11. Ceza Dairesi Esas No: 2014/9802 Karar No: 2014/13349 Karar Tarihi: 03.07.2014
Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2014/9802 Esas 2014/13349 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, resmi belgede sahtecilik suçundan dolayı 5 yıl 7 ay 15 gün hapis cezasına çarptırılmıştır. Sanık, eski hale getirme ve temyiz taleplerinde bulunmuştur. Ancak, yapılan incelemede vekil aracılığıyla takip edilen davada tebligatın usulsüz olarak yapıldığı ortaya çıkmıştır. Ayrıca, suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK'nın sanık lehine olan 102/3 ve 104/2. maddelerinde öngörülen olağanüstü dava zamanaşımının gerçekleştiği belirtilmiştir. Bu nedenle, hüküm BOZULMUŞ ancak sanık hakkındaki kamu davası gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle düşürülmüştür. Kararda geçen kanun maddeleri: TCK'nın 204/1-3, 43., 765 sayılı TCK'nın 102/3 ve 104/2. maddeleri, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 7, 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi, 1412 sayılı CMUK'nun 311, 321 ve 322. maddeleri, 5271 sayılı CMK'nun 223/8. maddesi.
11. Ceza Dairesi 2014/9802 E. , 2014/13349 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : TCK.nun 204/1-3, 43. maddeleri gereğince 5 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası, temyiz talebinin reddine dair
5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 311. maddesi hükmüne göre, eski hale getirme istemiyle birlikte temyiz talebinde de bulunulması halinde inceleme mercii Yargıtay"ın ilgili dairesi olduğundan, mahkemenin hukuki dayanaktan yoksun olan 13.02.2014 gün, 1999/299 Esas ve 2010/96 karar sayılı, sanığın eski hale getirme ve temyiz taleplerinin reddine ilişkin ek kararı ve bu ek karara yapılan itiraz üzerine Tekirdağ 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 25.02.2014 gün ve 2014/352 Değişik İş sayılı kararı kaldırılarak yapılan incelemede; 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 11. maddesi uyarınca vekille takip edilen davalarda, tebligatın vekile yapılması zorunlu olup, sanığın yokluğunda verilen 28.04.2010 günlü gerekçeli kararın vekaletnameli müdafii bulunan sanığa 19.08.2010 tarihinde Tebligat Kanununun 35. maddesine göre daha önce tebligat işlemi yapılmayan adresine usulsüz olarak tebliğ edildiği, kararın hükümlünün vekaletnameli müdafiine tebliğ edilmediği, öğrenme üzerine müdafıince 07.02.2014 tarihinde yapılan temyiz isteminin süresinde olduğunun kabulü gerektiği anlaşılmakla gereği görüşüldü; 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; sanığa yüklenen "kanun hükmü gereği sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli belgelerde sahtecilik” suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve sanık lehine olan 765 sayılı TCK.nun 102/3 ve 104/2. maddelerinde öngörülen 15 yıllık olağanüstü dava zamanaşımının, suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşıldığından, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, aynı Yasanın 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK.nun 102/3, 104/2 ve 5271 sayılı CMK’nun 223/8. maddeleri gereğince istem gibi DÜŞÜRÜLMESİNE, 03.07.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.