8. Hukuk Dairesi 2013/15537 E. , 2014/9066 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Akhisar 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 26/02/2013
NUMARASI : 2012/315-2013/87
O.. Ç.. ile A.. A.. ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Akhisar 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 26.02.2013 gün ve 315/87 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili; 204 ada 1 parselde kayıtlı bulunan taşınmazın davalıların murisi M. A. adına kayıtlı olduğunu, kayıt malikinin 40 yıl önce öldüğünü, taşınmazın yaklaşık 30 yıldır aralıksız olarak davacının malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduğunu, 713 ve ilgili maddelerindeki olağanüstü zamanaşımı sebebiyle malik olma hakkının doğduğunu açıklayarak dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili; Davaya dayanak oluşturan TMK" nun 713/2. fıkrasında yer alan “…ölmüş…” sözcüğünün, “Anayasa Mahkemesi"nin 17.03.2011 gün ve 2009/58 Esas, 2011/52 Karar sayılı kararıyla iptaline karar verildiğini açıklayarak davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kabulü ile 204 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptaline ve davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi üzerine, hüküm; davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, TMK’nun 713/2. fıkrasında yer alan; “...maliki yirmi yıl önce ölmüş...” hukuki sebebine dayalı olarak TMK"nun 713/1–2. fıkraları gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
Davacı, davasını tapu kayıt maliki M. A."ın mirasçılarından A.. A.., Server Sebiha Zenginoğlu, S.. A.., A.. A.. ve Ş.. A.."ya yöneltmiştir.
Kural olarak, tapu iptali ve tescil davalarında, dava, kayıt malikine, kayıt maliki ölüyse mirasçılarına yöneltilerek açılır. TMK’nun 713/2. fıkrası gereğince, açılan davalarda Hazine, TMK"nun 501. maddesi uyarınca son mirasçı sıfatıyla hasım gösterilmektedir. TMK’nun 713/2. maddesinde belirtilen hukuki sebeplerden birine dayanılarak açılan davaların niteliği ve özelliği gereği husumetin yargılama sırasında tamamlanması mümkündür. Somut olayda Mahkemece, tapu kayıt maliki M. A."ın mirasçılarından M. A., A. A. ve S. A."a herhangi bir şekilde ve yolla tebligat yapılmamış ve taraf teşkili sağlanamamıştır.
Bilindiği üzere, bir davanın görülebilmesi için öncelikle davada taraf teşkilinin sağlanması gereklidir. Yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz olarak toplanıp tartışılabilmesi, davanın süratle sonuçlandırılabilmesi, öncelikle tarafların duruşma gününden haberdar edilmesiyle mümkün olur. HUMK"nun 73. maddesinde; “Kanunun gösterdiği istisnalar haricinde Hakim her iki tarafı istima veyahut iddia ve müdafaalarını beyan etmeleri için kanuni şekillere tevfikan davet etmedikçe hükmünü veremez,” denilmektedir. Madde metninde açıkça görüldüğü üzere taraflar, yöntemine uygun bir biçimde davet edilmedikçe Mahkemece karar verilemez. Aynı durum Hukuk Muhakemesi Kanunu"nun 27. maddesinde de; “Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi haklarıyla bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler” amir hükmüne yer verilmiştir. Söz konusu maddede yer alan “hukuki dinlenilme hakkı" tabiriyle 73. maddesindeki durum ifade edilmiştir. Bu hak, Anayasa"nın 36. maddesi ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"nin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. Bu hak iddia ve savunma hakkı olarak da bilinse iddia ve savunma hakkından daha geniş ve daha üst bir kavram olarak nitelendirilmektedir. Ne var ki; mahkemece işin esası hakkında bir karar verilmiş ise de, yargılama sırasında mahkemece kayıt maliki mirasçılarından M. A., A. A. ve S. A."a davada taraf sıfatıyla savunma hakkı tanınmamış ve daha ötesi savunma hakkı kısıtlanmıştır.
Saptanan bu somut ve hukuki olgulardan da anlaşılacağı üzere davada taraf teşkili sağlanmadan işin esası hakkında hüküm kurulamaz (HGK"nun 22.02.2012 tarih, 2011/8-763 E., 2012/85 sayılı Kararı).
Hal böyle olunca; tapu kayıt malikinin varsa mirasçılarının kesin bir biçimde saptanabilmesi bakımından hasımlı veraset belgesinin alınıp dosyaya konulması için davacı tarafa süre ve imkan tanınması; mirasçılık belgesine göre belirlenecek yöntem ile taraf teşkili sağlanarak davanın yürütülmesi, tebligatlar yönünden 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerinin göz önünde tutulması, dava dilekçesinin varsa kayıt malikinin mirasçılarına tebliğ ettirilmesi, bu yolla da taraf teşkili sağlanamadığı takdirde ilanen tebliğ yolunun düşünülmesi, böylece taraf teşkilinin sağlanması ondan sonra işin esasına girilerek bir hüküm kurulması gerekir. Bu nedenlerle, taraf teşkili sağlanmaksızın işin esası hakkında hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Davalı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle usul ve kanuna aykırı görülen hükmün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi uyarınca uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre işin esasına yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 360,40 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalılara iadesine, 09.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.