3. Ceza Dairesi 2019/17857 E. , 2020/2394 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : 6136 sayılı Kanun"a muhalefet, olası kastla yaralama, silahla tehdit
HÜKÜMLER : Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
1) Sanık ... hakkında 6136 sayılı Kanun"a muhalefet suçundan kurulan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair hükme ilişkin temyiz sebeplerinin incelenmesinde;
5271 sayılı CMK"nin 231/12. maddesi gereğince “Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına itiraz edilebilir” hükmü gereğince kararın temyiz kabiliyeti olmadığından ve ancak itiraz yolu açık bulunduğundan itiraz merciince karar verilmek üzere dosyanın incelenmeksizin mahalline İADESİNE,
2) Sanık ... hakkında silahla tehdit ve olası kastla yaralama suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine ilişkin temyiz sebeplerinin incelenmesinde;
Sanık ... hakkında silahla tehdit suçundan kurulan mahkumiyet hükmünde; 5237 sayılı TCK"nin 106/2-a maddesi uyarınca temel ceza belirlenirken "Suç konusunun önem ve değeri, meydana gelen zararın ağırlığı, suçun işleniş biçimi, aynı suçu işleme kastı dahilinde birden fazla eyleminin bulunması göz önüne alınarak" şeklindeki gerekçe ile alt sınırdan uzaklaşılarak 2 yıl 6 ay hapis cezası belirlendiği halde, aynı paragrafta "alt sınırdan ceza tayini" ifadesinin kullanılması, mahallinde düzeltilmesi mümkün bir yazım hatası olarak kabul edildiğinden, bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
Sanık hakkında silahla tehdit ve olası kastla yaralama suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerinde; Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas-2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nin 53/1. maddesindeki bazı hükümler iptal edilmiş ise de, bu husus infaz aşamasında dikkate alınabileceğinden bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre sanığın ve müdafiinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükümlerin istem gibi ONANMASINA,
3) Sanık ... hakkında silahla tehdit suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne ilişkin temyiz sebeplerinin incelenmesinde;
a) Sanığın aşamalarda alınan savunmalarında, olay anında köyde olmadığını, su pompasını tamir için Şanlıurfa"ya gittiğini belirtmesi, mağdurlar ile sanık arasında önceye dayalı husumetin bulunması, tanık ..."nun sanığın savunmasını doğrulayan beyanı ve tanık ..."in iş yerlerinde iş yerine gelen kimselerin kayıt altına alındığına ve 24 ... açık olan kamera sistemlerinin bulunduğuna dair anlatımı karşısında, sanığın olay anında köyde bulunup bulunmadığına dair yeterli araştırma yapılmadan, eksik kovuşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
b) Sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nin 106/2-a. maddesi uyarınca temel cezanın belirlenmesi sırasında, hükümde alt sınırdan ceza tayin edildiği belirtildiği halde, temel cezanın alt sınır olan "2 yıl hapis cezası" yerine, alt sınırdan uzaklaşılarak "2 yıl 4 ay hapis cezası" olarak belirlenmesi suretiyle çelişkiye neden olunması,
c) 20.07.1945 doğumlu olan sanığın suç tarihi olan 05.07.2010 tarihi itibarıyla 65 yaşından küçük olmasına karşın TCK"nin 51/1. maddesine aykırı olarak hükmolunan "2 yıl 5 ay 5 gün" hapis cezasının ertelenmesi,
ç) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas-2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nin 53/1. maddesindeki bazı hükümlerin iptal edilmesi nedeniyle hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın ve müdafiinin temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenlerden dolayı 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, CMUK"un 326/son maddesi uyarınca sanığın kazanılmış hakkının dikkate alınmasına, 10.02.2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.