve kavramlar hakkında genel bir değerlendirme yapılmasında fayda bulunmaktadır.
Bilindiği üzere vergi, devletin, kamu giderlerini karşılamak amacıyla, kamu gücüne kullanarak yasalara dayalı olarak kişilerden sağladığı gelirlerdir (...; Vergi Hukuku,..., s.4). Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler, kişilerden kimi kamu hizmetleri karşılığında yada bir hizmet karşılığı olmaksızın kamu gücüne dayanılarak alınan bedeldir ve kamu hizmetleri için yapılan giderlere ortak katılım payını ifade eder.
T.C. Anayasası"nın 73. maddesi, "Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır" düzenlemesini içermektedir. Katma Değer Vergisi
de dahil vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin ortak özellikleri, kamu gücüne dayanılarak, tek taraflı iradeyle ve gerektiğinde zorla alınmalarıdır. Bu anayasa hükmü gereğince de bir yasaya dayanmaları zorunludur. Buna göre vergi yükümlülüğünün konusu, yükümlüsü, matrahı ve oranı, vergiyi doğuran olay, vergiden doğan ödev ve usul işlemlerinin yasaya dayanması gerekmektedir. (HGK"nın 31.05.2006 tarih ve 2006/311 Esas, 2006/324 Karar sayılı ilamında dabelirtildiği gibi).
Katma Değer Vergisi, vergi konusu olan ürünlerin, üretiminden tüketimine kadar geçirmiş olduğu her aşamada kazandıkları katma değer üzerinden alınan genel bir tüketim vergisidir. 25.10.1984 tarihinde çıkarılan 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu ile vergi sistemine dahil olan katma değer vergisi, tipik bir harcamalar üzerinden alınan vergi türüdür (...; Vergi Hukuku, ... Yayınları, 8. Baskı, s.393).
Verginin konusu; üzerine vergi konulan ve herhangi bir şekilde verginin kaynağını oluşturan ekonomik unsurlardır. KDVK"nın 1. maddesinde, verginin konusunu oluşturan işlemler; ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetler, her türlü mal ve hizmet ithalatı, diğer faaliyetlerden doğan teslim ve hizmetler olarak düzenlenmiştir.
Vergi yükümlüsü (mükellefi); Vergi Usul Kanunu"nun 8. maddesinde, vergi kanunlarına göre, kendisine vergi borcu tereddüp eden gerçek veya tüzel kişiler olarak tanımlanmıştır. Bu tanım dikkate alındığında, iki unsur ortaya çıkmaktadır. Birincisi, kişinin bir vergi borcunu ödemek zorunda olması, ikincisi ise, vergiyi doğuran olayın kendi üzerinde gerçekleşmiş bulunmasıdır(saban; age, s.77). KDVK"nın 8. maddesinde de, kimlerin mükellef olabileceği tek tek belirtilmiştir. Katma Değer Vergisinin Mükellefi; mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde bu işleri yapanlar, ithalatta mal ve hizmet ithal edenler, transit taşımalarda gümrük veya geçiş işlemine muhatap olanlar, müzayede mahallerinde yapılan satışlarda bu satışları yapanlar, İşletme Genel Müdürlüğü ve radyo ve televizyon kurumları, her türlü şans ve talih oyunlarını tertip edenler, 1 inci maddenin 3 üncü fıkrasının (c) bendine giren hallerde bunları tertipleyenler veya gösterenler, Gelir Vergisi Kanununun 70 inci maddesinde belirtilen mal ve hakları kiraya verenler, isteğe bağlı mükellefiyette talepte bulunanlardır.
Vergi sorumlusu; verginin devlete ödenmesi bakımından, alacaklı vergi dairesine karşı sorumlu kabul edilen kişidir. KDVK"nın 9/1. maddesinde, "Mükellefin Türkiye içinde ikametgahının, işyerinin, kanuni merkezi ve iş merkezinin bulunmaması hallerinde ve gerekli görülen diğer hallerde Maliye Bakanlığı, vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla, vergiye tabi işlemlere taraf olanları verginin ödenmesinden sorumlu tutabilir" hükmü ile vergi sorumluluğuna ilişkin düzenleme getirilmiştir.
