23. Hukuk Dairesi 2013/5145 E. , 2013/6132 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki asıl ve birleşen menfi tespit ve genel kurul kararının iptali davalarının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Asıl davada davacı vekili, kesinleşen ... Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2006/269 Esas ve 2008/225 Karar sayılı kararı gereğince müvekkilinin, ortağı olduğu davalı kooperatife olan 33.740,00 TL borcunun ödenmesi için gerekli bilgilerin gönderilmesine ilişkin iki adet ihtarname gönderdiği halde davalı tarafın ödemesi gereken miktarı belgeleri ile bildirmediğini ileri sürerek, müvekkilinin, davalıya 33.740,00 TL borcu olduğunun ve başka bir borcu bulunmadığının tespiti ile tediye mahalli tayinine, ortaklık kaydının yapılarak, ortaklık numarasının tespiti ve belgelerin teslimine, kooperatif kayıtlarında 205 nolu Sokak ... nolu A tipi villa olarak kayıtlı taşınmazın müvekkili adına tesciline, müvekkiline boş olarak teslimine ve muarazanın giderilmesine; birleşen davada müvekkili hakkında hukuku aykırı olarak çıkarma kararı verildiğini ileri sürerek, ........2011 tarihli yönetim kurulunca verilen çıkarma kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, asıl ve birleşen davaların reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davacının davalı kooperatife dava tarihi itibariyle 87.390,00 TL asıl alacak ve 162.003,... TL gecikme faizi borcu olduğunun tespit edildiği, halen kooperatif üyesi olduğu gerekçesiyle, birleşen davada davanın kabulüne, davalı kooperatifin ........2011 tarihli yönetim kurulu kararının iptali ile davacının davalı kooperatif üyeliğinden ihracına dair kararın iptaline, asıl davada davanın kısmen kabulü ile, ....03.2011 dava tarihi itibariyle davacının davalı kooperatife 87.390,00 TL asıl ve 162.003,... TL gecikme faizi olmak üzere toplam 249.393,... TL borçlu olduğunun tespitine, muarazanın bu şekilde giderilmesine, davacı tarafça bu bedelin ödenmesi halinde davacının davalı kooperatife ortaklık kaydının yapılarak, davaya konu 205 nolu sokak ... nolu A tipi villanın davalı kooperatifçe davacı adına tescili için gereken işlemlerin yapılmasına, davacı vekilinin fazlaya ilişkin diğer taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
...) Birleşen davada davalı vekilinin temyiz itirazları yönünden;
Birleşen dava, ihraç kararının iptali istemine ilişkindir.
Davalı kooperatifçe, davacıya gönderilen 08.07.2011 tarihli .... ihtarnamede 01.07.2011 tarihi itibariyle borç talep edilmiştir.
Mahkemece, anasözleşmenin .../.... maddesinde, ihtarın çekilmesi için aranan, parasal yükümlülüğün ... gün geciktirilmesi koşulu yerine getirilmeden gönderilen 08.07.2011 tarihli ilk ihtara dayalı olarak alınan ihraç kararının usulsüz olduğu gerekçesiyle davanın kabülüne karar verilmesi gerekirken, ihtarnamelerde davacının borcundan fazla alacak istenmesi gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru değil ise de kararın sonucu itibariyle doğru olması nedeniyle birleşen davada davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
...) Asıl davada davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Asıl dava, borcun tespiti, ortaklık kaydının yapılması, tevdi mahalli tayini, tescil ve muarazanın giderilmesi istemlerine ilişkindir.
Medeni usul hukukunda hukuki yarar, mahkemeden hukuksal korunma istemi ile bir davanın açılabilmesi için, davacının bu davayı açmakta (veya mahkemeden hukuksal korunma istemekte) bir çıkarının bulunması gerektiğine ilişkin ilke anlamına gelir. Davacının dava açmakta hukuk kuralları tarafından haklı bulunan (korunan) bir yararı olmalı, hakkını elde edebilmesi için mahkeme kararına ihtiyacı bulunmalı ve davacı mahkemeyi gereksiz yere uğraştırmamalıdır (Arslan, Ramazan; Aktaran: Hanağası, Emel: Davada Menfaat, ... 2009, Önsöz VII).
Öte yandan, bu yararın, "hukuki ve meşru", "doğrudan ve kişisel", "doğmuş ve güncel" olması gerekir (a.g.e., s.135).
Öğreti, dava açarken menfaatin (hukuki yararın) bulunması gereğini, "dava şartı" olarak kabul etmiştir. Bu şart, "dava konusuna ilişkin genel dava şartlarından biri" olup, davanın esası hakkında inceleme yapılabilmesi ve esas hakkında hüküm verilebilmesi için varlığı gerekli olduğundan "olumlu dava şartları" arasında sayılmaktadır. Bu nedenle, menfaate, "davanın dinlenebilmesi (mesmu olması, kabule şayan olması) şartı" da denilmektedir (a.g.e., s....-...).
Nitekim, aynı görüş, Hukuk Genel Kurulu"nun ........1982 gün ve 1982/...-1874 E.-914 K.; 05.06.1996 gün ve 1996/...-337 E.-542 K.; 05.02.1997 gün ve 1997/...-797 E.-53 K.; ....03.1998 gün ve 1998/...-176 E.-217 K.; ........1999 gün ve 1999/...-840 E.-859 K.; ........1999 gün ve 1999/...-937 E.-946 K.; ....05.2001 gün ve 2001/...-443 E.-458 K.; ....05.2002 gün ve 2002/...-401 E.-451 K.; ....03.2010 gün ve 2010/...-119 E.- 159 K.; 31.03.2010 gün ve 2010/...-143 E.-196 K. sayılı kararlarında da benimsenmiştir.
