Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2008/4067
Karar No: 2009/3457

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2008/4067 Esas 2009/3457 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2008/4067 E.  ,  2009/3457 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Sivas İş Mahkemesi
    TARİHİ : 03/12/2007
    NUMARASI : 2006/1084-2007/660

    Davacı, 18 yıl 11 ay 20 gün olduğunun tespiti ile aksine kurum işleminin iptaline  karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün  taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.      
    1-Dosyadaki yazılara toplanan  delillere kararın  dayandığı gerektirici nedenlere göre davalının tüm,davacının  aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan  temyiz itirazlarının  reddine,
    2-Dava,  davacının 26.08.2003 tarihli hizmet süresi ekstresinde 18 yıl 11 ay 20 gün olarak belirtilen hizmet süresinin,Kurumca oda kaydının geçersiz olduğu ileri sürülerek vergi kayıtları esas alınarak yeniden düzenlenerek  25.05.2006 tarihli hizmet süresi ekstresinde 10 yıl 9 ay 5  gün olarak belirtilmesi karşısında ,davacının hizmet süresinin 26.08.2003 tarihli hizmet süresi ekstresinde belirtildiği şekilde 18 yıl 11 ay 20 gün olduğunun tesbiti ile aksi yöndeki Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
    Mahkemece davanın kısmen kabulü ile,davacının 08.06.1989-31.12.1991 tarihleri arasında ve 28.02.1992-01.10.1997 tarihleri arasında isteğe bağlı sigortalı sayılması gerektiğinin tesbitine,fazla istemin ve davacının 1479 sayılı Yasa uyarınca zorunlu sigortalı sayılması konusundaki talebinin reddine karar verilmiştir.
    Uyuşmazlık davacının 08.06.1989-01.01.1997 , 20.06.1997-20.11.2000 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa kapsamında zorunlu sigortalı sayılıp sayılmayacağı  noktasında toplanmaktadır.
    Davanın yasal dayanağını oluşturan 1479 sayılı Kanunun 24. maddesi ile 506 sayılı yasanın 2. ve 3. maddesi ilgili kanunlar açısından sigortalı sayılanlar ile sayılmayanlar açıkça belirlemiştir. Öte yandan sosyal güvenlik sistemimizde çifte sigortalılığa yer verilmemiş, zorunlu sigortalılıkların çakışması halinde önce başlayan ve devam eden sigortalılık geçerli sayılmıştır.  Yargıtay’ın giderek Dairemizin de oturmuş İçtihadı bu yöndedir.(Yargıtay HGK. 19.02.2002 tarih 2003/21-60-79 )
    1.4.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Yasa"nın 24. maddesinde  zorunlu Bağ-Kur  sigortalılığı için  esnaf sicili veya kanunla  kurulu  meslek kuruluşu kaydı aranırken  20.4.1982 tarihinde yürürlüğe giren  2654 sayılı Yasa ile 1479 sayılı  Yasa"nın  24. maddesi değiştirilecek  zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için  gelir vergisi  mükellefi olması şartı getirilmiş ancak  gelir vergisinden  muaf olanlar  için meslek kuruluşuna kayıtlı  olma yeterli görülmüş, 22.3.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3165 sayılı  Yasa ile 24. madde  değiştirilerek  zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için vergi kaydı veya esnaf sicil kaydı veya oda kaydının bulunması  yeterli görülmüş, 2.8.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek  zorunlu Bağ-Kur   sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olma şartı getirilmiş ancak  gelir vergisinden muaf olanlar için  esnaf sicil kaydı ve oda kaydının bir arada bulunması yeterli görülmüştür.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 17.03.1983 tarihli giriş bildirgesine göre 29.01.1981 tarihli vergi kaydı nedeniyle 20.04.1982 tarihi itibariyle tescil edildiği,29.01.1981-26.01.1987 , 01.01.1997-19.06.1997 , 20.11.2000—devam eklinde vergi kaydının,21.02.1986-devam şeklinde esnaf ve sanatkarlar  odası kaydının, 27.08.2003-devam şeklinde sicil memurluğu kaydının,08.02.1963-17.05.1991 tarihleri arasında Gemerek Esnaf ve Sanatkarlar derneği kaydının bulunduğu başkaca bir kaydın bulunmadığı,1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalılığının vergi kayıtlarına göre düzenlendiği,1992 affından yararlanarak 28.02.1992 tarihinde bu tarihten öncesine yönelik tüm prim borçlarını ödediği,ayrıca 15.07.1994,26.08.1994,30.05.2006,03.07.2006,01.08.2006 tarihlerinde prim ödemelerinde bulunduğu,16.129 TL prim borcu bulunduğu,05.01.1987-07.06.1989 tarihleri arasında 506 sayılı Yasa kapsamında 752 gün sigortalılığının bulunduğu, 26.08.2003 tarihli hizmet süresi ekstresinde davacının 20.04.1982-26.01.1987 tarihleri arasında ve 08.06.1989-26.08.2003 tarihleri arasında  18 yıl 11 ay 20 gün sigortalılık hizmet süresinin bulunduğunun belirtildiği, 25.05.2006 tarihli hizmet süresi ekstresinde ise davacının 20.04.1982-26.01.1987 tarihleri arasında,01.01.1997-19.06.1997 tarihleri arasında ve 20.11.2000-25.05.2006 tarihleri arasında  10 yıl 9 ay 5 gün sigortalılık hizmet süresinin bulunduğunun belirtildiği anlaşılmaktadır.
    Somut olayda, davacının 1479 sayılı Yasa gereği tescili 1982 yılında yapılmış olmakla, 1985 tarihinde  yürürlükte bulunan 1479 sayılı Yasa"nın 24.maddesi gereğince 26.01.1987 tarihinde vergi kaydı sona erse de oda kayıtları devam ettiği için 20.04.1982-25.05.2006 tarihleri arasında halen 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalılık koşullarının bulunduğu ortadadır.
    Öte yandan, 1982 tarihinde başlayan 1479 sayılı Yasa"ya tabi sigortalılık önceden başlayan sigortalılık olduğundan 05.01.1987-07.06.1989 tarihleri arasındaki 506 sayılı Yasa kapsamında 752 gün sigortalılığının iptali gerekirse de, davacının dava dilekçesinde 26.08.2003 tarihli hizmet süresi ekstresinde görülen 18 yıl 11 ay 20 gün sigortalılık hizmet süresinin tesbitini istemiş olması ve bu ekstrede davacının 506 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olduğu günlerin dışlanmış olması nedeniyle taleple bağlı kalınarak ve talep edilen dönemde çakışan sigortalılık olmadığından çakışan sigortalılık durumu değerlendirme konusu yapılmamıştır.
    Yapılacak iş,davacının talebi ile bağlı kalınarak ve tesbitinde hukuki yararının bulunduğu 08.06.1989-01.01.1997 tarihleri arasında ve 20.06.1997-20.11.2000 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa kapsamında zorunlu sigortalı olduğunun tesbitine karar vermekten ibarettir.
    O halde, davacının  bu yönleri amaçlayan  temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya  iadesine,    09.03.2009  gününde oybirliğiyle karar verildi.

     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi