
Esas No: 2016/1033
Karar No: 2020/508
Karar Tarihi: 01.07.2020
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2016/1033 Esas 2020/508 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
1. Taraflar arasındaki “ tazminat ” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İzmir 1. İş Mahkemesince verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karar, davalılardan Sun Gıda Tarım Ürünleri ve Dış Ticaret A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 21. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı davalı Sun Gıda Tarım Ürünleri ve Dış Ticaret A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi:
4. Davacı ... 13.01.2004 havale tarihli dava dilekçesinde; müvekkilinin davalılardan Sun Gıda Tarım Ürünleri ve Dış Ticaret A.Ş. işçisi olarak çalıştığını, şirkete ait servis aracı ile işten çıkıp eve dönmekte iken yaşanan trafik kazası sonucunda ağır şekilde yaralandığını ileri sürerek maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
Davalı Cevabı:
5. Davalı Sun Gıda Tarım Ürünleri ve Dış Ticaret A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirket ile dava dışı Özyükseller Şti. arasında personel taşıma sözleşmesi imzalandığını, sorumluluğun öncelikle bu şirkete ait olduğunu, işçileri taşıyan ve ...’nın malik olduğu sürücü ...’ın sevk ve idaresinde bulunan servis aracının olay günü bir kamyonla çarpışması neticesinde yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, müvekkilinin zarara neden olan aracın maliki, işleteni ve sürücüsü olmadığını diğer taraftan davacının da müvekkili şirketin işçisi olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
6. Davalılar ... ve ... vekili 17.03.2004 havale tarihli cevap dilekçesinde; kazanın meydana gelişinde aşırı hız nedeniyle tamamen diğer aracın kusurlu olduğunu, talep edilen tazminatın dayanaksız ve fahiş olduğu beyanla davanın reddini istemiştir.
7. Davalı ...Ş. vekili 19.02.2004 havale tarihli cevap dilekçesinde; müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusuru oranında ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, manevi tazminattan sorumluluğunun bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemenin ilk Kararı:
8. Kemalpaşa 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 28.01.2009 tarihli ve 2004/3 E., 2009/19 K. sayılı davanın kısmen kabulüne ilişkin kararının davacı ve davalılar Ramazan ile Müştak vekilleri tarafından temyizi üzerine Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 15.12.2009 tarihli ve 2009/6031 E., 2009/14216 K. sayılı kararı ile; davacı ile davalılardan Sun Gıda A.Ş. arasında iş sözleşmesi bulunup olayda da iş kazası niteliğinde olduğundan mahkemenin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar verilmesi gerektiğine değinilerek bozulmuş, bozma üzerine Kemalpaşa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından görevsizlik kararı verilen eldeki dosya İzmir 1. İş Mahkemesinin 2011/152 Esasına kaydedilmiştir.
9. İzmir 1. İş Mahkemesinin 12.05.2011 tarihli ve 2011/152 E., 2011/241 K. sayılı kararı ile; mahkemece görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra 10 günlük süre içerisinde başvurulduğu anlaşılmadığından Hukuk Usulû Muhakemeleri Kanunu’nun (HUMK) 193. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Özel Dairenin İlk Bozma Kararı:
10. İzmir 1. İş Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ... temyiz isteminde bulunmuştur.
11. Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 08.10.2012 tarihli ve 2011/8644 E., 2012/16700 K. sayılı kararı ile; “…Dosyadaki kayıt ve belgelerden Kemalpaşa 2.Asliye Hukuk mahkemesince verilen 22.12.2010 tarih ve 2010/265-327 E/K sayılı görevsizlik kararının 26/01/2011 tarihinde temyiz edilmeksizin kesinleştiği, davacı vekilinin dosyanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesini içerir dilekçesini havalesiz olarak adı geçen mahkeme yazı işleri müdürlüğüne 22.12.2010 günü bıraktığı Kemalpaşa 2.Asliye Hukuk 08/04/2011 tarihli yazısından anlaşılmaktadır.
