3. Ceza Dairesi 2019/18494 E. , 2020/4334 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kasten yaralama
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
1)Armutlu Devlet Hastanesince tanzim edilen katılanın yaralanmasına ilişkin 28.05.2014 tarihli raporda ""Sağ bacakta kesi. Genel durum iyi, şuur açık, oryante, koopere idi. Sağ diz üstünde yaklaşık 0,5 cm uzunluğunda cilt kesisi mevcuttur. Pansuman yapıldı. Bu bulgularla hayati tehlikesi yoktur. Kati hekim raporudur."" şeklinde tespitlere yer verildiği, rapor içeriğinin Adli Tıp kriterlerine uygun olmayıp, hükme esas alınacak yeterlilikte bulunmadığı anlaşılmakla; katılanın tüm tedavi evrakları, geçici ve kesin raporlarıyla birlikte en yakın Adli Tıp Kurumu Şube Müdürlüğüne sevk edilerek, özellikle söz konusu yaralanmanın basit tıbbi müdahale ile giderilip giderilemeyeceğine ilişkin hususu gösterir şekilde, 5237 sayılı TCK"nin 86. ve 87. maddelerinde belirlenen ölçütlere göre yaralanmasının niteliği konusunda duraksamaya yer vermeyecek şekilde kat"i raporu alındıktan sonra, sanığın hukuki durumunun tespit ve tayini gerektiği gözetilmeksizin yetersiz rapora dayanılarak eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2)Sanık hakkında, katılanı kasten yaralama eyleminden dolayı 5237 sayılı TCK"nin 86/2-3-e maddesi uyarınca tayin olunan "180 gün adli para" cezasından 5237 sayılı TCK"nin 29/1 maddesi uyarınca (1/2) oranında indirim yapılırken "90 gün adli para" cezası yerine, hesap hatası yapılarak "135 gün adli para"" cezasına karar verilmesi ve buna bağlı olarak hatalı hesaplama ile “2.250 TL adli para" cezası yerine "3.375 TL adli para" cezasına hükmolunmak suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayini,
3)Hükmün esasını oluşturan kısa kararda sanığın aksi sabit olmayan savunmasına göre üzerine atılı suçu haksız tahrik altında işlediği kabulüyle sanık lehine (1/2) oranında tahrik indirimi yapıldığının belirtilmesine rağmen gerekçeli kararda ilk haksız hareketin kimden geldiğinin belli olmadığı gerekçesiyle sanık lehine (1/4) oranında haksız tahrik indirimi yapıldığının belirtilmesi suretiyle çelişkiye neden olunması,
4)İlk haksız hareketin kimden kaynaklandığı şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenemediğinde, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.10.2002 tarih ve 2002/4-238 Esas - 367 sayılı kararı uyarınca ve bu kararla uyumlu Ceza Dairelerinin yerleşmiş ve süreklilik gösteren kararlarında da kabul edildiği üzere, şüpheli kalan bu halde sanık lehine haksız tahrik indirimi 5237 sayılı TCK"nin 29. maddesi gereğince asgari seviyede (1/4) oranında yapılması gerektiği halde, mahkeme tarafından yazılı şekilde (1/2) oranında indirim yapılması suretiyle eksik ceza tayini,
5)Sanığın cezasından haksız tahrik nedeniyle indirim yapılırken uygulanan kanun maddesinin hükümde "5237 sayılı TCK"nin 29. maddesi" olarak gösterilmemesi,
6)5237 sayılı TCK"nin 3/1. maddesinde yer alan "suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur." hükmüne aykırı olarak sanığın sosyal ve ekonomik durumu araştırılmaksızın, işçi olarak çalışan ve aylık 1.000 TL geliri olduğunu beyan eden sanık hakkında hükmolunan 135 gün karşılığı adli para cezasının, gerekçesi gösterilmeden alt sınırdan uzaklaşılarak günlüğü 25 TL"den hesaplanmak suretiyle 5237 sayılı TCK"nin 52/2. maddesine muhalefet edilmesi,
7)Gerekçeli karar başlığında ..."in sıfatının katılan sanık yerine müşteki sanık olarak gösterilmesi,
8)28.06.2014 tarihinde Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 81. maddesi ile 5275 sayılı Kanun’un 106/3. maddesinde; “Hükümlü, tebliğ olunan ödeme emri üzerine belli süre içinde adli para cezasını ödemezse, Cumhuriyet savcısının kararı ile ödenmeyen kısma karşılık gelen gün miktarı hapis cezasına çevrilerek, hükümlünün iki saat çalışması karşılığı bir gün olmak üzere kamuya yararlı bir işte çalıştırılmasına karar verilir. Günlük çalışma süresi, en az iki saat ve en fazla sekiz saat olacak şekilde denetimli serbestlik müdürlüğünce belirlenir. Hükümlünün hakkında hazırlanan programa ve denetimli serbestlik görevlilerinin bu kapsamdaki uyarı ve önerilerine uymaması hâlinde, çalıştığı günler hapis cezasından mahsup edilerek kalan kısmın tamamı açık ceza infaz kurumunda yerine getirilir.” şeklindeki düzenlemeye aykırı olarak, sanık hakkındaki hükümde infaz yetkisini kısıtlayacak şekilde verilen adli para cezasının ödenmemesi durumunda hapse çevrileceğine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerle 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, CMUK"un 326/son uyarınca sanığın kazanılmış hakkının dikkate alınmasına, 03.03.2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.