KARAR Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, 1)Sanık ... hakkında katılan ...’e karşı “kasten ve taksirle yaralama” suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde; Sanığa yükletilen kasten ve taksirle yaralama eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerin ve bu eylemlerin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tiplerine uyduğu, Cezaların kanuni bağlamda uygulandığı, Anlaşıldığından, sanık ... müdafii ve katılan ... müdafiinin ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnamedeki isteme uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA, 2) Sanık ... hakkında katılan ...’a karşı “hakaret” suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinde; Sanık ... ve katılan ... arasında Halil’in aracıyla Mehmet’e çarpıp yaralaması sonucu oluşan husumete bağlı olarak, olay günü kıraathanede karşılaşan taraflardan Mehmet’in Halil’e hitaben “bu a.. k..p.. beni eziyordu” demesi karşısında sanık ... hakkında TCK’nın 129. Maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması, Kanuna aykırı, katılan ... müdafii ve sanık ... müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye aykırı olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 02.10.2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.