Somut olayda, Kemalpaşa 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 08/04/2011 tarihli yazısı gereğince davacı vekilinin dilekçesini 22.12.2010 tarihinde süresinde havale ettirdiğini kabul edip, işin esasına girilmesi gerekirken yazılı şekilde HUMK 193.madde gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Mahkemenin ikinci Kararı:
12. İzmir 1. İş Mahkemesinin 20.11.2014 tarihli ve 2012/499 E., 2014/823 K. sayılı kararı ile; bozmaya uyulduktan sonra, Kemalpaşa 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin kararı üzerine davalılar tarafından yapılan ödemelerden sonra eldeki dosyada alınan 24.09.2014 tarihli bilirkişi raporu uyarınca davacının %22 iş göremezlik oranı ve iş kazasının oluşumunda kusursuzluğu dikkate alınarak yapılan hesaplamada, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından ilk peşin sermaye değerli gelir tutarı bildirilmediğinden %22 sürekli iş göremezlik oranı üzerinden bilirkişi tarafından hesaplanan 11.982,32TL ilk peşin sermaye değerli gelir tutarının mahsubu sonrasında, davacının karşılanmayan maddi zarar tutarının 10.389,06TL olduğu, davalı Sun Gıda Tarım Ürünleri Dış Tic. A.Ş."nin servis sözleşmesinin tarafı ve kazalının işvereni konumu gözetildiğinde kusurlu davranışı belirlenmemiş olsa dahi asıl işveren konumuyla müteselsilen sorumluğunun bulunduğu gerekçesiyle yapılan ödemelerden sonra davacının karşılanmayan maddi zarar tutarının davalılar Sun Gıda Tarım Ürünleri Dış Tic. A.Ş. ve Ak Sigorta A.Ş.’den müşterek ve müteselsilen tahsiline, manevi tazminat talebi yönünden yapılan ödeme ve ibra göz önüne alındığında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Özel Dairenin İkinci Bozma Kararı:
13. İzmir 1. İş Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılardan Sun Gıda Tarım Ürünleri Dış Tic. A.Ş. vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
14. Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 28.05.2015 tarihli ve 2015/1917 E., 2015/12210 K. sayılı kararı ile; “…Somut olayda iş kazası olduğu iddia olunan olayın Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmediği anlaşılmaktadır. Kurumca sigortalıya gelir bağlanabilmesi için öncelikle zararlandırıcı olayın iş kazası niteliğince olup olmadığının tespiti ön sorundur. İş kazasının tespiti ile ilgili ihtilaf Sosyal Güvenlik Kurumunun hak alanının doğrudan ilgilendirmekte olup tazminat davasında kurum taraf değildir.
Yapılacak iş; davacıya iş kazasını Sosyal Güvenlik Kurumuna ihbarda bulunmak, olayın Kurumca iş kazası olarak kabul edilmemesi halinde Sosyal Güvenlik Kurumuna ve hak alanını etkileyeceğinden işveren aleyhine “iş kazasının tespiti” davası açması için önel vermek, tespit davasını bu dava için bekletici sorun yaparak çıkacak sonuca göre, olayın Kurumca iş kazası olduğunun kabul edilmesi halinde ise davacıya Kuruma müracaat ederek sürekli iş göremezlik oranının belirlenmesi önel vermek ve çıkacak sonuca göre bir karar vermektedir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın olayın iş kazası olup olmadığı ve davacıda oluşan sürekli iş göremezlik oranı kesin olarak belirlenmeden karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Direnme Kararı:
15. İzmir 1. İş Mahkemesinin 19.11.2015 tarihli ve 2015/326 E., 2015/521 K. sayılı kararı ile; olayın iş kazası olup iş mahkemesinin görevi kapsamında kaldığının Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin bozma kararı ile kesinleştiği, yargılama sürecinde yapılan bildirimlere karşın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından iş kazası ve meslek sigortası kolundan herhangi bir işlem gerçekleştirilmediği, kaza tarihi üzerinden geçen süre ve davanın açılma tarihi ile Adli Tıp Kurumu tarafından belirlenen süreli işgöremezlik oranının tarafların itirazına uğramaması yine davacının %22 olarak belirlenen sürekli işgöremezlik oranı dikkate alınarak bu oran üzerinden bağlanması muhtemel ilk peşin sermaye değerli gelir de bilirkişi aracılığıyla hesaplanmak suretiyle sonuca varıldığı, böylece, iş kazası sigorta kolundan daha sonra gelir bağlanması halinde, işverenin mükerrer tazmin sorumluluğu engellenerek, bozma ilamında değinilen sakıncanın önüne geçildiği, Kurumun mahkemeden gönderilen yazılarla haberdar edildiği hâlde bu konuda duyarsız kalıp kişinin sosyal güvenlik hakkını ihlal ettiği, Kurum duyarsızlığını bir de eldeki davayla ulaşılmak istenen tazminat alacağını önleyici unsur