Vergiyi doğuran olay; vergi alacağı, vergi kanunlarının, verginin doğumuna bağladıkları olayın gerçekleşmesiyle doğar. KDVK"nIn 10. maddesine göre, mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde, malın teslimi ve hizmetin ifası ile vergiyi doğuran olay gerçekleşmiş olur. KDVK"nın 10. maddesinde, hangi olayların gerçekleşmesinde vergi borcunun doğduğu tek tek sayılmıştır. Buna göre; mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde, malın teslimi veya hizmetin yapılması, malın tesliminden veya hizmetin yapılmasından önce fatura veya benzeri belgeler verilmesi hallerinde, bu belgelerde gösterilen miktarla sınırlı olmak üzere fatura veya benzeri belgelerin düzenlenmesi, kısım kısım mal teslimi veya hizmet yapılması mutad olan veya bu hususlarda mutabık kalınan hallerde, her bir kısmın teslimi veya bir kısım hizmetin yapılması, komisyoncular vasıtasıyla veya konsinyasyon suretiyle yapılan satışlarda, malların alıcıya teslimi, malın alıcıya veya onun adına hareket edenlere gönderilmesi halinde, malın nakliyesine
başlanması veya nakliyeci veya sürücüye tevdii, su, elektrik, gaz, ısıtma, soğutma ve benzeri enerji dağıtım veya kullanımlarında bunların bedellerinin tahakkuk ettirilmesi, ithalatta, Gümrük Kanunu"na göre gümrük vergisi ödeme mükellefiyetinin başlaması, gümrük vergisine tabi olmayan işlemlerde ise gümrük beyannemesinin tescili, ikametgahı, işyeri, kanuni merkezi ve iş merkezi Türkiye"de bulunmayanlar tarafından yabancı ülkeler ile Türkiye arasında yapılan taşımacılık ile transit taşımacılıkta gümrük bölgesine girilmesi veya gümrük bölgesinden çıkılması, 5300 sayılı Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Kanunu"na göre düzenlenen ürün senetlerinin temsil ettiği ürünlerin depodan çekilmesi anında meydana gelir.
Arsa payı karşılığı inşaat yapımı sözleşmesine kısaca değinmekte de yarar bulunmaktadır. Arsa sahibi tarafından, arsanın yükleniciye devri, yüklenici tarafından ise inşaatın yapılması ve karalaştırılan oranda bağımsız bölümlerin paylaşımı sözkonusu edilmektedir. Eser sözleşmesinin bir türü olan arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesi, Türk Borçlar Kanunu’nda bir sözleşme türü olarak ayrıca düzenlenmemiştir. Bu sebeple yasal bir tanımı bulunmamaktadır. İçerdiği edimlere baktığımızda, bir edimin taahhüt edilmesi yönüyle eser sözleşmesinin, tapu devrini içermesi yönüyle de taşınmaz satım sözleşmesinin unsurlarını taşıdığını söylemek mümkündür. Taşıdığı unsurlara da bakarak arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesini; yüklenicinin, arsa üzerine bina inşaa etmek ve inşaa ettiği binanın belirli bağımsız bölümlerini arsa sahibine teslim etmek karşılığında, arsa sahibinin de, arsanın belirli paylarını yükleniciye devretmeyi taahhüt ettiği, karşılıklı edimleri içeren, karma nitelikli bir akit olarak tanımlamak mümkündür (...; Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi, Der Yayınları, ..., 2007, s. 1). Taraflar, sözleşme hürriyeti gereğince, sözleşmenin şeklini ve içeriğini istedikleri şekilde belirleyebileceklerdir. Ancak sözleşme, tapu devrini de içerdiğinden TMK’nın 706. TBK’nın 237. Tapu Kanunu"nun 26. ve Noterlik Kanunu’nun 60 ve 89. maddeleri gereğince, noterlikte düzenleme şeklinde yapılması geçerlilik koşuludur. Eser sözleşmesinin bir türü olarak, eser sözleşmesinin unsurlarını taşımakla birlikte, taşınmaz satımını da içerdiğinden karma nitelikli bir akit olarak nitelemek mümkündür. Arsa sahibinin, arsayı devretme, yüklenicinin ise eseri meydana getirme ve kararlaştırılan oranda bağımsız bölümü devretme edimi bulunmaktadır. Bu hususlar dikkate alındığında, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin hukuki niteliğinin; ani edimli, karşılıklı, karma nitelikte bir sözleşme olarak kabul edebiliriz. Arsa sahibinin arsa paylarının satışını ve yüklenicinin de inşaat yapmayı taahhüt etmesi, arsanın tamamen yükleniciye devri, belirli arsa paylarının yükleniciye devri ve arsa paylarının inşaattaki aşamaya göre yükleniciye (veya göstereceği kişilere) devri şeklinde olmak üzere dört farklı uygulaması yaygın olarak kullanılmakta olup, herbirinde karşılıklı edimlerin ifası farklılık arzetmektedir (...; Arsa Payı Karşılığı Kat Yapım Sözleşmesi, ... Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Özel Sayı, Cilt 1, yıl 2015, s. 214-215). Karşılıklı taahhütlerin ağır basması halinde klasik eser sözleşmesinin, taşınmaz devrinin ağırlık kazanmasında ise taşınmaz satış sözleşmesinin öne çıktığını görmek mümkündür.
