Ceza Genel Kurulu 2016/990 E. , 2017/73 K.
"İçtihat Metni"
Kararı veren
Yargıtay Dairesi : 11. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Sulh Ceza
Günü : 27.03.2012
Sayısı : 173-568
Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçundan sanık ..."in TCK’nun 206/1, 53 ve 58. maddeleri uyarınca dört kez 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve cezalarının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ilişkin Kayseri 4. Sulh Ceza Mahkemesince verilen 27.03.2012 gün ve 173-568 sayılı hükmün, sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 11. Ceza Dairesince 02.12.2015 gün ve 26997-31478 sayı ile onanmasına karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 11.04.2016 gün ve 108653 sayı ile;
"...Uyuşmazlık, suç kastının tespiti açısından sanığın eylemlerinin her biri yenilenen kastla işlenmiş ayrı suçları mı, yoksa bir suç işleme kararının yerine getirilmesi amacıyla kanunun aynı hükmünü değişik zamanlarda birkaç kez ihlal etmek suretiyle zincirleme tek suç oluşturup oluşturmadığına ilişkindir.
Bu konudaki yasal mevzuat incelendiğinde; suç ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK"nın 43. maddesinde zincirleme suç hükümleri şu şekilde düzenlenmiştir.
"Madde 43 - (1) Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda, bir cezaya hükmedilir. Ancak bu ceza, dörtte birinden dörtte üçüne kadar artırılır. Bir suçun temel şekli ile daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekilleri, aynı suç sayılır. (Ek cümle: 29.06.2005 - 5377 S.K./6. md.) Mağduru belli bir kişi olmayan suçlarda da bu fıkra hükmü uygulanır.
(2) Aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda da, birinci fıkra hükmü uygulanır.
(3) Kasten öldürme, kasten yaralama, işkence, (...)(*) ve yağma suçlarında bu madde hükümleri uygulanmaz."
Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararları incelendiğinde;
1) Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 29.09.2015 gün ve 2013/11-828 Esas- 2015/293 sayılı kararında;
"...Yerleşmiş Yargıtay kararlarında belirtilmiş olduğu gibi 5237 sayılı Türk Ceza Yasası açısından zincirleme suçtan söz edilebilmesi için,
1- Aynı suçun birden çok kez işlenmiş olması,
2- Suçların değişik zamanlarda işlenmiş olması,
3- Suçların aynı kişiye karşı işlenmesi,
4- Suçların aynı suç işleme kararına bağlı olarak gerçekleştirilmiş olması gerekir.
TCK"nun 43/1. maddesine 5377 sayılı Yasa ile "Mağduru belli bir kişi olmayan suçlarda da bu fıkra hükmü uygulanır" hükmü eklenmiş olduğundan, mağduru belirli bir özel ya da tüzel kişi olmayan suçlar açısından da, diğer koşulların oluşması durumunda, zincirleme suç hükümleri uygulanacağı gibi;
TCK"nun 43/2. maddesinde düzenlenen "aynı türden fikri içtima" hükmü nedeniyle, aynı fiille suçun işlenmiş olması koşuluyla, mağdur birden çok olsa bile, zincirleme suç hükümlerinin uygulanması mümkündür."
2)Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 17.03.2015 gün ve 2013/11-602 Esas-2015/44 karar sayılı kararında;
"...Türk Ceza Kanununun "resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan" başlıklı 206. maddesi; "bir resmî belgeyi düzenlemek yetkisine sahip olan kamu görevlisine yalan beyanda bulunan kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır" şeklinde düzenlenmiştir. Sahteciliğin özel bir türü olup kamu güvenine karşı işlenen bu suçun mağduru belirli bir kişi değil, toplumu oluşturan herkestir.
Ceza Genel Kurulunun 14.10.2014 gün ve 728-428 ile 01.04.2014 gün ve 542-153 sayılı kararlarında vurgulandığı üzere, resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunun işlenme şekillerinden birisi de, kişilerin işledikleri bir suç nedeniyle haklarında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek için, kendisiyle ilgili belge düzenleyen kamu görevlisine kimlik bilgilerine ilişkin olarak yalan beyanda bulunmasıdır..."
Bu çerçevede değerlendirildiğinde;
Sanığın trafik denetimi sırasında suça konu ...... plaka sayılı araç için düzenlenmiş gözüken 27.03.2010 tarihli FK seri ve 415168 sıra numaralı, .... plaka sayılı araç için düzenlenmiş gözüken 12.08.2007 tarihli EN seri ve 508883 sıra numaralı,....plaka sayılı araç için düzenlenmiş gözüken 08.07.2008 tarihli EU seri ve 236004 sıra numaralı ve....plaka sayılı araç için düzenlenmiş gözüken 05.11.2008 tarihli EV seri ve 584382 sıra numaralı trafik suç tutanaklarının düzenlendiği sırada katılana ait sürücü belgesindeki bilgileri vermek suretiyle katılan adına suça konu trafik cezası tutanaklarının düzenlenmesine neden olduğunu olayda, olayın oluş şekli ve aynı iddianame ile kamu davasının açılması nedeniyle eylemleri bir bütün olarak değerledirildiğinde, sanığın eylemlerini aynı suç işleme kararının devamı niteliğinde bulunduğu bu sebeple de hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gereklidir.
Nitekim Yüksek Dairenizin 04.05.2015 tarih ve 2013/8911 Esas- 2015/25970 sayılı Kararında ;
"...Sanığın idari para cezası yaptırımı gerektiren kabahat niteliğinde olan eylemi nedeniyle 21.06.2009, 24.06.2009, 17.02.2010, 14.07.2010 tarihli olarak 4 kez trafik idari para cezası karar tutanağının düzenlemesi sırasında sahte belge göstererek kimliği hakkında yalan beyanda bulunmaktan ibaret eyleminin, 5237 sayılı TCK"nun 206 ve 43/1. maddelerine göre zincirleme biçimde resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfının tayininde hataya düşülerek, yazılı şekilde iftira suçundan hüküm kurulması" şeklindeki gerekçeyle hükmün bozulmasına karar verildiği" görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
5271 sayılı CMK"nun 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 11. Ceza Dairesince 25.05.2016 gün ve 7930-4810 sayı ile, itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanık hakkında 29.06.2009 suç tarihli resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçundan verilen beraat hükmü temyiz edilmeksizin kesinleşmiş olup itirazın kapsamında göre inceleme, sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükümleri ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın eylemlerinin, ayrı ayrı resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunu mu, yoksa zincirleme şekilde resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunu mu oluşturduğunun belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
Sanığın, kullandığı farklı araçlarla trafik kuralı ihlali yapması üzerine 12.08.2007, 08.07.2008, 05.11.2008 ve 27.03.2010 tarihlerinde trafik suç tutanağı düzenleyen görevli polis memurlarına kendisini ... olarak tanıtıp adı geçenin kimlik ve sürücü belgesi bilgilerini kullanarak katılan adına dört ayrı trafik suç tutanağı düzenlenmesine neden olduğu anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlığın sağlıklı bir şekilde çözümlenmesi için öncelikle "zincirleme suç" hükümlerinin incelenmesi gerekmektedir.
5237 sayılı Türk Ceza Kanununa hakim olan ilke gerçek içtima olduğundan, bunun sonucu olarak, "kaç fiil varsa o kadar suç, kaç suç varsa o kadar ceza" söz konusu olacaktır. Nitekim bu husus Adalet Komisyonu raporunda da; "Ceza hukukunun temel kurallarından birisi, ‘kaç fiil varsa o kadar suç, kaç suç varsa o kadar ceza vardır" şeklinde ifade edilmektedir. Bunun istisnaları, suçların içtimaı bölümünde belirlenmiştir. Bu istisnalar dışında, işlenen her bir suçla ilgili olarak ayrı ayrı cezaya hükmedilecektir. Böylece verilen her bir ceza, bağımsızlığını koruyacaktır" şeklinde ifade edilmiştir. Bu kuralın istisnalarına ise, TCK’nun "suçların içtimaı" bölümünde, 42 (bileşik suç), 43 (zincirleme suç) ve 44 (fikri içtima) maddelerinde yer verilmiştir.
TCK"nun 43. maddesinin birinci fıkrasında; "Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda, bir cezaya hükmedilir. Ancak bu ceza, dörtte birinden dörtte üçüne kadar artırılır. Bir suçun temel şekli ile daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekilleri, aynı suç sayılır. Mağduru belli bir kişi olmayan suçlarda da bu fıkra hükmü uygulanır” biçiminde zincirleme suç, ikinci fıkrasında; "Aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda da, birinci fıkra hükmü uygulanır" denilmek suretiyle aynı neviden fikri içtima düzenlemesine yer verilmiş, üçüncü fıkrasında da zincirleme suç ve aynı neviden fikri içtima hükümlerinin uygulanmayacağı suçlar belirtilmiştir.
TCK"nun 43/1. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanabilmesi için;
a- Aynı suçun değişik zamanlarda birden fazla işlenmesi,
b- İşlenen suçların mağdurlarının aynı kişi olması,
c- Bu suçların aynı suç işleme kararı altında işlenmesi gerekmektedir.
TCK’nun 43/1. maddesinde bulunan, "değişik zamanlarda" ifadesi nedeniyle zincirleme suç hükümlerinin uygulanabilmesi için, suçların mutlaka değişik zamanlarda işlenmesi gereklidir ki, bunun sonucu olarak, aynı mağdura, aynı zamanda, aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda tek suçun oluşacağı kabul edilmiştir. Bu halde zincirleme suç hükümleri uygulanarak artırım yapılamayacak, ancak bu husus TCK’nun 61. maddesi uyarınca temel cezanın belirlenmesinde göz önüne alınabilecektir.
TCK"nun 43/1. maddesinin açıklığı karşısında öğretide de, zincirleme suç hükümlerinin uygulanabilmesi için suçların farklı zamanlarda işlenmesi gerektiği konusunda görüş birliği bulunmaktadır.
Öte yandan, kanunumuz zaman konusunda olduğu gibi, suçların işlendikleri yer bakımından da bir sınır koymamıştır. Ancak, suçların aynı yerde işlenmeleri, suç işleme kararındaki birliğin bir işareti olarak kabul edilebilir.
Aynı suç işleme kararının varlığının, olaysal olarak suçun işlenmesindeki özellikler, suçun işleniş biçimi, fiillerin işlendikleri yer ve işlenme zamanı, fiiller arasında geçen süre, mağdurların farklı olup olmadıkları, ihlal edilen değer ve yarar ile korunan değer ve yarar, olayların oluşum ve gelişimi ile tüm özellikleri değerlendirilerek belirlenmesi gerekmektedir.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Sanığın, trafik kuralı ihlali yapması üzerine 12.08.2007, 08.07.2008, 05.11.2008 ve 27.03.2010 tarihlerinde görevlilerce hakkında trafik suç tutanağının düzenlenmesi sırasında kendisini ... olarak tanıtıp adı geçenin kimlik ve sürücü belgesi bilgilerini kullanarak katılan adına dört ayrı trafik suç tutanağı düzenlenmesine neden olduğu olayda; sanığın, trafik suç tutanaklarının düzenlenmesi sırasında katılanın kimlik bilgilerini içeren herhangi bir belge sunmaması ve katılanın kimlik bilgilerini ihtiyacı doğdukça kullanması birlikte gözetildiğinde, değişik zamanlarda gerçekleştirilen eylemlerin, aynı suç işleme kararının icrası kapsamında değerlendirilemeyeceği, bu bağlamda sanığın her bir eyleminin ayrı ayrı suçları oluşturduğu ve zincirleme suç hükümlerinin uygulanma şartlarının bulunmadığı kabul edilmelidir.
Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının REDDİNE,
2- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 21.02.2017 günü yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.