10. Hukuk Dairesi 2015/7925 E. , 2017/7217 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, Kurumca re"sen sigortalılık tespiti üzerine ek bordro istemi ile re"sen prim tahakkuku nedeniyle Kuruma karşı borçlu olmadığının tespiti, teşvik indiriminden faydalanmamaya dair Kurum işleminin iptali, ayrıca ödenen idari para cezasının da iptali ile istirdadı istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davalı Kurumun servisince emniyetten gelen kimlik bildirme formları nedeniyle ..."nin 02.11.2011 tarihinden itibaren davacı şirkete ait işyerinde çalışmaya başladığına dair yapılan tespit sonucunda, davacı şirketten 02.11.2011-07.12.2011 tarihleri arasında kalan süreler hakkında ek bordro istendiği ve bu nedenle resen prim tahakkuk ettirildiği, ayrıca davalı Kurumca 1 yıl süre ile 5510 sayılı Yasanın 81’inci maddesinden faydalandırılmamaya dair işlem yapıldığı ve 5510 sayılı Yasanın 102 vd. maddeleri gereğince kaçak çalışma ile ilgili olarak idari para cezası kesildiği ve davacı şirketin itirazı üzerine komisyon kararı ile prim ve idari para cezasına yönelik tüm itirazlarının reddine karar verildiği, davacı şirketin, ihtirazi kayıt ile yaptığı ödemeden sonra eldeki davanın açıldığı anlaşılmakta olup, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de verilen kararın eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı olduğu anlaşılmaktadır.
İdari para cezasının iptali ve iadesi istemi yönünden;
1- Davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanunun 102. maddesinde de, "...İdarî para cezaları ilgiliye tebliğ ile tahakkuk eder. Tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde Kuruma ya da Kurumun ilgili hesaplarına yatırılır veya aynı süre içinde Kuruma itiraz edilebilir. İtiraz takibi durdurur. Kurumca itirazı reddedilenler, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde yetkili idare mahkemesine başvurabilirler. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde, idari para cezası kesinleşir." hükmüne yer verilmiştir.
Bu yasal çerçeve gereğince, idari para cezasının iptali için idare mahkemesine başvurulması gerekmekte olup, bu konuda iş mahkemesinin görevli olmadığı gözetilerek, idari para cezası ve ferilerinin iptali istemine ilişkin olarak açılan istemin tefriki ile yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle HMK’nun 114’üncü maddesi gereğince davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması; usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenleridir.
2-Diğer istemler yönünden;
A-Davanın yasal dayanağı, 5510 sayılı Yasanın 86’inci maddesi olup "Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarınca, fiilen yapılan denetimler sonucunda veya işyeri kayıtlarından yapılan tespitlerden ya da kamu idarelerinin denetim elemanlarınca kendi mevzuatı gereğince yapacakları soruşturma, denetim ve incelemeler neticesinde veya kamu kurum ve kuruluşları ile bankalar tarafından düzenlenen belge veya alınan bilgilerden çalıştığı anlaşılan sigortalılara ait olup, bu Kanun uyarınca Kuruma verilmesi gereken belgelerin yapılan tebligata rağmen bir ay içinde verilmemesi veya noksan verilmesi halinde, bu belgeler Kurumca re’sen düzenlenir ve muhteviyatı sigorta primleri Kurumca tespit edilerek işverene tebliğ edilir. İşveren, bu maddeye göre tebliğ edilen prim borcuna karşı tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde, ilgili Kurum ünitesine itiraz edebilir. İtiraz, takibi durdurur. İtirazın reddi halinde, işveren kararın tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde yetkili iş mahkemesine başvurabilir. Yetkili mahkemeye başvurulması, prim borcunun takip ve tahsilini durdurmaz. Mahkemenin Kurum lehine karar vermesi halinde, 88 inci ve 89 uncu maddelerin prim borcuna ilişkin hükümleri uygulanır.” hükmü öngörülmüştür.
Eldeki davada ise, öncelikle davalı Kurumca yapılan tüm işlemlere dair belgeler getirtilmeli, bu kapsamda komisyon kararlarına karşı yapılan itirazlar ve kararların davacı şirkete tebliğ tarihlerine göre davanın süresinde açılıp açılmadığı hususu irdelenmelidir.
B-Uyuşmazlık, aslen, davacı şirketin davadışı sigortalı ...’nin işe giriş tarihinin emniyetten gelen kimlik bildirme belgeleri nedeniyle 02.11.2011 tarihi ve bu tarihten itibaren çalışmasının var olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Bu durumda, günlerinin eksik bildirildiği iddia edilen sigortalının da davada taraf olmasında hukuki yararının olduğu anlaşıldığından, davanın sadece Sosyal Güvenlik Kurumu hakkında yürütülüp sonuçlandırılması isabetsizdir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 14.12.2011 günlü 2011/21-632 E. - 2011/784 K. sayılı ilamında da belirtildiği üzere dava sonucunda verilecek karar, günlerinin eksik bildirildiği iddia edilen sigortalının da hak alanını ilgilendirdiğinden, davacı tarafa harcı da yatırılmak suretiyle yöntemince söz konusu sigortalıların davaya dahil edilmesi (davanın teşmil edilmesi) için süre verilmesi, anılan sigortalının gösterdiği deliller de toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, mahkemece, belirtilen eksiklik giderilmeden ve pasif ehliyet yönü halledilmeden yargılamanın sürdürülmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
C-5510 sayılı Kanunun 81"inci maddesinin (I) bendinde; bu Kanunun 4"üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalıları çalıştıran özel sektör işverenlerinin, bu maddenin birinci fıkrasının (a) bendine göre, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinden, işveren hissesinin beş puanlık kısmına isabet eden tutar Hazinece karşılanır. İşveren hissesine ait primlerin Hazinece karşılanabilmesi için, işverenlerin çalıştırdıkları sigortalılarla ilgili olarak bu Kanun uyarınca aylık prim ve hizmet belgelerinin yasal süresi içerisinde Sosyal Güvenlik Kurumuna vermeleri, sigortalıların tamamına ait sigorta primlerinin sigortalı hissesine isabet eden tutarı ile Hazinece karşılanmayan işveren hissesine ait tutarı yasal süresinde ödemeleri, Sosyal Güvenlik Kurumuna prim, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borcu bulunmaması şarttır.
Bu Kanun gereğince yapılan kontrol ve denetimlerde çalıştırdığı kişileri sigortalı olarak bildirmediği tespit edilen işverenler bir yıl süreyle bu fıkrayla sağlanan destek unsurlarından yararlanamaz.” hükmü düzenlenmiştir.
Davacı şirket hakkında davalı Kurumca 5510 sayılı Yasanın 81’inci maddesi kapsamında ayrıca bir işlem daha yapıldığı anlaşılmakta olup, mahkemece davacının talebi içerisinde yer alan teşvik indiriminden faydalandırılmamaya dair istem hakkında HMK’nun 297 vd. maddelerine uygun şekilde her bir talep bakımından açık ve anlaşılır hüküm kuruma zorunluluğu karşısında, bu talep hakkında da infaza elverişli bir şekilde karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Mahkemece, açıklanan ilkeler ışığında araştırma yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 24/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.