Katma Değer Vergisi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerine ilişkin yukarıda yapılan yasal ve kavramsal açıklamalar nezdinde, kat karşılığı inşaat sözleşmelerinde KDV ve sorumluluğu daha kolay değerlendirmemiz mümkündür. Kat karşılığı inşaat sözleşmelerinde, arsa sahibi tarafından arsanın teslim edilmesi, yüklenici tarafından sözleşmede kararlaştırılan şekilde inşaatın yapılarak dairelerin veya kararlaştırılan bağımsız bölümlerin arsa sahibine teslimi söz konusudur. Dolayısıyla arsa payı karşı inşaat sözleşmelerinde iki ayrı teslim söz konusudur. Bunlardan birincisi, arsa sahibi tarafından konut veya iş yeri yapılmak üzere yükleniciye arsa payı teslimi, ikincisi ise müteahhit tarafından arsa payına karşılık olarak arsa
sahibine yapılan konut veya iş yeri teslimidir. Nitekim 3065 sayılı KDVK"nın 2/5. maddesine 29.03.2018 tarih ve 7104 sayılı Kanun"un 1. maddesi ile eklenen "bu kanunun uygulanmasında arsa karşılığı inşaat işlerinde; arsa sahibi tarafından konut veya iş yerine karşılık müteahhide arsa payı teslimi, müteahhit tarafından arsa payına karşılık arsa sahibine konut veya iş yeri teslimi yapılmış sayılır" hükmü ile bu konudaki açık kabul ile tereddütler giderilmiştir. Yasa değişikliği KDVK"nın 2. maddesindeki 5. fıkrada yer alan trampa ile ilgili teslime eklenmek suretiyle, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde de trampada bulunduğu gibi iki ayrı teslim olduğu açıklığa kavuşturulmuş ve trampada bulunduğu gibi iki ayrı teslimin KDV yükümlülüğüne ilişkin hukuki bir teslim olduğu kabul edilmiştir. Bu Kanun"un uygulanmasına ilişkin 05.06.2018 tarih ve 30442 sayılı Resmi Gazete"de yayınlanan 18 seri nolu Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği"nde değişiklik yapılmasına dair tebliğ ile değiştirilen Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği"nin 8. maddesinde yapılan değişiklikle, arsa payı inşaat işlerinde iki ayrı teslim bulunduğu kabul edilerek açık bir düzenleyici işlem yapılmıştır.
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde iki ayrı teslim bulunduğunun kabulü karşısında, her iki teslimin ayrı ayrı KDV"ye tabi olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir. Yukarıda açıklandığı üzere iki ayrı teslim söz konusudur. Verginin konusunu teşkil eden işlemler yönünden, her iki teslimin KDV"ye tabi olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir. 3065 sayılı Yasa"nın 1. maddesinde verginin konusunu teşkil eden işlemler düzenlenmiştir. Bu maddeye göre ticrai, sinai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetler verginin konusunu teşkil eden işlemlerden sayılmıştır. Bu maddeyle birlikte değerlendirdiğimizde, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde yapılan teslimin KDV"ye tabi olması için ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde teslim edilmesi gerekmektedir. Bu bağlamda, yüklenicinin inşaatı tamamladıktan sonra bağımsız bölümleri arsa sahibine teslim etmesi ticari veya serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapıldığından, Yasa"nın 1/1. maddesi gereğince katma değer vergisine tabii bir işlem bulunduğu hususunda bir tereddüt bulunmamaktadır. Yüklenicinin inşaatı yaptıktan sonra konut veya ticari üniteyi arsa sahibine teslimi katma değer vergisine tabi bir işlemdir ve KDV"si ödenecektir.
