11. Hukuk Dairesi 2015/15609 E. , 2016/9604 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 09/07/2015 tarih ve 2013/121-2015/226 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili ve katılma yoluyla davacılar vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 13/12/2016 günü hazır bulunan davacılardan ... vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, davalı ile müvekkili arasında ...."daki ... ismi ile bilinen binanın iç tadilat ve projelerin yapımı, ilgili kuruluşlara tasdikinin sağlanması hususunda 450.000,00 TL bedelli 24.03.2008 tarihli sözleşme imzalandığını, müvekkilinin üstlendiği edimleri sözleşmede öngörülen şekilde yerine getirdiği halde tadilat proje bedeline ilişkin kısmi ödemeler yapıldığını, bakiye bedelin ödenmediğini, sözleşme konusu işin ilgili kuruluşlara proje tasdiklerinin, imar giderlerinin, harç vs. giderler için davalıdan alınan avansla harcama yapıldığını, ancak bu giderlerin avansı geçmesi üzerine müvekkilince harcama yapıldığını, davalının bu masrafları da ödemediğini, müvekkilce iş merkezi tadilat projeleri tamamlandıktan sonra davalının bu kez gökdelenin otele dönüştürülmesini istediğini, davalının talimatı doğrultusunda otel ve rölöve projesi çizildiğini, yangın ruhsatı ve yürüyen merdiven ruhsatı gibi sözleşme dışı işlerde müvekkilince yapılmasına rağmen anılan imalatların bedelinin de müvekkiline ödenmediğini, sayılan bu imalatların serbest piyasa rayicinin ödenmesi gerektiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile sözleşmeden kaynaklanan bakiye bedel için 10.000 TL, tadilat projelerinin onayı için gerekli resim, vergi, harç masrafları için 1.000 TL, gökdelenin otele dönüştürülmesi için yeniden tadilat projesi çizimi vs. işler için 10.000 TL olmak üzere toplam 21.000 TL"nin tahsilini talep etmiş, 02.03.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile sözleşmeden kaynaklanan bakiye bedel alacağını 206.016,71 TL"ye, vergi, harç vs masraflarını 2.933,69 TL"ye ve otele dönüştürme için yapılan işlerin karşılığını 75.000 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davacının sözleşme ile üstlendiği edimleri gereği gibi yerine getirmediğini, davacının yangın algılama ve tadilat projeleri dışındaki projeleri hazırlayıp tasdike sunmadığını, bu işlerin müvekkilince yaptırılıp bedellerinin proje müelliflerine ödendiğini, davacının süresi içinde hiçbir ediminin tam ve eksiksiz yerine getirmediğini, sadece yangın mimari proje ve yangın projesini hazırlayarak gecikmeli olarak tasdik ettirdiğini, davacının sözleşmeden kaynaklanan alacağı bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasındaki sözleşmenin projelerin çizimleri yönünden eser (istisna) ve ruhsat alınması işlemlerinin takibi bakımından vekalet sözleşmesi niteliğinde olduğu, davacının bu sözleşmeden kaynaklanan alacaklarının 818 sayılı BK 126/4 (ve 6098 sayılı BK 147/5-6) maddeleri uyarınca 5 yıllık zamanaşımına tabi bulunduğu, davacı tarafın 02.03.2015 tarihinde yaptığı ıslaha karşı davalı vekili zamanaşımı definde bulunmuş ise de yargılama sırasında 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK"nın 448 maddesi uyarınca bu kanun hükümlerinin, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanacağı; davanın belirsiz alacak davası niteliğinde bulunduğu, davacının edimlerini eksiksiz ifa edip etmediğinin, yeni tadilat projesi bedelinin ve sonuç olarak davalı tarafından ödenmesi gerekip de ödenmeyen tüm alacağın tespitinin delillerin değerlendirilmesi ve özellikle bilirkişi incelemesi yapılmasına bağlı olduğu, tahkikat ve alınan bilirkişi raporuyla davacının tüm alacağın tespit edilebildiğinden davacının HMK"nın 107 maddesi uyarınca belirlenen alacağın tamamı için ıslah veya ek bir davaya gerek olmaksızın talepte bulunabileceği, davalının asıl davanın açılması ile kesilen zamanaşımının artırılan tutar yönünden dolduğu yönündeki itirazının yerinde olmadığı, 24.03.2008 tarihli sözleşmede yapılacak olan planların tadilat planı olduğunun belirtildiği, işyeri(ofis) nitelikli binanın otel olarak değiştirileceğinden söz edilmediği, 27.03.2009 tarihinde davalının işyeri(ofis) yapılmasından vazgeçerek davacıya hazırlatılmış olan otel projelerinin ... Şehircilik ve İmar Müdürlüğünce onaylandığı, davacının işyeri (BÜRO) esasına göre çizdiği proje işlerden dolayı bakiye alacağının 206,016,71 TL olduğu, davacı tarafından ... Belediyesi"nde projelerin onaylatılması sırasında ödenen harçların 2.933,69 TL olduğu, sözleşmenin 16. maddesine göre bu harçların davalı tarafından ödeneceğinin kararlaştırıldığı, davalının 23/07/2008 tarihli yazısında büro (ofis) tipine uygun tüm projeler çizilerek tamamlandığı sırada, büro tipinden vazgeçip, bütün tadilat projelerinin OTEL tipine göre çizilmesini istediği, bu konuda 05/04/2009 tarihli 6 kişinin imzaladığı bir tutanak düzenlendiği, yazılı talimatla, büro tipine göre çok farklı fonksiyonları olan OTEL projelerinin çizimleri için davacıya hiç bir ödeme yapılmadığı, OTEL projeleri için davacıya ödenmesi gereken bedelin Mimarlar Odası"ndan alınan bilgi ve alınan bilirkişi raporu ve Mimarlar Odasının asgari tarifesine göre 75.000,00 TL olarak hesaplandığı gerekçesiyle davanın kabulüne, 206.016,71 TL sözleşmeden kalan bakiye alacağın, proje onay giderleri bakiyesi olan 2.933,69 TL alacağın ve sözleşme dışı proje tadilat bedeli olan 75.000,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili ve katılma yoluyla davacılar vekili temyiz etmiştir.
