19. Ceza Dairesi 2019/1343 E. , 2019/8181 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Fikri ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5846 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
5271 sayılı CMK’nın üçüncü kısım üçüncü bölümünde, yargılamanın yenilenmesi, olağanüstü kanun yolları arasında sayılmıştır. Aynı Kanun"un “Sanık veya hükümlünün aleyhine yargılamanın yenilenmesi nedenleri” başlıklı 314. maddesi;
“Kesinleşen bir hükümle sonuçlanmış olan bir dava aşağıda yazılı hâllerde sanık veya hükümlünün aleyhine olarak yargılamanın yenilenmesi yolu ile tekrar görülür:
a) Duruşmada sanığın veya hükümlünün lehine ileri sürülen ve hükme etkili olan bir belgenin sahteliği anlaşılırsa.
b) Hükme katılmış olan hâkimlerden biri, aleyhine ceza kovuşturmasını veya bir ceza ile mahkûmiyetini gerektirecek nitelikte olarak görevlerini yapmada sanık veya hükümlü lehine kusur etmiş ise.
c) Sanık beraat ettikten sonra suçla ilgili olarak hâkim önünde güvenilebilir nitelikte ikrarda bulunmuşsa.” şeklinde düzenlenmiştir.
Somut olayda ise; kolluk görevlilerinin yaptığı tespit sonrası Bakırköy 10. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2010/923 D.iş sayılı kararı doğrultusunda vergi levhası sanık ... adına kayıtlı olan Özen CD adlı iş yerinde, sanığın kardeşi ... hazır bulunduğu halde, 11.05.2010 günü yapılan aramada, toplam 2.655 adet korsan metaryal ele geçirildiği,
...’ın yaşının küçük olması nedeniyle hakkında ayrı evrak düzenlendiği ve sanık ... hakkında 5846 sayılı Kanun"un 81/4. maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesi’ne kamu davası açıldığı, sanığın 23.07.2010 tarihli celsedeki savunmasında; “suçlamayı kabul etmeyip, suç tarihinde işyeri resmi olarak adına kayıtlı olsa da, bu işyerinin fiilen 17 yaşındaki kardeşi ... tarafından işletildiğini” savunduğu, 13.01.2011 tarihli celsede yeminli beyanına başvurulan tanık ..."ın sanığın savunmasını doğrular şekilde "suça konu CD’leri Eminönünden satın aldığını ve işyerinde satmaya başladığını, bu olayla ağabeyi olan sanığın herhangi bir ilgisi olmadığını” beyan etmesi üzerine, Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesi’nin 11.05.2011 tarih ve 2010/564 E., 2011/421 sayılı kararı ile sanık ... hakkında beraat kararı verildiği ve bu kararın 31.05.2011 tarihinde kesinleşmesinden sonra; ... hakkında suç duyurusunda bulunulması üzerine bu kez ... hakkında aynı olay ile ilgili olarak aynı suçtan Bakırköy 3. Çocuk Mahkemesi’ne açılan kamu davasının yapılan yargılamasında; suça sürüklenen çocuk ...’nin 09.01.2014 tarihli celsede üzerine atılı suçlamayı kabul etmeyerek “iş yeri sahibinin ve CD’lerin ağabeyi ..."a ait olduğunu, kendisinin abisine yardımcı olmak amacıyla dükkanda durduğunu, daha önce yaşı küçük olup abisini korumak amacıyla farklı ifade verdiğini” savunduğu, Bakırköy 3. Çocuk Mahkemesi’nde tanık sıfatı ile dinlenen ..."ın ise “olay tarihinde CD satma işini bıraktığını, ancak kardeşi olan suça sürüklenen çocuğun işyerinde kalan CD"leri satıp kar etmek istediği için satmaya başladığını, kendisinin bu durumdan haberdar olmadığını, işyeri ile kendisinin ilgisinin olmadığını sadece işyeri kayıtlarının adına olduğunu o tarihlerde başka bir iş yaptığını” beyan ettiği ve Bakırköy 3. Çocuk Mahkemesi’nin 20.02.2014 tarih ve 2011/640 E. 2014/155 sayılı kararı ile suça sürüklenen çocuk ... hakkında da beraat kararı verilip, beraat kararının 04.04.2014 tarihinde kesinleşmesinin ardından, sanık ... hakkında yeniden aynı olayla ilgili olarak gereğinin taktir ve ifası için Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi’ne ihbarda bulunulması üzerine, Mahkemece, bu ihbar, yargılanmanın yenilenmesi talebi olarak değerlendirilip, yargılamanın yenilenmesi isteminin kabulüne karar verilerek, yargılamaya devamla sanık ... hakkında mahkumiyet hükmü kurulmuşsa da;
Sanık ... ’ın yargılamanın hiçbir aşamasında 11.05.2010 tarihinde işlenen suça yönelik suçlamayı kabul etmediği ve sanığın suç tarihleri farklı olan başka davalarda, aynı işyerinde korsan CD satışı yaptığını ikrar etmesinin de bu suç itibariyle sonuca etkili olmayacağı gözetilerek, 5271 sayılı CMK’nın 314. maddesinde sayılan hallerin mevcut bulunmaması karşısında, yargılamanın yenilenmesi isteminin kabulüne karar verilerek sanık hakkında mahkumiyet hükmü kurulması,
Kabule göre de;
1) 5237 sayılı TCK"nın 58. maddesi uyarınca sanık hakkında mükerrirlere özgü infaz rejimi ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verilirken, hangi sabıkanın tekerrüre esas alındığının belirtilmemesi,
2) Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmiş ise de, 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı ile anılan maddenin bazı hükümlerinin iptal edilmiş olması nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 09.05.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.