Arsa sahibi tarafından, inşaat yapılmak üzere arsanın yükleniciye teslimine gelince; burada KDVK"nın 2/5. maddesi gereğince bir teslim bulunduğu hususunda, 7104 sayılı Kanun"un 1. maddesinde yapılan değişiklik sonrasında, bir tereddüt kalmamıştır. Ancak, bu teslimin katma değer vergisine tabii bir işlem olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir. Yukarıda belirtildiği üzere, KDVK"nın 1. maddesi gereğince, bir teslimin katma değer vergisine tabii olması için ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılması gerekmektedir. Maddenin 2. bendinde, her türlü mal ve hizmet ithalatı ve 3. bendinde ise diğer faaliyetlerden doğan teslim ve hizmetler denilerek, diğer faaliyetlerden doğan teslim ve hizmetlerin de neler olduğu tek tek sayılmak suretiyle, bu kapsam dışında kalan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisine tabi olmadığı yasa koyucusu tarafından kabul edilmiştir. Bu durumda, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde, arsa sahibinin ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde bu sözleşmeyi yapması ve arsayı teslim etmesi halinde katma değer vergisine tabii bir işlem yapılmış olacak, arsa sahibinin bu niteliklerinin bulunmaması halinde ise katma değer vergisine tabii bir teslimden söz etmek mümkün olmayacaktır.
KDVK"nın 10. maddesinde vergiyi doğuran olay düzenlenmiş olup, mal ve hizmet teslimi gereken hallerde, malın teslimi ve hizmetin ifası halinde vergiyi doğuran olayın vuku
bulduğu kabul edilmiştir. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde de inşaat yapılmak üzere arsanın yükleniciye teslimi anında vergiyi doğuran olayın gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Dolayısıyla, ticari veya serbest meslek faaliyeti kapsamında, arsa sahibi tarafından arsanın yükleniciye teslimi anında katma değer vergisine tabii bir işlem yapılmış, vergiyi doğuran olay gerçekleşmiş olacaktır.
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde, ticari bir faaliyet kapsamında, arsanın teslimiyle katma değer vergisine tabii bir işlem yapılmakta ve vergiyi doğuran olay gerçekleşmekle birlikte katma değer vergisinden kimin sorumlu olacağı diğer bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Kat karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiğinde ve arsa sahibi tarafından arsa yükleniciye teslim edildiğinde, düzenlenecek faturadaki KDV"den kim sorumlu olacaktır?
3065 sayılı Yasa"nın 8. maddesinde mükellef (yükümlü) düzenlenmiştir. Maddenin 1/a fıkrasıyla, katma değer vergisinin mükellefi, mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde, bu işleri yapanlar olarak kabul edilmiştir. Kat karşılığı inşaat sözleşmesinde, arsa sahibinin ticari veya serbest meslek faaliyeti çerçevesinde faaliyet gösterip ve bu şekilde bir sözleşmenin tarafı olup, inşaat yapılmak üzere arsayı yükleniciye teslim etmesi halinde katma değer vergisinin mükellefi olacaktır.
Uygulamada yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmelerinde, arsa sahibi tarafından arsanın teslimi dışında bir yükümlülüğünün bulunmadığı, tüm giderlerin yükleniciye ait olacağı kararlaştırılabilmektedir. TBK"nın 26. maddesi gereğince sözleşme serbestisi ilkesi geçerli olup, tarafların TBK"nın 27. maddesindeki hükümsüzlük halleri dışında, sözleşmenin içeriğini istedikleri gibi düzenleyebilirler. Yapılan sözleşmede, arsa teslimi dışında tüm giderlerle birlikte KDV"nin de yükleniciye ait olacağı kararlaştırılabilir. Bu taraflar arasında bir hüküm ifade edecektir. Ancak sözleşmenin nisbiliği ilkesi gereğince taraflar için bağlayıcı olan bu hüküm, KDV alacaklısı olan kamu maliyesi için hüküm ifade etmeyecektir. Zira yukarıda belirtilen hükümlerinde yer aldığı mali mevzuat kamu düzenine ilişkin hükümlerdir. Kamu maliyesi tarafından resen uygulanacaktır. Arsa sahibi tarafından kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince, arsanın yükleniciye teslimiyle vergiyi doğuran olay gerçekleşmiş olacak, vergi dairesi açısından mükellef arsa sahibi olacaktır. Vergi dairesi arsa tesliminden doğan ve ödenmesi gereken KDV"yi arsa sahibinden talep edecektir. Yüklenici tarafından inşaatın yapılıp konut veya ticari ünitenin arsa sahibine teslimi anında da vergiyi doğuran olay gerçekleşecek ve mükellef yülenici olduğundan doğacak KDV"yi vergi dairesi yükleniciden talep edecektir. Ancak, yukarıda belirtildiği gibi sözleşme ilişkisi gereğince, bunun aksinin kararlaştırılması mümkündür ve böyle bir kararlaştırma bulunması halinde KDV"yi ödemiş olan arsa sahibi ödediği bedeli yükleniciden talep edebilecektir.
