Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2008/12304
Karar No: 2009/3393
Karar Tarihi: 09.03.2009

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2008/12304 Esas 2009/3393 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2008/12304 E.  ,  2009/3393 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Sivas İş Mahkemesi
    TARİHİ : 21/04/2008
    NUMARASI : 2006/1221-2008/330

    Davacı,  murisinin iş kazası  sonucu  ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin  kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan  ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere  göre davacıların tüm temyiz itirazlarının reddine,
    2-Davalının temyizine gelince; Dava, iş kazası sonucu ölüm nedeniyle haksahiplerinin maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
    Mahkemece, maddi tazminatın feragat nedeniyle reddine, manevi tazminat istemlerinin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Davacıların mirasbırakan A.G."nün davalı otomobil alım satımı işyerinde satış elemanı olarak çalıştığı, davalı şirket tarafından satılan aracı müşteriye teslim edip, müşteriye ait takas alınan aracı da işyerine getirdiği sırada virajda aracın hakimiyetini kaybederek yol kenarında bulunan kar direğine çarparak devrilmesi sonucu yaralandığı ve kazadan iki gün sonra hastanede vefat ettiği, olayın Kurumca iş kazası olarak kabul edildiği, trafik kaza tutanağına göre kazalının %100 kusurlu olduğu, mahkemece aldırılan bilirkişi heyeti raporunda da kazalının %100 kusurlu olduğunun ve davalı işverenin kusurunun bulunmadığının bildirildiği, olaydaki %100 oranındaki kusur mahkemece de kabul edilmekle birlikte, aracın teslimi ile görevli olmadığı halde işverenin isteği üzerine verilen görevi yerine getirirken oluşan kaza sonucu vefat etmesi nedeniyle davacıların manevi tazminata hakları olduğu gerekçesi ile sonuca gidildiği görülmüştür.
    Uyuşmazlık, bütün kusurun zarara uğrayanda olması durumunda hak sahipleri yararına manevi tazminata hükmedilip hükmedilmeyeceği noktasında toplanmaktadır.Bu yönü ile davanın yasal dayanağı Borçlar Kanunu"nun 47. maddesi ile  26.06.1966 gün 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararıdır.Anılan kararda, istihdam edenin Borçlar Kanunu"nun 47. maddesi gereğince manevi tazminatla sorumlu tutulabilmesi için ne kendisinin ne de çalışanın kusurunun şart olmadığı belirtilmiştir.Ancak eylemle zarar arasındaki illiyet bağının kesilmemiş olması koşuldur. Çalıştıranın sorumluluğu için çalıştıran ile çalıştırılan arasında çalıştırma ve bağımlılık ilişkisinin bulunması, zararın hizmetin ifası sırasında ve hizmetle ilgili olarak oluşması, eylemin hukuka aykırı olması ve eylem ile zarar arasında uygun nedensellik bağının bulunması gerekir. Başka bir anlatımla kazanın işverenin işi görülürken gerçekleşmiş olması sorumluluk için yeterli olmayıp eylemle zarar arasındaki uygun nedensellik bağının mücbir sebep veya işçinin ya da 3. kişinin ağır kusuru ile kesilmemiş olması zorunludur.
    Somut olayda işçinin %100 kusurlu olduğu dolayısıyla illiyet bağının kesilmesi nedeniyle tam kusurlu bulunan işçinin kusurlu davranışının sonuçlarından işverenin sorumlu tutulamayacağı, öte yandan dosyadaki bilgi ve belgelerden şatış elemanı olarak araç satışında çalıştığı açıkca anlaşılan işçinin, işin gereği araç teslimi ve teslim alınması işi ile de görevli olduğunun açık olması karşısında tanık beyanlarına dayanılarak görevi bulunmadığı aracın teslimini yerine getirirken kazanın meydana geldiğinin  kabulü ile yukarıda açıklanan ilkeler bertaraf edilerek çalıştıranın sorumluluğuna gidilemeyeceği de ortadadır. 
    Mahkemece  bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın davacıların manevi tazminat istemlerinin reddi yerine kabulüne karar verilmesi  usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davalının bu yönü amaçlayan  temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,  fazla alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine,  temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine,    09.03.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi