![Abaküs Yazılım](/3.png)
Esas No: 2018/642
Karar No: 2021/867
Karar Tarihi: 17.02.2021
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2018/642 Esas 2021/867 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar Hamide v.d. vekili, davalılar ... v.d. vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 20.10.2020 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılar ... v.d. vekili Avukat... geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz eden davalılar ... v.d. vekili Avukat gelmedi, temyiz edilen dahili davacılar ... v.d. gelmedi, yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, mirasbırakan babası ...’un maliki olduğu kök 250, 387 ve 394 parsel sayılı taşınmazlarını davalılara satış göstermek suretiyle devrettiğini, yapılan devrin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu, kök parsellerin ifraz, tevhit ve taksim ile davalılar adına tescil edildiğini, yeni oluşan 1358, 1359, 1360, 1361, 1363, 1364, 1365, 1366 ve 1367 parsel sayılı taşınmazlardaki davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tescilini istemiştir.
Davalılar, taşınmazların bedeli ödenerek satın alındığını, mal kaçırma ve muvazaa iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davacı ile murisin ivazlı mirastan feragat sözleşmesi düzenlendiğini, daha sonra muvazaalı olarak sözleşmeden rücu senedi düzenlendiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, çekişme konusu taşınmazların, mirastan feragat sözleşmesi ile bu sözleşmeden rücu edildiği tarih arasında temlik edildiği, davacının davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin karar, Dairece; "… Hemen belirtilmelidir ki, dava hukuki yarar yokluğundan reddedilmiş ise de; mirasbırakan ile davacı arasında Türk Medeni Kanunu"nun 528. maddesi uyarınca mirastan feragat sözleşmesi yapıldığı, daha sonra 24.02.2004 tarihinde anılan sözleşmeden rücu edildiği, gerek murisin ölüm tarihi ve gerekse dava tarihi itibariyle davacının mirasçı sıfatınaı haiz olduğu gözetildiğinde davacının eldeki davayı açmakta
hukuki yararı olduğu kuşkusuzdur. … Somut olayda hükme yeterli bir araştırma yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur. Hâl böyle olunca, öncelikle çekişme konusu taşınmazların ilk tesisinden itibaren tüm tedavüllerini gösteren tapu kayıtları ile mirasbırakan tarafından gerçekleştirilen temliklere ilişkin resmi akit ve akde dayanak belgelerin getirtilmesi, tarafların göstermiş oldukları delillerin eksiksiz toplanması yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda işin esası incelenerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile hukuki yarar yokluğundan bahisle yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir." gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın kabulü ile dava konusu taşınmazlardaki davalılar adına olan tapu kayıtlarının davacının miras payı oranında iptaline ve davacı ... adına tesciline karar verilmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki, taraf teşkili kamu düzeni ile ilgili olup, yargılamanın her aşamasında temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın kendiliğinden ve öncelikle dikkate alınması gerektiği açıktır.
Eldeki davada, davayı ...’un açtığı, 15.05.2017 tarihli karar ile davanın kabulü ile davacı adına miras payı oranında tescile karar verildiği, ne var ki davacı ...’un hükümden sonra 22.06.2017 tarihinde öldüğü, gerekçeli karar ve temyiz başvuru dilekçelerinin Süleyman mirasçıları ... ve ...’a tebliğ edildiği, bu aşamada dosyaya sunulan Kumluca Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 13.07.2017 tarih ve 2017/329 E 2017/281 K sayılı mirasın gerçek reddi kararının incelenmesinde; mirasçılar ... ve ...’ın babaları ...’un mirasını reddettikleri, mahkemece de mirasın reddedildiğinın tespiti ile en yakın yasal mirasçılarının tamamı tarafından miras reddedildiğinden bahisle ...’un terekesinin 4721 sayılı TMK’nin 612. maddesine göre tasfiyesine karar verildiği anlaşılmıştır.
Dosyadaki mevcut hal itibariyle, taraf teşkili yönünden eksiklik bulunduğu açıktır.
...’un terekesinin tasfiyesi için kurulacak tasfiye masasının eldeki davada davacı yerine geçeceği ortadadır.
Öte yandan, hükmün bu haliyle infazı da mümkün değildir. Şöyle ki, 4721 sayılı TMK’nın 28.maddesi uyarınca ölüm ile şahsiyet son bulduğundan, ... adına tescil kararının tapu müdürlüğünde infaz edilemeyeceği tespit edilmiştir.
Hal böyle olunca, Kumluca Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 13.07.2017 tarih ve 2017/329 E 2017/281 K sayılı dosyasında kurulan ya da kurulacak tasfiye masasının davaya dahil edilmesi, taraf teşkilinin sağlanması ve sonrasında bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davalılar ... v.d. vekili ile davalı ... v.d. vekilinin değinilen temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre işin esasının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 02.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davalılar vekili için 2.037.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenlerden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 17.02.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.