8. Ceza Dairesi 2017/9245 E. , 2017/11267 K.
"İçtihat Metni" İnfaz kurumuna veya tutukevine yasak eşya sokma ve uyuşturucu ve uyarıcı madde kabul etmek veya bulundurmak suçlarından şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda Nazilli Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 26/01/2016 tarihli ve 2015/9588 soruşturma, 2016/337 esas, 2016/290 sayılı iddianamenin, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 174/1-b maddesi uyarınca iadesine dair Nazilli 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 15/02/2016 tarihli ve 2016/45 sayılı kararına yönelik itirazın kısmen kabulü ile anılan iade kararının 1 no"lu iade gerekçesi yönünden reddine, 2 no"lu iade gerekçesi yönünden kabulüne ilişkin NAZİLLİ 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 23/02/2016 tarihli ve 2016/191 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosyası ile ilgili olarak;
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 297/1-son cümlesinde yer alan "....Bu suçun konusunu oluşturan eşyanın, temin edilmesi veya bulundurulması ayrı bir suç oluşturduğu takdirde; fikrî içtima hükümlerine göre belirlenecek ceza yarı oranında artırılır." şeklindeki hüküm gereğince, şüphelinin tek bir eylem ile infaz kurumuna veya tutukevine yasak eşya sokma ve uyuşturucu ve uyarıcı madde kabul etmek veya bulundurmak suçlarını işlediğinin iddia olunması karşısında, anılan madde hükmünün uygulanması açısından temin etme veya bulundurma eyleminin suç teşkil etmesinin yeterli olması, 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile yapılan değişiklikle 5237 sayılı Kanun"un 191. maddesinde tanımlanan eylemin halen suç oluşturma niteliğini devam ettirmesi, kamu davasının açılmasının ertelenmesi hususunun ise soruşturma aşamasına ilişkin genel bir düzenleme niteliğinde olduğu gözetilmeksizin yapılan itirazın 1 no"lu iade gerekçesi yönünden de kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı CMK.nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 31.07.2016 gün ve 4444 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 19.09.2016 gün ve KYB/2016-333967 sayılı ihbarnamesi ile dairemize tevdii kılınmakla incelendi.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Gereği görüşülüp düşünüldü:
5271 sayılı CMK.nun 170/1 maddesinde soruşturma evresinin sonunda toplanan kanıtlardan suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşuyorsa Cumhuriyet Savcısının iddianameyi düzenleyeceği belirtilmiş, aynı Yasanın 174. maddesinde ise; “Mahkeme tarafından, iddianamenin ve soruşturma evrakının verildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde soruşturma evresine ilişkin bütün belgeler incelendikten sonra, eksik veya hatalı noktalar belirtilmek suretiyle;
a) 170"nci maddeye aykırı olarak düzenlenen,
b) Suçun sübûtuna etki edeceği mutlak sayılan mevcut bir delil toplanmadan düzenlenen,
c) Ön ödemeye veya uzlaşmaya tâbi olduğu soruşturma dosyasından açıkça anlaşılan işlerde ön ödeme veya uzlaşma usulü uygulanmaksızın düzenlenen, İddianamenin Cumhuriyet Başsavcılığına iadesine karar verilir.
(2) Suçun hukukî nitelendirilmesi sebebiyle iddianame iade edilemez.
(3) En geç birinci fıkrada belirtilen süre sonunda iade edilmeyen iddianame kabul edilmiş sayılır.
(4) Cumhuriyet Savcısı, iddianamenin iadesi üzerine, kararda gösterilen eksiklikleri tamamladıktan ve hatalı noktaları düzelttikten sonra, kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmesini gerektiren bir durumun bulunmaması halinde, yeniden iddianame düzenleyerek dosyayı mahkemeye gönderir. İlk kararda belirtilmeyen sebeplere dayanılarak yeniden iddianamenin iadesi yoluna gidilemez” düzenlemesi hüküm altına alınarak iddianamenin iade süreci ve hangi durumlarda iddianamenin iade edileceği belirtilmiştir. Şüphelinin ifadesinin alınmaması bu maddede sayılan iade sebepleri arasında yer almamaktadır ancak, maddenin 1-b fıkrasında suçun sübûtuna etki edeceği mutlak sayılan mevcut bir delilin toplanmaması iddianamenin iadesi sebebi olarak sayılmıştır.
Somut olayda, Nazilli Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 26/01/2016 tarihli ve 2015/9588 soruşturma, 2016/337 esas, 2016/290 sayılı iddianame Nazilli Açık Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olarak bulunan şüphelinin suç tarihinde özel izinden döndüğü sırada infaz koruma memurlarınca yapılan üst aramasında uyuşturucu madde ele geçirildiği iddiası ile 5237 sayılı TCK.nun 297/1, 35/2, 191/1, 44, 297/1-son cümle ve 53. maddeleri gereğince cezalandırılması talebi ile Nazilli 5. Asliye Ceza Mahkemesinde kamu davası açıldığı, mahkemece “TCK"nın 191. maddesi yönünden kamu davasının açılmasının ertelenmesi kurumunun değerlendirilmesi gerektiği” gerekçesiyle iddianamenin iadesine karar verildiği, Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan itiraz üzerine Nazilli 1. Ağır Ceza Mahkemesince itirazın reddine dair karar verildiği anlaşılmış ise de;
Sanığın tek olan fiilinin “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma" ve "infaz kurumuna uyuşturucu madde sokma" suçlarını oluşturduğu; TCK"nın 297. maddesinin 1. fıkrasının ikinci cümlesinde infaz kurumuna yasak eşya sokma suçunu oluşturan eşyanın temin edilmesi veya bulundurulmasının ayrı bir suç oluşturması
halinde, fikri içtima hükümlerine göre belirlenecek cezanın yarı oranında artırılacağının öngörülmesi karşısında; iddianamenin iadesi kararına karşı yapılan 1 no.lu itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesi,
Yasaya aykırı ve Adalet Bakanlığı"nın Kanun Yararına Bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının ihbarname içeriği bu itibarla yerinde görüldüğünden Nazilli 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 23.02.2016 gün, 2016/91 değişik iş sayılı kararının CMK.nun 309.maddesi gereğince BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın Adalet Bakanlığına gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, 12.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.