Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/18144
Karar No: 2017/7209
Karar Tarihi: 24.10.2017

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2015/18144 Esas 2017/7209 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2015/18144 E.  ,  2017/7209 K.

    "İçtihat Metni"




    Dava, yersiz ödenen ölüm aylıklarının istirdadı için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ve %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
    Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, davacı Kurum avukatı ve davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    15.12.2010 tarihinde vefat eden muris sigortalıdan dolayı davalıya 5510 sayılı Yasanın 4/1-a maddesi kapsamında ölüm aylığı bağlandığı, daha sonra muris sigortalının son çalışmasının aynı Yasanın 4/1-b maddesi kapsamında kalması ve prim borcu bulunması nedeniyle aylıkların iptal edilerek icra takibine girişildiği, mahkemece, söz konusu kurum işlemi yerinde olduğundan bahisle itirazın iptaline, uyuşmazlık konusu husus yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatının reddine dair hüküm kurulduğu anlaşılmış ise de, mahkeme hükmü yanılgılı değerlendirmeye dayalıdır.
    Muris sigortalının, 01.06.1987-15.04.2009 tarihleri arasında 6945 gün 506 sayılı Yasa kapsamında, 16.04.2009-15.12.2010 tarihleri arasında 600 gün 5510 sayılı Yasanın 4/1-b maddesi kapsamında hizmeti olduğu ve bu çalışmadan dolayı prim borcunun bulunduğu, davalı Kurum tarafından 2829 sayılı Yasanın 8. maddesi gereği söz konusu işlemin yapıldığı hususunda ihtilaf bulunmamaktadır.
    sayılı Kanunun amacı; hiçbir Kurumdaki hizmeti tek başına aylık bağlanmasına yeterli olmayan sigortalı ya da hak sahiplerine, değişik Kurumlardaki hizmet süreleri birleştirilmek suretiyle aylık bağlanmasını sağlamak, bu suretle değişik Kurumlardaki hizmetlerin ziyan olmasını önlemek olup, bazı Kurumlarında geçen hizmet süreleri toplamının tek başına aylık bağlanmasına yeterli olması halinde; diğer Kurumlarda geçen hizmetlerin birleştirilmesinde; sigortalının, ya da, hak sahibinin iradesinin de bu yönde olması koşuluyla zorunluluk bulunmamaktadır.
    ./..

    Belirtilen açıklamalar ışığında, her ne kadar, sigortalının son hizmeti dikkate alınarak hüküm kurulmuş ise de, 506 sayılı Yasa kapsamındaki hizmetlerin 5510 sayılı Yasanın 32. maddesinde sayılan şartları karşıladığı ve dolaysıyla tek başına ölüm aylığı bağlanması için yeterli olduğu belirgin olduğundan, davanın reddi yerine yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    Kabule göre de; davalıya yersiz ödendiği ileri sürülen ölüm aylıklarının yasal faiziyle birlikte kendisinden geri alınması için başlatılan icra takibine yönelik itiraz üzerine açılan davanın yasal dayanaklarından olan 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun icra takip tarihinde yürürlükte olan 67. maddesinin ikinci fıkrasında, borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse alacaklı yararına ve istem üzerine tarafların durumuna, davanın ve hüküm altına alınan şeyin tahammülüne göre, hüküm altına alınan tutarın %40’ından aşağı olmamak üzere uygun bir tazminata karar verileceği yönünde düzenleme öngörülmüştür. İtirazın iptali davalarında icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, diğer koşulların yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Anılan tür bir alacaktan söz edilebilmesi için ise gerçek tutarın belli ve sabit olması veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için alacağın tüm unsurlarının bilinmesi ya da bilinebilecek durumda bulunması gereklidir. Buna göre, alacağın likit nitelikte olduğunun kabulü için borçlu tarafından tutarın araştırılarak belirlenmesi olanağının varlığı yeterlidir.
    Yukarıdaki açıklamalar ışığında dava değerlendirildiğinde, asıl alacak niteliğindeki yersiz ödenen ve icra takibine konu yapılan aylığın, takip ve dava tarihi itibarıyla varlığı ve tutarının belli ve sabit dolayısıyla, likit nitelikte olduğu belirgin bulunduğundan, davacı alacaklı Kurum yararına, davalının icra inkar tazminatıyla (talep de dikkate alınarak) sorumluluğuna hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz bulunmuştur.
    O hâlde, davacı Kurum vekili ve davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 24.10.2017 gününde oybirliği ile karar verildi




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi