20. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/11247 Karar No: 2016/10910 Karar Tarihi: 21.11.2016
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/11247 Esas 2016/10910 Karar Sayılı İlamı
20. Hukuk Dairesi 2016/11247 E. , 2016/10910 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasında görülen davada ... 1. Asliye Hukuk ile ... Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, taraflar arasında imzalanan taşınmaz satımına aracılık sözleşmesine istinaden cezai şartın ödenmesi için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır. ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığı,..."nın 23.07.2015 gün ve 1157 sayılı kararı ile ... yargı çevresinde müstakil Tüketici Mahkemesi kurulduğu ve 07.09.2015 tarihinde faaliyete geçtiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ... Tüketici Mahkemesi tarafından ise eldeki olayın simsarlık sözleşmesinden kaynaklanan bir dava olduğu, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun geçici 1/1. maddesinde yer alan “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış olan davalar, açıldıkları mahkemelerde görülmeye devam eder” hükmü karşısında davanın açılış tarihi itibariyle, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin 4822 sayılı Kanun ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında değerlendirilmesine de olanak bulunmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 4822 sayılı Kanunla değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde kanunun amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Kanunun 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları, hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyeti ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise "Bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi ifade eder" şeklinde tanımlanmıştır. Bir hukuki işlemin 4077 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için kanunun amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun geçici 1/1. maddesine göre “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış olan davalar, açıldıkları mahkemelerde görülmeye devam eder.” Somut olayda; davacı vekili, davalı ile müvekkili arasında imzalanan taşınmaz satımına aracılık sözleşmesinin davalı tarafından ihlal edildiğini belirterek sözleşmede düzenlenen 69.030.-TL cezai şartın ödenmesi için başlatılan icra takibine davalının yaptığı itirazın iptalini talep etmiştir. Davanın açıldığı 31.10.2013 tarihinde yürürlükte bulunan 4822 sayılı Kanunla değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun kapsamında kalmayan simsarlık sözleşmesine ilişkin uyuşmazlığın genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 21.11.2016 gününde oy birliğiyle karar verildi.