1. Hukuk Dairesi 2014/8195 E. , 2016/3102 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ
Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar bir kısım davalılar tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 15.03.2016 Salı günü saat 9.55 te daireye gelmeleri için taraf vekillerine tebligat yapıldığı halde gelmedikleri anlaşıldı, incelemenin dosya üzerinde yapılmasına, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra Tetkik Hakimi ..."ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.
Davacı, kayden paydaşı olduğu 1026 parsel sayılı taşınmazın paydaşlar arasında fiilen taksim edildiğini, kullanımına bırakılan bölümü kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile bina yapımı için müteahhide verdiğini, ancak yüklenicinin inşaatı bitirip teslim etmediğini, davalıların zor ve kaba kuvvetle taşınmazı işgal edip haksız biçimde kullandıklarını, ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 1996/396 Esas sayılı dosyası ile çekişmeli yerin kendisine ait olduğunun belirlendiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesine karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında davalı ... hakkındaki davayı atiye bıraktığını bildirmiştir.
Davalı ... dışındaki davalılar, dava konusu taşınmazda davalı ..."in de paydaş olduğunu, taşınmazda fiili taksim bulunmadığını, çekişmeli yerin 81 sayılı özel parsel olarak davalı ..."e ait bölüm olduğunu, davacının payına karşılık taşınmazda yeri olmadığını, yükleniciden taşınmazı alıp binayı yaptırdıklarını, davacının açtığı şufa davasının redle sonuçlanıp kararın kesinleştiğini, dava konusu yer davacıya ait olsa bile kat karşılığı inşaat sözleşmesine göre ancak 4. ve 5. kattaki iki daire de hak sahibi olabileceğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davalı ... bakımından davanın takip edilmediği, diğer davalılar yönünden dosya kapsamı ile davanın kabulü gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden çekişme konusu 18.482 m² yözölçümlü tarla nitelikli taşınmazda yer alan 1026 parsel sayılı taşınmazda davacı ve davalı ... ile dava dışı bir çok kişinin paydaş oldukları, diğer davalılar ..., ..., ... ve ..."ın kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir haklarının bulunmadığı, 6 katlı binanın çekişmeye konu olduğu, anılan binanın davalıların kullanımında olduğunun bilirkişilerce rapor edildiği, ayrıca binanın ruhsatsız, kaçak yapıldığı, davalıların davacı aleyhine tapu iptali ve tescil isteğiyle açtıkları dava sonucunda, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 22.07.2011 tarihli, 2007/292 Esas, 2011/349 Karar sayılı kararı ile, yüklenici ..."ın yaptığı binadan davacıların daire satın aldıkları, kat karşılığı inşaat sözleşmesine göre edimini yerine getirmeyen yüklenicinin temliki taahhüt edilen paya hak kazanmadığı, sözleşmenin ise feshedilmediği, davacı ... dışındakilerin pay sahibi olmadıkları, inşaatın kaçak yapıldığı, özel parselasyon sonucu çekişmeli bölümün davalının kullanımına bırakılan yer olup, davacıların kullanımının haksız olduğu, taşkın inşaat hükümlerinin uygulanamayacağı, davacı ..."in ceza davasından yargılanıp mahkum olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, kararın derecattan geçmek suretiyle 11.07.2013 tarihinde kesinleştiği, davacı ... tarafından davalı ... aleyhine açılan şufa davası sonucunda, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 12.09.2000 tarihli, 1996/396 Esas, 2000/592 Karar sayılı kararı ile, 1026 parsel sayılı taşınmazın özel parsellere ayrıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, anılan kararın derecattan geçmek suretiyle 22.05.2001 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Kayden davacının paydaşı olduğu çekişme konusu taşınmazı haklı ve geçerli bir nedenleri olmaksızın davalılar ..., ..., ..."ün kullandıkları belirlenmek suretiyle anılan davalılar bakımından davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalılar ..., ..., ..."ün temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.
Davalılar ... ve ..."ın temyiz itirazlarına gelince; bilindiği gibi elatma haksız eylem olup, elatmanın önlenmesi davaları da fiilen elatan kişi ya da kişiler aleyhine açılır.
Somut olayda, dava konusu 1026 parsel sayılı taşınmaza davalı ..."ın elatıp atmadığı, çekişmeye konu edilen binada kullandığı ya da tasarruf ettiği bir yer olup olmadığı tespit edilmiş değildir.
Hâl böyle olunca; uzman bilirkişiler marifetiyle mahallinde yeniden keşif yapılarak davalı ..."ın dava konusu taşınmaza elatıp atmadığının tespit edilmesi, ayrıca, davalı ... yönünden paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi hükümlerine göre çekişme konusu taşınmazda tüm paydaşları bağlayan fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığının belirlenmesi, fiili kullanma biçimi oluştu ise çekişmeli binanın olduğu kısmın kimin kullanımına bırakıldığının saptanması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsiz olduğu gibi davalı ..."in taşınmazda paydaş olduğu gözardı edilerek mutlak olarak elatmanın önlenmesine karar verilmesi de isabetsizdir..
Kabule göre de, 2709 sayılı T.C. Anayasa"sının 141. maddesi hükmü gereği bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılmasının zorunlu olduğu, tarafların tüm delilleri toplanıp, tetkik edildikten ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun (HMK) 186. maddesine göre, tarafların son sözleri dinlenip duruşmanın bittiği bildirildikten sonra hâkimin, aynı Yasanın 297. maddesi uyarınca kararını gerekçesi ile birlikte (tam olarak) yazması ve hüküm sonucunu 294. madde de öngörülen biçimde tefhim etmesinin gerektiği, öte yandan yine aynı Yasa"nın, 297/c fıkrasında hükmün ""Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerini"" içermesi gerektiği gözetilerek gerekçeli karar yazılması gerektiği dikkate alınmadan yazılı şekilde, gerekçe içermeyecek biçimde karar yazılması doğru olmadığı gibi dava konusu parsel 1026 parsel olduğu halde hüküm yerinde 10268 parsel hakkında karar verilmesi de isabetsizdir.
Davalılar ... ve ..."ın bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 15.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.