11. Hukuk Dairesi 2020/1382 E. , 2021/802 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 28/12/2017 tarih ve 2016/230 E. - 2017/517 K. sayılı kararın davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 26/12/2019 tarih ve 2018/1807 E. - 2019/1356 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davalılar ..., ... vekili ve davalı TPMK vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin "FLO" esas unsurlu tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalı ... ve ...’ın 2015/11627 sayılı "FLOSH" ibaresinin tescili için diğer davalı Kuruma başvurduklarını, müvekkilince "FLO" esas unsurlu markalarına dayanarak yaptığı itirazın Markalar Dairesi Başkanlığınca reddedildiğini, bu karara yönelik itirazlarının ise YİDK tarafından kısmen kabul edildiğini ve 25/2. sınıftaki "“Ayak giysileri:ayakkabılar, terlikler, sandaletler.”; malların başvuru kapsamından çıkarıldığını oysa başvurunun tümden reddinin gerektiğini, zira dava konusu başvuru ile müvekkili markaları arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunduğunu, müvekkili markaları tanınmış olduğundan sadece tescilli olduğu sınıflarda değil tüm sınıflar bakımından kanun koyucu tarafından koruma altına alındığını, dava konusu başvurunun müvekkili markalarının tanınmışlığından yararlanmak amaçlı ve kötü niyetli olarak yapıldığını, davalıların müvekkiline ait tescilli markalardan habersiz olmalarının mümkün olamayacağını ileri sürerek YİDK"in 2016-M-2914 sayılı kararının iptaline, davaya konu markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Türk Patent vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı gerçek kişiler vekili, müvekkillerinden ...’ün dava konusu markayı diğer davalıya devrettiğini, dolayısıyla ...’e husumet yöneltilmesinin hatalı olduğunu, müvekkilerine ait "FLOSH" markasının iç ve dış giyim, eşarp vb. giyim mallarını kapsadığını, "FLOSH" markası ile davacının itirazına mesnet "FLO" ibareli markalar arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; “FLOSH” ibareli davalı marka başvurusu ile davacının "FLO" ibareli markaları arasında davalı başvurusunun kapsadığı tüm mallar (25. sınıf) yönünden 556 sayılı KHK’nın 8/1-b bendi anlamında benzerlik ve karıştırma ihtimali bulunduğu, davacının "FLO" markasının tanınmış marka olmasının iltibası arttırdığı, marka başvurusunun kötüniyetle yapıldığı iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile YİDK"in 2016-M-2914 sayılı kararının iptaline, davalı ... adına tescilli 2015/11627 sayılı "FLOSH" ibareli markanın tescilli olduğu tüm alt gruplar yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.
Karara karşı davalılar vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi"nce; taraf markaları arasında 25. sınıf malların tamamı yönünden 556 sayılı KHK"nın 8/1-b maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunduğu, başvuruya yeterli ayırt ediciliğin katılmadığı, marka başvurusunun davalı gerçek kişiler tarafından yapıldığı, davadan sonra 14.06.2016 tarihinde davalı ..."ün marka hissesini diğer davalı ..."a devrettiği, mahkemece markanın hükümsüzlüğü hükmünün yalnızca davalı ... yönünden kurulduğu, HMK"nın 125/1-a maddesi uyarınca dava konusunun devri halinde dava konusunu devredenin ve devralanın yargılama giderlerinden müteselsilen sorumlu oldukları bu itibarla mahkemece kurulan hükümde bir isabetsizlik olmadığı, markayı devreden ..."ün karar başlığında davalı olarak gösterilmesinin sonuca etkili bulunmadığı gerekçesiyle davalılar vekillerinin istinaf başvurularının HMK"nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalılar ..., ... vekili ve davalı TPMK vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalılar ..., ... vekili ve davalı TPMK vekilinin temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, istek halinde aşağıda yazılı 49,50 TL harcın temyiz eden davalılara iadesine, 03/02/2021 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.