Bir davada, menfaat (hukuki yarar) ilkesinin dava şartı olarak gözetilmesi, yargılamanın amacına ve usul ekonomisi ilkesine uygun olarak yargılama yapılmasına yarar sağlayacağı, her türlü duraksamadan uzaktır.
Bu ilkeden hareketle, davada menfaatin varlığı, mahkemece, taraflarca dava dosyasına sunulmuş deliller, olay veya olgular çerçevesinde, kural olarak davanın açıldığı tarihe göre, kendiliğinden ve yargılamanın her aşamasında gözetilmelidir. Bu sayede, iç hukukumuzun bir parçası olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Sözleşme)"nin .... maddesi ile 1982 Anayasası"nın 03.....2001 gün ve 4709 sayılı Kanunun .... maddesi ile değişik 36. Maddesinde düzenlenen "hak arama özgürlüğü"nün, dürüstlük kuralına uygun, kullanılması sağlanmaktadır. Böylelikle haksız davalar açmak suretiyle, dava hakkının kötüye kullanılmasına karşı bir güvence de sağlanmış olur.
Asıl davada, davacının davalı kooperatife 33.740,00 TL borcunun bulunduğunun tespiti ile tevdi mahalli belirlenmesi istenmiş ise de dava tarihi itibariyle davalı tarafça davacıdan daha fazla miktarda alacak talep edildiği iddia ve ispat edilemediğinden 33.740,00 TL borcun olduğunun tespitine ilişkin, müspet tespit istemli bir davada hukuki yararı bulunmadığı gibi, .... Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2006/269 Esas ve 2008/225 Karar sayılı kararı ile 01.07.2004 tarihli ihraç kararı iptal edildiğinden ortaklık kaydı istemi yönünden de hukuki yararı bulunmamaktadır. Öte yandan, borcun belirlenmesine ilişkin istemde hukuki yarar bulunmamasına ve davalı kooperatifin temerrüde düştüğünün ispatlanamamasına göre tevdi mahalli belirlenmesi talebi de haksızdır.
Diğer yandan, uyuşmazlığın çözümü için mahkemece, öncelikle tarafların ileri sürdüğü ve savunduğu hususlar çerçevesinde maddi olayın denetime de elverişli olacak şekilde aydınlatılması ve bundan sonra hukukun somut olaya uygulanması gerekmektedir. HMK"nın "hâkimin davayı aydınlatma ödevi" başlıklı 31/.... maddesinde de bu ödev "Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir." şeklinde düzenlenmiştir. Eldeki yargılamada, asıl davada "kooperatif kayıtlarında 205 nolu Sokak ... nolu A tipi villa olarak kayıtlı taşımazın müvekkili adına tescili ve taşınmazın müvekkiline boş olarak teslimi" talep edilmişse de kayıtlardaki tescil istemi ile kastedilenin tahsis mi tescil mi olduğu belirlenmemiştir.
Konut yapı kooperatifleri aidat ödeme yükümlüğünü yerine getiren ortaklarına kullanılabilir durumdaki bir daire tahsisle yükümlüdür. Kooperatiftip anasözleşmesinin 62. maddesi uyarınca, konutlar maliyet bedelleri kesinleştikten sonra ortaklar veya temsilcilerinin katılımıyla noter önünde çekilecek kur"a ile dağıtılır. Konutların anasözleşmenin 59/.... maddesine göre ortaklara dağıtılması halinde kur’aya başvurulmaz. Bu durumda, bir konutun ortağa tahsis edildiğinden söz edilebilmesi için ya kur’a sonucu konutun tahsis edilmiş olması veya konutların genel kurulca belirlenecek esaslar dahilinde ortaklara dağıtılmış olması ve genel kurulun bu dağıtımı açık veya zımni olarak onaylaması gerekir. Anlatılan ilkeler dışında, yönetim kurulu genel kurulun kararı veya onayı olmaksızın bir konutu belli bir ortağa tahsisine karar veremez. Tahsis ortağa şahsi hak sağlar.
Kooperatifçe bir dairenin geçerli bir tahsis işlemiyle bir ortağa tahsisi halinde, tahsis edilen ortağın rızası olmaksızın, ortaklığı devam ettiği sürece konutun başka bir ortağa tahsisi mümkün değildir. Kooperatif tarafından taşınmazın ortağa tahsisi, mülkiyeti geçiren bir işlem olmayıp, kooperatifle olan iç ilişkide bir hak bahşeden ve koşulları oluştuğunda kooperatife karşı tapu iptal ve tescil talebinde bulunma hakkı yanında ortağa, tahsis hakkına karşı yapılan haksız saldırılarda üçüncü kişilere karşı müdahalenin men"i ve ecrimisil davası açmaya izin veren bir haktır.
Kooperatif ortağının dairenin teslimi ya da adına tapuda tescili isteminde bulunabilmesi için de bu hisseye yönelik kooperatife tüm ödemeleri yapmış olduğunu, hiçbir edimi kalmadığını, daire sahibi olan diğer üyelerle eşit durumda bulunduğunu ispatlaması gerekmektedir.
Bu durumda, Mahkemece, davacının talebi açıklatırılıp, gerektiğinde uyuşmazlık konusu yere ait tapu kaydı getirtilerek, yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde sonuca ulaşılması gerekirken, birlikte ifa sonucunu doğuracak şekilde eksik incelemeye dayalı olarak hüküm tesisi doğru olmamıştır.
...) Bozma nedenine göre, asıl davada davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (...) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, birleşen davada davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, (...) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl davada davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, (...) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl davada davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, fazla yatırılan onama harcının temyiz eden asıl ve birleşen davada davalıya iadesine, asıl davada davacıdan peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren ... gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.....2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.