20. Hukuk Dairesi 2016/7849 E. , 2016/10891 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ... mevkinde bulunan taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adına tescilini istemiştir.
Mahkemece davanın kabulü ile... mevkiinde bulunan ve fen bilirkişisinin 20.02.2013 hakim havale tarihli düzenlenen rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen 2835,784 m2 yüzölçümündeki taşınmaz ile (B) harfi ile gösterilen 0576.177 m2 yüzölçümündeki taşınmazların davacı miras bırakan ... mirasçılarının payları oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde dava tarihi öncesinde orman kadastrosu çalışması yapılmamış, genel arazi kadastrosu ise 10/04/1968 tarihinde kesinleşmiştir.
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki; dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazların tescili istemine ilişkin olup dava edilen taşınmazların tapulama dışı kalma sebebi araştırılmamış, komşu parsellere ait kadastro tesbit tutanakları ve dayanak belgeleri getirtilmemiş, bölgede mera tahsisi yapılıp yapılmadığı sorulup saptanmamış, mera tahsis haritası ve eki belgeler getirtilerek zemine uygulanmamıştır. Taşınmazların 72 nolu mera parseli içinde kalıp kalmadığı ve taşınmazların mera olarak tahsis edilip edilmediği yönünde dosya içinde birbiri ile çelişkili cevabi yazılar bulunmakta olup taşınmazların mera parseline göre konum ve durumu netleştirilmemiştir. Eksik araştırma ve incelemeye dayanılarak hüküm kurulamaz.
Bu nedenlerle; öncelikle, kadastro paftası getirilerek genel arazi kadastrosunda taşınmazların tapulama dışı kalma sebebi araştırılmalı, çekişmeli taşınmazlara komşu taşınmazlara ilişkin kadastro tespit tutanak örnekleri ve dayanakları ile davalı olanlara ilişkin dava dosyaları, kesinleşenlere ait tapu kayıtları, tapu kayıtları mahkeme kararı sonucu oluşmuş ise ilgili dava dosyaları getirtilmeli, mera yönünden taşınmazların bulunduğu bölgede 4753 ve 5618 sayılı kanunlar gereğince mera tahsisi yapılıp yapılmadığı öncelikle Köy Hizmetleri İl Müdürlüğünden kanunda yapılan değişiklik uyarınca Özel İdareden, 4342 sayılı Kanun uyarınca taşınmazların bulunduğu bölgede mera tahsisi yapılıp yapılmadığı ise mülkî amirlikten ayrı ayrı sorulup saptanmalı, sözü edilen kanunlar uyarınca bölgede mera tahsisi yapılmış ise mera tahsis haritası ve eki belgeler getirtilmeli; komşu köylerden çekişmeli parselleri bilen ancak tanıklığa engel hali bulunmayan yerel bilirkişiler belirlenmeli, bir harita mühendisinden veya olmadığı
takdirde bir tapu fen memuru ile bir ziraat mühendisi bilirkişi aracılığıyla yapılacak keşifte; mera tahsisi yapılmış ise mera tahsis haritasının ölçeği ile kadastro paftasının ölçeği eşitlenerek arz üzerindeki doğal ya da yapay sınır yerleri ile haritalarda tarif edilen belli poligon ve röper noktalardan yararlanılarak her iki harita çakıştırılarak yerine uygulanmalı, bu yolla dava konusu taşınmazların mera tahsis haritasının kapsamında kalıp kalmadığı duraksamasız saptanmalı, mera tahsisi yapılmamış ise dava konusu taşınmazların öncesinin bilinmeyen bir zamandan beri geleneksel biçimde mera olarak kullanıp kullanılmadığı yolunda komşu köylerden seçilecek yerel bilirkişi ve aynı yöntemle tarafların gösterecekleri tanıklardan ayrı ayrı olaylara dayalı bilgi alınmalı, komşu taşınmazların tesbit tutanakları ve varsa dayanakları kayıtlar getirtilip uygulanarak yerel bilirkişi ve tanık sözleri denetlenmelidir.
Çekişmeli taşınmazların Devletin hüküm ve tasarrufu altında öncesi ve halen mera sayılmayan ve zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olduğunun belirlenmesi halinde, bu kez zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gerekir. Bu cümleden olarak; yapılacak keşifte, tarım uzmanı bilirkişi olarak ziraat mühendisi heyetine inceleme yaptırılıp, zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; taşınmazların öncesinin ne olduğu, imar ve ihya yapılmışsa hangi tarihte başlayıp bitirildiği, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı, maddî olaylara dayalı ve ayrıntılı olarak, taşınmazlar başında dinlenecek yerel bilirkişiler ile taraf tanıklarından sorulmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin doğruluğu yukarıda belirtilen ve gerçeğin kendisi olan belgelere dayalı olarak düzenlenecek bilirkişi kurulu raporuyla denetlenmeli, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA 17/11/2016 gününde oy birliği ile karar verildi.