1-Davalı vekilinin temyiz dilekçesi davacılar vekiline 27.10.2015 tarihinde tebliğ edilmiş ve hüküm HUMK 433/2. maddesinde yazılı temyiz etme süresi geçirildikten sonra 11.11.2015 tarihinde temyiz edilmiştir. Aynı Kanunun 432/4. maddesine göre süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi 01.06.1990 gün 3-4 sayılı İBK uyarınca Yargıtay da bu konuda bir karar verebileceğinden davacılar vekilinin katılma yoluyla temyiz isteminin süre yönünden reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
3-Dava,istisna sözleşmesinden kaynaklanan alacak ile sözleşme dışı proje bedeli ve vergi, resim, harç giderlerinin tahsili istemine ilişkindir. Yukarıda yapılan özetten de anlaşılacağı üzere dava, 21.07.2010 tarihinde açılmış ve davacılar vekili fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile toplam 21.000 TL"nin tahsilini talep etmiş, 02.03.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile toplam 283.950,40 TL"nin tahsilini istemiştir. Davalı vekili ise ıslahla arttırılan kısım yönünden zamanaşımı definde bulunmuştur. Mahkemece, “yargılama sırasında 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK"nın 448. maddesi uyarınca bu kanun hükümlerinin, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanacağı, davanın belirsiz alacak davası niteliğinde bulunduğu, davacının edimlerini eksiksiz ifa edip etmediğinin, yeni tadilat projesi bedelinin ve sonuç olarak davalı tarafından ödenmesi gerekip de ödenmeyen tüm alacağın tespitinin delillerin değerlendirilmesi ve özellikle bilirkişi incelemesi yapılmasına bağlı olduğu, tahkikat ve alınan bilirkişi raporuyla davacının tüm alacağı tespit edilebildiğinden davacının HMK"nın 107. maddesi uyarınca belirlenen alacağın tamamı için ıslah veya ek bir davaya gerek olmaksızın talepte bulunabileceği, davalının asıl davanın açılması ile kesilen zamanaşımının artırılan tutar yönünden dolduğu yönündeki itirazının yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne” karar verilmiş ise de eldeki davaya, dava dilekçesinin mahkemeye verilmesi ve gerekli harçların yatırılması ile tamamlanan dava açılması işleminde, diğer bir ifade ile davanın açıldığı 21.07.2010 tarihinde yürürlükte bulunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HUMK) hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. Dolayısıyla, mülga 1086 sayılı HUMK yürürlükte olduğu dönemde kısmi dava olarak açılan eldeki davanın, 6100 sayılı HMK’nun yürürlüğe girmesiyle kendiliğinden belirsiz alacak davasına (HMK.m.107) dönüşeceği kabul edilemez. Buna göre, 6100 sayılı HMK ile hukukumuza giren belirsiz alacak davasına ilişkin hükmün, somut uyuşmazlıkta uygulanma olanağı bulunmamaktadır(Yargıtay HGK.18.11.2015 tarih, 2014/11-21 E. 2015/2657 K.sayılı ilamı).
Bu itibarla mahkemece, işbu davanın 1086 sayılı HUMK ilgili hükümleri uyarınca kısmi dava olarak açılıp, belirsiz alacak davası olarak açılmadığı, 6100 sayılı HMK"nun yürürlüğe girmesinden sonra da kendiliğinden belirsiz alacak davasına (HMK.m.107) dönüşmesinin mümkün olmadığı nazara alınarak sonucuna göre bir karar verilmek gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile ıslah edilen kısım yönünden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ;Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz isteminin süre yönünden reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınıp davalıya verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 15/12/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.