Davacı,  sağllık yardımlarından dolayı borçlu olmadığının tespitine    karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin  reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan  ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Davacı, davalı Kuruma sağlık yardımlarından dolayı 2.189.72 YTL. borçlu olmadığının tespitini istemiştir.
Mahkemece, istemin reddine karar verilmiş ise de bu sonuç doğru değildir.
Gerçekten, davacı S.K."ya 1479 sayılı Yasa"nın 45. maddesi gereğince babası H.K."nın sigortasından dolayı 01.10.2002 tarihinden başlamak üzere ölüm aylığı bağlandığı, bağlanan bu aylığı nedeni ile de kendisine Bağ-Kur tarafından düzenlenen sağlık karnesinin 08.11.2002 tarihinde verildiği, davacının anılan bu karne ile sağlık yardımlarından yararlandığı uyuşmazlık konusu değildir.Uyuşmazlık, davalı Kurum"un, sonradan yapılan bu sağlık yardımlarının davacının anılan tarihlerde 506 sayılı Yasa"ya tabi olarak fiili sigortalılığı bulunduğu gerekçesi ile iptal edip davacıdan geri isteyip istemeyeceği noktasındadır. Davacı"nın 01.05.1991 tarihinde 506 sayılı Yasa"ya tabi olarak çalışmaya başladığı, bu çalışmalarının kesintili olarak devam ettiği 31.05.2007 tarihine kadar toplam 2.280 gün zorunlu sigortalılığının bulunduğu ekli Kurum dosyası içindeki hizmet cetvelinden anlaşılmaktadır. Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasa"nın 32. ve 1479 sayılı Yasa"nın 45. ve Ek 11. maddesi ile halen yürürlükte olan 5510 sayılı Yasa"nın 67. maddesidir. Dava tarihinde  yürürlükte olan 506 sayılı Yasa"nın 4958 sayılı Yasa"nın 29. maddesi ile değişik 32/son fıkrasında, "...sigortalıların, bu maddenin (A), (B) ve (O) bendlerinde yazılı yardımlardan yararlanabilmeleri için, hastalığın anlaşıldığı tarihten önceki bir yıl içinde en az "90" gün hastalık sigortası primi ödemiş olmaları şarttır" hükmü düzenlenmiş olup davacının, babasından dolayı bağlanan ölüm aylığı ile sağlık yardımlarından yararlanmaya hak kazandığı 01.10.2002 tarihinden itibaren geriye doğru SSK."ya tabi prim ödeme gün sayılarına bakıldığında 2001 yılında 69, 2002 yılında 72, 2003 yılında 70, 2004 yılında 59, 2006 yılında 82 ve 2007 yılında 78 gün olmak üzere her bir yıl için gereken "en az 90 gün" sağlık primi ödeme şartını gerçekleştirmediği için 2001 yılından itibaren 506 sayılı Yasa gereğince sağlık yardımından yararlanmasının mümkün olmadığı ortadadır. Bu halde, davacının babasından dolayı bağlanan ölüm aylığı gereğince hastalık yardımından yararlanabileceği açık ve zorunlu olduğu ve 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu gereğince Kurumların birleştiği gerçeği de dikkate alınarak  davanın kabulü gerektiği halde, yerinde olmayan gerekçe ile reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmektedir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan  temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya  iadesine,    09.03.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.