Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/4405
Karar No: 2013/6125
Karar Tarihi: 7.....2013

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2013/4405 Esas 2013/6125 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2013/4405 E.  ,  2013/6125 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)


    Taraflar arasındaki asıl ve birleşen alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen davada davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    -K A R A R-

    Asıl davada davacı vekili, davalı kooperatifin üyesi olan müvekkilinin, 2001 yılı Ekim ayı mizanına göre ....000,00 TL alacağının olduğunu ve bu alacağın kooperatifin ticari kayıtlarında yer aldığını ileri sürerek, ....000,00 TL"nin Ekim 2001 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Birleşen davada davacı vekili, müvekkilinin, davalı kooperatifin üyesi olduğunu, kooperatifin 2001 yılı Ekim ayında yapılan muhasebe incelemelerine göre müvekkilinin ....750,00 TL alacağı bulunduğunun tespit edildiğini ileri sürerek, ....750,00 TL"nin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Asıl ve birleşen davada davalı vekili, davaların reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davacı ..."in, davalı kooperatifin yönetim kurulu başkanı, ..."in ise .... başkan olarak ....05.2002 tarihinde yapılan genel kurulda seçildikleri, ........2010 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında davacıların yerine yeni yönetim kurulu üyelerinin seçildiği, davalı kooperatif yevmiye defterinin 2001 yılı açılış kayıtlarına göre davacılardan ..."in ....000,00 TL, ..."in ise ....620,00 TL davalı kooperatiften 2000 yılından alacaklı göründükleri, bu alacaklarının 31.....2000 tarihli genel mizanda ve 2001 yıl sonu bilançosunda da göründüğü, davacıların davalı kooperatife verdikleri borç kayıtlarını takip eden yevmiye kayıtlarında ..."a yapılan ödeme, .... Belediyesi"ne yapılan ödemeler ve bir kısım inşaat taahhüt işleri ile yapılan ödemelerin bulunduğu, davalı kooperatifin usülüne uygun tutulmuş bilanço ve kayıtlarına göre davacı ..."in takip tarihi itibariyle davalı kooperatiften ....000,00 TL, davacı ..."in ise ....750,00 TL alacaklarının ortaklara borç alt hesabında göründüğü, bu alacakların görev yaptıkları ... ay içerisinde değişik tarihlerde kooperatife verdikleri şahsi borçlardan kaynaklandığı gerekçesiyle, asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Kararı, asıl ve birleşen davada davalı vekili temyiz etmiştir.
    Asıl ve birleşen dava, kooperatifin yöneticisi olunan dönemde kooperatife borç olarak verilen paranın tahsili istemine ilişkindir.
    Öncelikle belirtilmelidir ki, tip anasözleşmenin “Amaç ve faaliyetler” kenar başlıklı .../.... maddesinde kooperatifin ancak finans kuruluşlarından kredi alabileceği öngörülmüştür.
    Diğer taraftan, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 98. maddesi göndermesiyle kooperatifler hakkında da uygulanması gereken 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun “Hükmi Şahısların Ehliyeti” başlıklı 137. maddesinde (6102 sayılı TTK 125); “Ticaret şirketleri hükmi şahsiyeti haiz olup şirket mukavelesinde yazılı işletme mevzuunun çevresi içinde kalmak şartiyle bütün hakları iktisap ve borçları iltizam edebilirler. Bu husustaki kanuni istisnalar mahfuzdur." hükmü yer almakta olup, bu hükümle ticaret ortaklıklarının medeni haklardan yararlanma ehliyeti düzenlenmiştir.
    6762 sayılı Ticaret Kanunu’nda yer alan bu düzenleme ile ticaret ortaklıklarının yararlanma hakkı, kanuni istisnalar saklı kalmak kaydıyla şirket mukavelesinde yazılı işletme mevzuunun çerçevesi ile sınırlandırılmış olup, ultravires olarak adlandırılan bu teoriye göre, ortaklığın iştigal konusu dışında kalan işlerin ortaklığı bağlamayacağı ilkesi benimsenmiştir.
    Hukuk Genel Kurulu’nun 09.....1998 tarih, 1998/...-863 E. 1998/895 K. sayılı kararında vurgulandığı üzere, kooperatifin böyle bir işlemle bağlı sayılabilmesi ancak bu işleme açıkça icazet vermesi ile mümkün olacaktır.
    Yukarıda da ifade edildiği üzere, tip anasözleşmenin “Amaç ve faaliyetler” başlıklı .../.... maddesinde kooperatifin ancak finans kuruluşlarından borç alabileceği öngörülmüştür. 1163 sayılı Yasa’nın .... maddesi uyarınca bu anasözleşme tescil ve ilan edilmekle üçüncü kişilerin kooperatifin amacını ve konusunu bildiklerine ilişkin bir karine oluşur ve aksi üçüncü kişilerce iddia ve ispat edilmedikçe bu karine etkisini sürdürür (Bkz. G.Eriş, Uygulamalı Kooperatifler Hukuku, .... Baskı, Sh.1128).
    Bu durumda, öncelikle, kooperatif kayıt ve defterlerinin davacılar tarafından tutulmuş olması nedeniyle davacılar lehine tek başına delil teşkil etmeyeceği gözönünde bulundurularak, davalı kooperatifin anasözleşmesi ve genel kurul tutanakları getirtilerek, kooperatifin borç alması konusunda anasözleşme ve/veya genel kurullarda kabul edilen bir hüküm olup olmadığı, kooperatifin özel kişilerden borç para alınmasına icazet verildiği anlamına gelecek bir işlem bulunup bulunmadığı belirlenmeli ve oluşacak sonuç çerçevesinde uyuşmazlık çözümlenmelidir.
    Bunun için; kooperatif uygulamaları ve hesap konusunda uzman bilirkişi ya da bilirkişi kurulu aracılığıyla uyuşmazlık konusu iddia edilen borcun verildiği tarih ve öncesindeki kooperatifin mali yapısı incelenmeli, davalı kooperatifin borç almasına gerek olup olmadığı saptanmalı, paranın kooperatif kasasına girip girmediği, kooperatif tarafından kullanılıp kullanılmadığı, kullanılmış ise ne şekilde kullanıldığı da tespit edilmeli, böylece, davalı alacağının kaynağı tereddütsüz belirlenmelidir. Bunun yanı sıra kooperatifin ortaklardan temin ettiği gelirler ile kasa kayıt ve belgeleri incelettirilerek karşılaştırma yapılması, gelirler ile giderler arasında fark bulunup bulunmadığı, dava konusu iddia edilen nakit girişinin, gelir gider farkı ile uyum gösterip göstermediği açığa kavuşturularak, uygun sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerekirken, bu hususlara ilişkin yeterli tespit ve görüş içermeyen ve denetime elverişli bulunmayan bilirkişi raporuna itibar edilerek eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davada davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, asıl ve birleşen davada davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 07.....2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi