11. Hukuk Dairesi 2015/12037 E. , 2016/9651 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 06/07/2015 tarih ve 2015/632-2015/486 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; davalının müvekkili aleyhine Federal Almanya Cumhuriyeti Essen Eyalet Mahkemesine müracaat ederek alacak davası açtığını, yabancı mahkemece 61.613,23 Euro’nun 01/01/1999 tarihinden itibaren %4 faiziyle birlikte müvekkilinden alınarak davalıya ödenmesine karar verildiğini, işbu yabancı mahkeme kararının ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 19/04/2011 tarihli kararı ile tenfizine karar verildiğini ve tenfiz kararının Yargıtay incelemesinden de geçerek 21/09/2012 tarihinde kesinleştiğini, bunun üzerine müvekkili tarafından davalının tenfiz davasındaki avukatının banka hesabına 30/11/2012 tarihinde 115.012,27 EURO ödemede bulunulduğunu, ancak davalının tenfiz kararına konu yabancı mahkeme ilamındaki tüm haklarını tahsil etmesine rağmen elinde kalan müvekkili şirkete ait hisse senetlerini iade etmeyerek sebepsiz zenginleştiğini, ayrıca aslında yabancı mahkeme ve tenfiz kararı gereği müvekkilinin davalıya 95.907,89 EURO ödeme yapması gerekirken zuhulen 19.104,38 EURO fazla ödemede bulunduğunu ileri sürerek davalıda bulunan hamiline yazılı hisse senetlerinin müvekkiline iadesine ve 19.090,00 EURO’nun banka yoluyla gönderildiği tarihinden itibaren bankaların uyguladığı en yüksek döviz mevduat faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; hisse senetlerinin ve fazladan yatırılan 13.433,00 EURO’nun dava açılmasından sonra davacıya iade edildiğini, kalan kısmın ise yabancı mahkemenin ek kararında belirtilen ve tenfiz edilen yargılama masraflarına ilişkin olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; dava konusu şirket hisse senetlerinin ve dava konusu paranın 13.433,00 EURO’luk kısmının dava açıldıktan sonra iade edildiği, bu sebeple bu kısımlar yönünden davanın konusuz kaldığı, ancak davalının dava açılmasına sebebiyet verdiğinden yargılama giderlerinden sorumlu olduğu, ayrıca yabancı mahkemenin masraf tespiti yönündeki ek kararının tenfiz edilmediği gerekçesiyle hamiline yazılı hisse senetlerinin tamamı ile dava konusu 13.433,00 Euro’luk kısım yönünden davanın konusuz kaldığı için karar verilmesine yer olmadığına ve dava konusu 5.657,00 EURO’nun 3095 sayılı kanun gereğince hesaplanacak en yüksek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıda yazılı (2) ve (3) nolu bentler dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizine ilişkin karar uyarınca yapılan fazla ödemenin istirdadı istemine ilişkindir.
... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2010/567 Esas sayılı dosyasında davacı ... dava dilekçesinde yabancı mahkeme kararı ile birlikte ayrıca yargılama masraflarına ilişkin tespit kararının da tenfizini talep etmiş olup, mahkemece 19/04/2011 tarih ve 2011/161 sayılı kararla davanın kabulüne karar verilmiş olması karşısında davanın kabulü kararının masraf tespit kararını da kapsadığının kabulü gerekmektedir.
Bu halde, masraf tespit kararı yönünden de tenfiz kararı verildiği ve bu kararın tenfiz edildiği anlaşıldığından masraf tespit kararına konu bölüm yönünden istirdat isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3- Dava dilekçesinde, 19.090,00 Euro"nun davalıdan tahsiline ve hisse senetlerinin iadesine karar verilmesi talep edilmiş, davalı vekili esasa cevap süresi içerisinde sunduğu 20.06.2013 günlü cevap dilekçesi ile 13.454,05 Euro yönünden davayı kabul ettiklerini bildirmiş, kabul edilen bu miktarın 13.06.2013 tarihinde iade edildiğine ilişkin dekont örneği cevap dilekçesi ekinde sunulmuş, davacı vekili de 12.07.2013 günlü cevaba cevap dilekçesinde ödemeyi kabul etmiş, hisse senetlerinin de 11.07.2013 tarihinde iade edildiği davacı vekilinin 23.07.2013 günlü dilekçesi ile bildirilmiş, mahkemece hisse senetlerinin iadesi ve 13.433,00 Euro yönünden konusu kalmayan davada karar ittihazına yer olmadığına ve davacı lehine tarife hükümlerine göre hesaplanan tam vekalet ücretine hükmedilmiştir.
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"nin 6. maddesinde, anlaşmazlığın davanın konusuz kalması, feragat, kabul, sulh veya herhangi bir nedenle ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar giderilmesi durumunda Tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına hükmolunacağı düzenlenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, anlaşmazlık ön inceleme tutanağı imzalanmadan giderildiğinden Tarife"nin 6. maddesi hükmü gereğince davacı lehine Tarife hükümleriyle belirlenen ücretin yarısına hükmolunması gerekirken, vekalet ücretinin yazılı şekilde takdir edilmesi de isabetli bulunmamıştır.
4- (2) nolu bozma nedenine göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) ve (3) bentlerde açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile mahkeme kararının davalı yararına BOZULMASINA, (4) nolu bentte açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, ödedikleri temyiz peşin harçlarının istekleri halinde temyiz eden taraflara iadesine, 19/12/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.