hâline getirmenin hukukun temel koruyucu işleviyle bağdaştırılamadığı, Kurumun hak kaybına yol açmayacak biçimde tazminat tutarının belirlendiği, Kurum tarafından işgöremezlik oranı konusunda oluşacak farklı uygulamanın da mevcut uygulamalar içerisinde her zaman için gerçekleşebildiği ancak işgöremezlik oranının artış veya eksilmesi durumunun çözümünün mümkün olduğu, olayın iş kazası olduğuna ilişkin Yargıtay ilamı, işgöremezlik oranı konusundaki çekişmesizlik de ortadayken,11 yılı aşkın yargılama sürecinde, yapılabilecek tüm araştırma ve inceleme yapılarak kanıt ve kayıtlar toplanmışken, mevcut kanıtlar ışığında oluşan vicdani kanaate göre davanın esası yönünden bir sonuca varılma zorunluluğu ortadayken, yargılamanın belirsiz ve uzun bir dönem daha sürmesine ve böylece mevcut dava kapsamındaki adalet ve tatmin beklentisini ortadan kaldıracak nitelikteki bozma kararına uyulmadığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi:
16. Direnme kararı süresi içinde davalılardan Sun Gıda Tarım Ürünleri Dış Ticaret A.Ş vekili tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
17. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; iş kazası olduğu iddiasına dayalı eldeki maddi ve manevi tazminat davasında, olayın iş kazası niteliğinde olup olmadığının sonucuna göre işgörmezlik oranının tespiti bakımından davacıya Sosyal Güvenlik Kurumuna ihbarda bulunulmasının gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
III. GEREKÇE
18. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 19. maddesinde, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu oluşan hastalık ve özürler nedeniyle Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurulları tarafından verilen raporlara istinaden, Kurum sağlık kurulunca meslekte kazanma gücü en az %10 oranında azalmış bulunduğu tespit edilen sigortalının sürekli iş göremezlik gelirine hak kazanacağı belirtilmektedir. Bilinmelidir ki, gelir bağlanmasa bile sigortalının, tedavi gideri gibi başka sigorta kollarından yardım talebinde bulunma olasılığı da bulunmaktadır.
19. Mülga 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 19. maddesinde de; geçici iş göremezlik hâli sonrasında Kuruma ait veya Kurumun sevk edeceği sağlık tesisleri sağlık kurulları tarafından verilecek raporlarda belirtilen arızalarına göre, iş kazası sonucu meslekte kazanma gücünün en az %10 azalmış bulunduğu Kurumca tespit edilen sigortalıya sürekli iş göremezlik geliri bağlanacağı, 31. maddesinde Kurumun, sigortalıya bağlanacak gelirleri yapılan inceleme ve soruşturmalar sonunda ve gerekli belgelerin tamamlandığı tarihten itibaren en geç üç ay içinde tespit ederek ilgililere yazı ile bildireceği, ilgililerin bağlanan geliri bildiren yazıyı aldıktan sonra bir yıl içinde yetkili mahkemeye başvurarak Kurum kararına itirazda bulunabilecekleri, itirazın reddi hakkındaki mahkeme kararının kesinleşmesiyle Kurum kararının kesinleşmiş olacağı, 109. maddesinde de sigortalıların iş göremezlik hâllerinin tespitinde, Kurum sağlık tesisleri sağlık kurullarınca verilecek raporlarda belirtilen hastalık ve arızaların esas tutulacağı, Kurumca verilen karara ilgililer tarafından itiraz edilmesi hâlinde durumun Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunca karara bağlanacağı bildirilmiştir.
20. Öte yandan, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanmayan zararın ödetilmesine ilişkin tazminat davalarında öncelikle, zararlandırıcı sigorta olayının iş kazası niteliğinde olup olmadığının saptanması ile, haksız zenginleşmeyi ve mükerrer ödemeyi önlemek için, Kurum tarafından hak sahiplerine bağlanan gelirin peşin sermaye değerinin, hüküm tarihine en yakın tarihteki verilere göre belirlenen tazminattan düşülmesi gerektiği Yargıtay"ın yerleşmiş görüşlerindendir.
21. Bu kapsamda iş kazası sonucu sigortalıda oluşan iş göremezlik oranı; sigortalıya bağlanan gelirin peşin sermaye değerini, diğer bir ifadeyle iş kazası sonucu meydana gelen zararı ve dolayısıyla tazminatın miktarını doğrudan etkilediğinden, sigortalıda oluşan sürekli iş göremezlik oranının saptanmasında zorunluluk bulunmaktadır. O hâlde kural olarak, sigortalı yararına hükmedilecek maddi ve manevi tazminat miktarını doğrudan etkilemesi nedeniyle işçide oluşan sürekli iş göremezlik oranının 5510 sayılı Kanunu’ndaki düzenlemeye uygun olarak hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeksizin tespiti gerekmektedir.
