1632 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2018/8494 Esas 2019/8134 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/8494
Karar No: 2019/8134
Karar Tarihi: 08.05.2019

1632 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2018/8494 Esas 2019/8134 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanık, inzibat görevlilerine, olay yerine gelen mağdurlara ve gıyabında mağdurlara yönelik hakaret suçunu işlemiştir. Mahkeme, sanığın eylemlerinin bir bütün halinde tek suçu oluşturması nedeniyle, TCK’nun 43/2. maddesi gereğince, üç ayrı mahkumiyet yerine tek bir mahkumiyet hükmü kurulması gerektiğine hükmetmiştir. Bu nedenle, karar bozulmuş ve davanın yeniden görülmesi için dosya mahkemeye gönderilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- 1632 Sayılı Kanun
- TCK’nun 43. maddesi (ikinci fıkra)
19. Ceza Dairesi         2018/8494 E.  ,  2019/8134 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : 1632 Sayılı Kanuna Aykırılık
    HÜKÜMLER : Mahkumiyet

    Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararların niteliği ve suç tarihlerine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede,
    Ceza Genel Kurulu"nun 2013/13-293 esas, 2013/297 karar sayılı ve 11/06/2013 tarihli kararında da kabul edildiği üzere TCK"nun 43. maddesinin ikinci fıkrası; "Aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda da, birinci fıkra hükmü uygulanır" hükmünü içermekte olup, zincirleme suçtan farklı bir müessese olan ve aynı neviden fikri içtima olarak kabul edilen bu durumda, fiil yani hareket tektir ve bu fiille aynı suç birden fazla kişiye karşı işlenmektedir. Burada, hareket tek olduğu için, fail hakkında bir cezaya hükmolunacağı, ancak bu cezanın Kanun"un 43/2. maddesine göre artırılacağı öngörülmüştür. Ancak burada kastedilen, fiil ya da hareketin, doğal anlamda değil hukuki anlamda tekliğidir. Hakaret suçunun farklı mağdurlara karşı tek fiille gerçekleştirildiğinden söz edilebilmesi için hakaretin mutlaka ortak söz veya davranışlarla gerçekleştirilmiş olması şart değildir. Her bir mağdura veya mağdurlardan bazılarına özel olarak hitap edilerek hakaret içeren sözler söylenmiş veya davranışlarda bulunmuş olsa bile objektif bir gözlemcinin bakış açısıyla bakıldığında failin hareketlerinin tek bir iradi karara dayalı olduğu, aralarında yer ve zaman bakımından bağlantı bulunduğu, bu nedenle bir bütünlük oluşturduğu sonucuna ulaşılması durumunda, fiilin hukuken tek olduğu kabul edilmelidir.
    Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olayda, sanığın olay günü inzibat görevlileri olan mağdurla...’e yönelik sinkaflı küfürlerle hakaret ettiğinin, akabinde olay yerine gelen mağdur ...’a ve gıyabında mağdur...’na sinkaflı küfürler ederek hakarette bulunduğunun anlaşılması karşısında, iddianamede anlatılan ve mahkemece kabul edilen eylemlerinin bir bütün halinde tek suçu oluşturması nedeniyle, TCK’nun 43/2. maddesinin uygulanması gerekirken, hakaret kabul edilen sözleri nedeniyle inzibat görevlisi olan mağdurlara, ...’na yönelik üç ayrı mahkumiyet hükmü kurulması,
    Kanuna aykırı ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak, HÜKÜMLERİN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca, BOZULMASINA, aleyhe temyiz olmaması nedeniyle, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 08/05/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.






    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.