Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/3991
Karar No: 2017/7214
Karar Tarihi: 24.10.2017

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2017/3991 Esas 2017/7214 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2017/3991 E.  ,  2017/7214 K.

    "İçtihat Metni"


    Mahkemesi :İş Mahkemesi


    Dava, 1479 sayılı Yasa kapsamında Bağ-Kur sigortalılık süresinin tespiti ve yaşlılık aylığı bağlanması istemine ilişkindir.
    Mahkemece, bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne, karar verilmiştir.
    Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Eldeki davada, mahkemece verilen 11.06.2015 tarihli karar Dairemizin 25.11.2015 tarihli son Bozma ilamı ile “öncelikle tahsis talep tarihi itibariyle davacının birleştirilen hizmet süreleri üzerinden prim gün sayısı yeniden hesaplanmalı, vergi mükellefiyetine dayalı, kendi nam ve hesabına bağımsız çalışması nedeniyle 1479 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığın tahsis talep tarihinden sonra devam edip etmediği yöntemince araştırılarak, tahsis koşullarının yargılama sırasında oluşup oluşmadığı irdelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi ile, davanın yaşlılık aylığı bağlanması istemi yanında, sigortalılık süresinin tespiti istemine yönelik olduğu ve uyuşmazlık konusu olan ve Kurum kabulünde bulunmayan süreler bakımından değerlendirme yapılarak bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin ve ayrıca tahsis talep tarihi olan 25.05.2007 tarihinde tam yaşlılık aylığı bağlanma koşulları oluşmamışsa da, kısmi yaşlılık aylığı bağlanma şartlarını 1479 sayılı Yasa"nın geçici 10/3-e bendine göre (55 yaş, 15 yıl sigortalılık, 3600 gün prim ödeme koşulunun her üçünü de yerine getirildiği) 01.02.2014 tarihinde yerine getireceğinden takip eden aybaşından itibaren kısmi yaşlılık aylığı bağlanmasına karar verilmesi” gereklerine işaret edilerek araştırma yapılmak üzere bozulmuştur.
    Mahkemenin, Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine, o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu; mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince; sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde, ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 E., 2006/521 sayılı kararı)
    Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur. (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK)
    Mahkemece bozma sonrasında yapılan araştırma ve verilen kararın eksik irdeleme ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı olduğu anlaşılmaktadır.
    Eldeki davada, mahkemece bozma ilamlarımız çerçevesinde öncelikle 25.05.2007 tarihi ile davacının vergi kaydının sona erdiği 31.10.2007 tarihleri arasında sigortalılığı hakkında 1479 sayılı Yasanın 24 vd. Maddelerine göre ve ilk bozma ilamımız çerçevesinde bir karar tesisinden sonra tahsis şartları bakımından tahsise esas süre ve prim gün sayısı belirlenmek suretiyle uyulan bozma ilamımız kapsamında 55 yaş 15 yıl ve 3600 gün esas alınarak bir karar tesisi gerekirken, yazılı şekilde karar tesisi isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de maddi hata yapılarak 01.01.1984-01.02.1984 tarihleri arasında kalan 30 günlük süre bakımından mükerrer sigortalılık yaratacak şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, davalı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 24.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi