8. Ceza Dairesi 2017/15009 E. , 2017/11260 K.
"İçtihat Metni"
Yalan tanıklık suçundan şüpheliler ... ve ... haklarında Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 16/03/2016 tarihli ve 2015/4315 soruşturma, 2016/4121 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii BAKIRKÖY 6. Sulh Ceza Hakimliğinin 19/04/2016 tarihli ve 2016/1638 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosyası ile ilgili olarak;
5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
Somut olayda, İstanbul İli Büyükçekmece İlçesinde bulunan taşınmazın 9/10 hissesine müşteki, kalan 1/10 hisseye de..."in sahip olduğu, müştekinin hissesini ... ... isimli şahsa sattığı, satış işleminin hileli olduğundan bahisle... tarafından müşteki aleyhine tapu iptal ve tescil davası açıldığı ve yapılan yargılamada tanık olarak dinlenen şüphelilerin yalan beyanda bulunduklarından bahisle müştekinin şikayetçi olması üzerine, delil elde edilemediğinden bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, müştekinin şikayet dilekçesinde ... ... isimli şahsın şüpheli ... tarafından tehdit edildiği iddiası karşısında, .... ... tanık olarak beyanına başvurularak sonucuna göre şüphelilerin hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın bu yönden kabul edilmesi gerekirken, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı CMK.nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 24/04/2017 gün ve 2770 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 09/05/2017 ve KYB/2017-27917 sayılı ihbarnamesi ile dairemize tevdii kılınmakla incelendi.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Şikayetçi vekili 06.02.2015 tarihli dilekçesi ile, müvekkili ..."nın İstanbul ili Büyükçekmece ilçesinde bulunan taşınmazına ait hissesini şüpheli ..."ye vekalet vermek suretiyle, taşınmazın diğer hissedarı..."in ise taşınmazdaki hissesini vekili olan diğer şüpheli ... vasıtasıyla aynı tarihte ... ... sattıklarını,..."in satış işleminin hileli olduğu gerekçesiyle Büyükçekmece 5. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2013/365 Esas sayılı dosyası ile müvekkili ve taşınmazı satın alan ... adına tapu iptal ve tescil davası açtığını, bu davada şüphelilerin gerçeğe aykırı beyanda bulunarak davanın neticesini etkilediklerini, şüphelilerden ..."nin tanık olarak ifade vermeden önce müvekkili ..."nın cep telefonuna gönderdiği mesaj içeriklerine göre müvekkilinden maddi talepte bulunduğu ,olumlu yanıt alamayınca diğer şüpheli ile birlikte yalan tanıklık yaptıklarını, yine şüpheli ..."nin tanık olarak dinlenilmesi talep edilen ... ... müvekkili ... kendisine yanlış yaptığını, hesabını soracağını ... ile görüştüğünü taşınmaz ile ilgili açılan davada şahitlik yapacağını söylediğini, şüpheli ... ... da ... ... tehdit ettiğini belirterek şikayetçi olması üzerine Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan soruşturmada şüphelilerin kollukça ifadeleri alındığı ve şikayetçi ..."nın cep telefonunda yer alan mesajlar tespit edilip tutanağa bağlandıktan sonra "yalan yere tanıklık yaptıklarına dair kamu davası açmaya yeter derecede delil bulunmadığı" gerekçesi ile Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar verildiği, verilen bu karara karşı ... vekili tarafından şikayet dilekçesindeki anlatımları doğrultusunda itiraz edildiği, Bakırköy 6.Sulh Ceza Hakimliğince yapılan inceleme neticesinde "Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu" gerekçesiyle itirazın reddine karar verildiği anlaşılmıştır .
Ceza Muhakemeleri Kanununda;
“Madde 160 - (1) Cumhuriyet Savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar.
(2) Cumhuriyet Savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.
Madde 170 - (1) Kamu davasını açma görevi, Cumhuriyet Savcısı tarafından yerine getirilir.
(2) Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet Savcısı, bir iddianame düzenler.
Madde 172 - (1) Cumhuriyet Savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir. Bu karar, suçtan zarar gören ile önceden ifadesi alınmış veya sorguya çekilmiş şüpheliye bildirilir. Kararda itiraz hakkı, süresi ve mercii gösterilir.
Madde 173 - (1) Suçtan zarar gören, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde, bu kararı veren Cumhuriyet Savcısının yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine itiraz edebilir.
(2) İtiraz dilekçesinde, kamu davasının açılmasını gerektirebilecek olaylar ve deliller belirtilir.
(3) (Değişik fıkra: 18/06/2014-6545 S.K./71. md) Sulh Seza Hâkimliği, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, o yer Cumhuriyet Başsavcılığından talepte bulunabilir; kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder; itiraz edeni giderlere mahkûm eder ve dosyayı Cumhuriyet Savcısına gönderir. Cumhuriyet Savcısı, kararı itiraz edene ve şüpheliye bildirir.
(4) (Değişik fıkra: 25/05/2005-5353 S.K./26.mad) Sulh Ceza Hâkimliği istemi yerinde bulursa, Cumhuriyet Savcısı iddianame düzenleyerek mahkemeye verir.
(5) ""Cumhuriyet Savcısının kamu davasının açılmaması hususunda takdir yetkisini kullandığı hâllerde bu madde hükmü uygulanmaz." şeklinde yer verilen düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere; Cumhuriyet Savcısı kendisine yapılan suç duyurusu veya şikayet üzerine suçun gerçekten işlenip işlenmediğinin tespiti için hemen işin gerçeğini araştırmaya başlamalı ve maddi gerçeğin ortaya çıkmasına yarayan tüm yasal yöntemlere başvurmalıdır. Toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açması, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vermesi gerekmektedir.
Soruşturmaya konu olayda, şüpheliler ... ve ..."ın yalan tanıklık yaptıkları ileri sürülen Büyükçekmece 5.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/365 esas sayılı dosyası getirtilmesi, şikayetçi vekilinin dilekçesinde adı geçen ve olaya ilişkin bilgisi bulunduğu belirtilen ... ... tanık sıfatıyla beyanının alınması ve tüm kanıtların birlikte değerlendirildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gözetilip itirazın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle Adalet Bakanlığı"nın kanun yararına bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden Bakırköy 6.Sulh Ceza Hakimliği"nin 19.04.2016 gün, 2016/1638 değişik iş sayılı itirazın reddine ilişkin kararının CMK.nun 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın Adalet Bakanlığı"na gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na tevdiine, 12.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.