Tüm bu anlatılanlar dikkate alınarak dava konusu olaya döndüğümüzde; taraflar arasında ... 4. Noterliği"nin 27.04.2010 tarih ve 06941 yevmiye Nolu Kat Karşılığı İnşaat ve Satış Vaadi Sözleşmesi ile, bu sözleşmeye ek olarak 10.02.2011 tarih ve 2857 yevmiye nolu ek sözleşme düzenlenmiştir. Yukarıda belirtildiği gibi arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin niteliği gereği iki ayrı teslim sözkonusudur. Vergi mevzuatı açısından arsanın tesliminde ve inşaatın yapımı sonrasında konutların teslimi sırasında vergiyi doğuran olay gerçekleştiğinden, her iki teslimde de KDV doğmuş olacaktır. Ancak, yukarıda belirtildiği gibi, bunun aksinin kararlaştırılması mümkündür. Bunun aksinin kararlaştırılmış olması halinde, taraflar vergiyi toplamakla yükümlü kamu idaresine bu durumu ileri sürememelerine karşın, sözleşmenin tarafı olarak birbirlerine karşı ileri sürebileceklerdir. Taraflar arasında imzalanan esas sözleşmenin 8. maddesinde "inşaattan doğabilecek her türlü hukuksal ve mali, kazai ve cezai sorumluluklar
müteahite ait olacaktır. İş kazaları, üçüncü şahıslara ait problemler, işçi alacakları, vergi, belediye ve SSK alacakları müteahhitin sorumluluğundadır" hükmü kararlaştırmıştır. Yine taraflar arasında imzalanan ek sözleşmenin 7. maddesinde "bu sözleşme ve hükümlerinde belirtilen yapılaşmanın belirtildiği her türlü masraf, katılım payı, vergi, resim, harç, su ve elektrik giderleri ve proje ve ruhsat harçları, sözleşme ve noter harçları, proje giderleri, inşaat ödemeleri, SSK ve öteki sigorta primleri dahil kısaca her ne ad altında olursa olsun arsa sahibinden her hangi bir masraf istenmeyecektir. Bina bitiminde, vergi dairesine ödenmesi gereken veraset ve harçlar, vergi ödenmesine gereken vergiler, arsa sahibine ait bağımsız bölümlerin her türlü resim, harç ve vergilerin müteahhit tarafından ödenecektir." hükmü bulunmaktadır. Dava konusu olan KDV, bu inşaatın yapımında kullanılan arsanın teslimi nedeni ile doğmuştur. Dolayısıyla, sözleşmeye konu inşaatın yapımından kaynaklanan bir vergidir. Yukarıda belirtilen asıl ve ek sözleşmedeki hükümlerde de, doğabilecek vergilerin müteahhite ait olduğu kararlaştırılmıştır. Katma değer vergisi de bir tür vergi olması nedeni ile, sözleşme gereğince müteahhide yüklenmiştir. Sözleşmede belirtilen hükümler nedeni ile müteahhidin sorumluluğundadır. Vergi mevzuatı gereğince, davacı arsa sahibi tarafından ödenmesi gerekse de, tarafların özgür iradeleri ile imzalanan sözleşmede, müteahhidin sorumlu olacağını kararlaştırıldığından, arsa sahibi davacının sözleşmeye dayalı olarak doğan KDV"yi yükleniciden talep hakkı yerindedir.
Netice itibariyle, arsa teslimi nedeniyle ödenecek KDV"den yüklenicinin sorumlu olduğu dikkate alınarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın bozulması gerekirken, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi"nin 17.10.2008 tarih ve 2016/8210 Esas, 2018/4741 Karar sayılı ilamı ile onandığı karar düzeltme istemi üzerine yapılan incelemede anlaşıldığından, davacının karar düzeltme isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının belirtilen nedenlerle davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer karar düzeltme taleplerinin reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile Yargıtay 23. Hukuk Dairesi"nin 17.10.2018 gün, 2016/8210 Esas 2018/4741 Karar sayılı onama ilamının kaldırılarak hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödenenden 5766 sayılı Kanun"un 11. maddesi ile yapılan değişiklik gereğince Harçlar Kanunu 42/2-d maddesi uyarınca alınması gereken 143,50 TL Yargıtay başvurma harcının mahsup edilerek, varsa fazla alınan harcın temyiz eden davacıya iadesine, ödediği karar düzeltme peşin harcının istek halinde karar düzeltme isteyen davacıya geri verilmesine, 28.11.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.