Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2017/473 Esas 2021/971 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/473
Karar No: 2021/971
Karar Tarihi: 10.02.2021

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2017/473 Esas 2021/971 Karar Sayılı İlamı

16. Hukuk Dairesi         2017/473 E.  ,  2021/971 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    ...

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:

    Kadastro sonucu, ...,... Mahallesi çalışma alanında bulunan 829 ada 3 parsel sayılı 4.844,53 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, hükmen davalı ... adına tescil edilmiştir. Davacı ..., tapu kaydı, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, tapu kaydının iptali ve dayandığı tapu kayıt maliklerinin mirasçıları adına tescili istemiyle dava açmıştır. Yargılama sırasında davacının vefat etmesi nedeniyle, dava mirasçıları tarafından takp edilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... ve arkadaşları vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece, Kadirli 2. Kadastro Mahkemesi’nin 1995/332 Esas, 1996/129 Karar sayılı ilamının bu dosya yönünden kesin hüküm teşkil ettiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. 6100 sayılı HMK"nın 303/1. maddesi gereğince “Bir davaya ait şekli anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir.” Kadirli 2. Kadastro Mahkemesi’nin 1995/332 Esas, 1996/129 Karar sayılı dosyasının incelenmesinde; Davacı ... tarafından, çekişmeli taşınmazın şubat 1295 tarih ve 8 sıra numaralı tapu kaydı kapsamında kaldığı, taşınmazın zilyetliğinin tapu kayıt maliklerinde olduğu, tapu kayıt maliklerinin ölümü ile mirasçılarına intikal ettiği ileri sürülerek, kadastro tespitinin iptali ile mirasçılar adına tescili istemiyle dava açıldığı, yargılama neticesinde ispatlanamadığından davanın reddine karar verildiği ve anılan kararın Yargıtay denetiminden geçerek 28.02.1997 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Temyize konu eldeki dosyada ise; davacı ..., yukarıda sözü edilen dosyada dava konusu olup hükmen kesinleşen taşınmaz hakkında aynı tapu kaydına, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, tapu iptali ve dayandığı tapu kayıt maliklerinin mirasçıları adına tescili istemiyle dava açmıştır. Dolayısıyla her iki davanın tarafları, birbirlerinin halefi durumunda bulunmaması nedeniyle aynı olmadığından, Kadastro Mahkemesi ilamının bu davada kesin hüküm teşkil ettiğinden söz edilemez. Ne var ki, eldeki dava dosyasında davacının dayandığı şubat 1295 tarih ve 8 sıra numaralı tapu kaydının çekişmeli taşınmaza uymadığı ve taşınmazın, 50 yılı aşkın süredir kimsenin zilyetliğinde bulunmadığı, ham toprak vasfında olduğu, eldeki dosyada dava konusu edilen taşınmazın hükmen tesciline esas Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen Kadastro Mahkemesi dosyasında yapılan keşif, uygulama ve bilirkişi sözleriyle belirlendiğine göre, Mahkemece, davanın bu nedenle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle red kararı verilmesi isabetsiz ise de, red kararı sonucu itibariyle doğru olduğundan, çekişmeli taşınmaz hakkındaki hükmün gerekçesinin bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.02.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.













    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.