22. Yukarıda da açıklandığı gibi, iş kazasından kaynaklanan tazminat davalarında işverenin hizmet sözleşmesinden doğan işçiyi gözetme borcuna aykırı davranması söz konusu olduğu için sözleşmeye aykırılığa dayalı sorumluluk hükümlerinin uygulanması gerekmekte olup, tazminat davalarında işveren aleyhine karar altına alınacak miktarı etkileyecek en önemli unsurlardan biri işçide meydana gelen meslekte kazanma gücünün kaybı oranıdır. İş kazasından dolayı işverene karşı açılacak maddi tazminat davaları, Kurum tarafından yapılan yardımlar ve bağlanan gelirlerle karşılanmayan zararın giderilmesi ilkesine dayanır. Bu nedenle, öncelikle Kuruma olayın bildirilip bildirilmediği ve Kurumca olayın bir iş kazası sayılıp sayılmadığı mahkemece araştırılacak ve bunun sonucu davacılara Kurumdan gelir bağlanıp bağlanmayacağı saptanacaktır. Eğer gelir bağlanmışsa bunun ilk peşin sermaye değeri kurumdan sorulacak, davacıların kazanç düzeyleri üzerinden hesaplanacak olan tazminat tutarlarından sigorta gelirleri peşin değeri düşüldükten sonra, geriye bir zarar miktarı kalmışsa, bu miktar işverenden istenebilecektir.
23. Somut uyuşmazlığa gelince, eldeki davada davacı iş kazası geçirdiğinden bahisle maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Kurumun 14.02.2013 tarihli yazısından, dava konusu olayın 5510 sayılı Kanun’un 13. maddesi kapsamında iş kazası olduğu yönünde bir tespit yapılmadığı bildirilmiştir. Buradan iş kazası olduğu iddia olunan olayın Kuruma ihbar edilmediği anlaşılmaktadır. Yukarıda da ayrıntılı şekilde ifade edildiği gibi Kurumca sigortalıya gelir bağlanabilmesi için öncelikle zararlandırıcı olayın iş kazası niteliğinde olup olmadığının tespiti ön sorun olup, iş kazası olduğunun tespiti durumunda gelir bağlanmışsa ilk peşin sermaye değeri tazminat tutarından düşülecektir. Ne var ki somut olayda mahkemece Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesinin 16.04.2008 tarihli raporunda davacıda %22 oranında özür durumuna göre tüm vücut fonksiyon kaybı olduğunun belirlendiği ve tarafların itirazına uğramayan bu oran davacının sürekli iş göremezlik derecesi olarak esas alınıp hüküm kurma yoluna gidildiği anlaşılmaktadır.
24. Davalılar tarafından görevsiz mahkemede hüküm altına alınan maddi ve manevi tazminat tutarının ödenmesi ile birlikte bu davada, %22 sürekli iş göremezlik oranı üzerinden bilirkişi tarafından hesaplanan miktardan ilk peşin sermaye değerli gelir tutarı mahsup edilerek davacının karşılanmayan maddi zarar tutarı belirlenmiştir. Dolayısıyla tarafların itirazına uğramayan Adli Tıp Kurumu tarafından %22 olarak tespit edilen sürekli iş görmezlik oranına göre bilirkişi tarafından bağlanması muhtemel ilk peşin sermaye değerli gelir hesaplanarak sonuca varılmıştır. Açıklanan ilke ve uygulamadan ari şekilde somut olayda iş kazası sigorta kolundan daha sonra gelir bağlanması hâlinde mükerrer tazmin sorumluğu ve Kurumun olası hak kayıplarının önüne geçilecek biçimde tazminat tutarının belirlendiği görülmektedir. Dolayısıyla Kurum tarafından iş göremezlik oranı konusunda daha sonra oluşması muhtemel farklı uygulamanın da itiraz üzerine değiştirilmesi her zaman mümkün olduğundan, somut uyuşmazlıkta davacının Kuruma ihbarda bulunması gerekmemektedir. Nitekim kaza ve 13.01.2004 dava tarihi dikkate alındığında usul ekonomisi ilkesi de bunu gerektirmektedir.
25. O hâlde, direnme kararı yerindedir.
26. Ne var ki, işin esasına ilişkin inceleme yapılmak üzere dosyanın Özel Daireye gönderilmesi gerekir.
IV. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Direnme uygun bulunduğundan davalı Sun Gıda Tarım Ürünleri ve Dış Ticaret A.Ş. vekilinin işin esasına ilişkin diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 21. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,
Karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 01.07.2020 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.