Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2015/8971 Esas 2017/7218 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/8971
Karar No: 2017/7218
Karar Tarihi: 24.10.2017

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2015/8971 Esas 2017/7218 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2015/8971 E.  ,  2017/7218 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi

    Davacı, haline münasip evine konulan haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, yapılan yargılama neticesinde, davanin kabulüne, karar verilmiştir.
    Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    6183 sayılı Yasanın 70. maddesine göre; borçlunun “hâline münasip” evi haczedilemez. Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Buradaki “aile” terimi, geniş anlamda olup, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsar. İş mahkemesince, borçlunun sözü edilenlerle birlikte barınması için zorunlu olan haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedel bilirkişilere tesbit ettirildikten sonra, haczedilen yerin kıymeti bundan fazla ise satılmasına karar verilmeli ve satış bedelinden yukarıda nitelikleri belirlenen mesken için gerekli olan miktar borçluya bırakılmalı, kalanı alacaklıya ödenmelidir. Bu kıstasları aşan nitelik ve evsaftaki yerlerle, makul ölçüleri geçen oda ve salonu kapsayan ve ikamet için zorunlu öğeleri içeren bir meskenin dışındaki yerler, maddede öngörülen amaca aykırıdır. Borçlunun görev ve sıfatı, kendisinin yukarıda belirlenenden daha görkemli bir meskende ikamet etmesini gerektirmeyecektir. 6183 sayılı Yasanın tamamı incelendiğinde davacının meskeniyet iddiasını ileri sürmesi açısından herhangi bir hak düşürücü sürenin belirlenmediği görülmektedir.
    Somut olayda; Mahkemece, öncelikle haczedilen evin haline münsip ev olup olmadığının tespiti ile, içinde emlakçılık yapan kişilerin bulunduğu bilirkişilerden mahcuzun bulunduğu yer ve konumlarını irdeler şekilde ve emsal konumda olan taşınmazların satışları hakkında da araştırma yapılmak suretiyle mahcuzun değerini irdeleyen rapor alınarak, davaya konu taşınmazın bulunduğu yerde aileyi oluşturan kişiler dikkate alındığında haline münasip evi alabileceği değerin yukarıdaki kurallara göre tespitinden sonra bu miktar mahcuzun değerinden az ise mahcuzun satılarak, borçlunun haline münasip ev alması için gerekli bedelin kendisine, artanın alacaklıya ödenmesine, satışın borçlunun haline münasip ev alabileceği miktardan az olmamak üzere yapılmasına karar verilmesi gerekirken, (12/12-332 E. - 12/595 K. sayılı 19.09.2012 tarihli HGK ilamında da belirtildiği gibi) eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    Kabule göre de, 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanununun 36. maddesi gereğince, ilgili kanunlarda yer verilmemiş olsa dahi, Kurumun taraf olduğu davalarda, icra kovuşturmaları ile ilâmların harçlardan bağışık olduğu dikkate alınmaksızın, yargılama giderleri ile birlikte harç tutarından sorumluluğu yönünde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davalı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 24/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.