17. Hukuk Dairesi 2009/7553 E. , 2010/326 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün, süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili dava dilekçesinde, davalının Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortacısı olduğu aracın neden olduğu kazada müvekkillerinin desteğinin öldüğünü ve bu nedenle zarar gördüklerini ileri sürerek, ıslahla birlikte herbir davacı için 30.000,00’er TL olmak üzere toplam 60.000,00 TL tazminatın temerrüt faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, tazminata konu kazanın poliçe başlangıç tarihinden önce olduğu, bu nedenle sorumlu olmadıklarını, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacıların destekten yoksun kaldıkları gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 30.000,00 TL’nin davacı ... için ve 30.000,00 TL’nin ...
için temerrüt faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası sözleşmesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A-4 maddesi uyarınca, poliçenin geçerli olduğu dönem, aksi kararlaştırılmadıkça poliçede yazılı tarihler arasındaki dönemdir.
Dosyaya sunulan ve 12.05.2007 tarihinde düzenlendiği anlaşılan poliçe örneğinde açıkça, poliçe başlangıcının 30.05.2007 ve bitişinin de 30.08.2007 tarihleri olduğu yazılıdır. Davaya konu kaza ise poliçede belirtilen başlangıç tarihinden önce 27.05.2007 tarihinde meydana gelmiştir. Bu hususta taraflar arasında da bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, poliçede başlangıç olarak daha sonraki bir tarih kararlaştırılmış olsa bile, poliçenin düzenlenmesi ile teminatın başlayıp başlamayacağı noktasındadır.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta poliçesi iki taraflı ve “sözleşme serbestisi” ilkeleri kapsamında düzenlenen bir sözleşme olup, sözleşmeye bağlılık (ahde vefa) ilkesi gereğince her iki tarafın sözleşme hükümlerine bağlılığı esastır. Kamu düzenine ve emredici hukuk kurallarına aykırı olmamak kaydıyla sözleşme hükümleri tarafları bağlar. Bu bağlamda, poliçe genel şartlarında açıkça aksine düzenlemenin mümkün olduğu belirtilen, poliçe teminatının başlangıç tarihi hususunda, tarafların başlangıç tarihi olarak poliçenin düzenlendiği tarihten daha sonraki bir tarihi belirlemeleri mümkündür. Bu itibarla, poliçedeki açık hüküm karşısında, TTK"nın 1279. maddesi gereğince teminatın başlamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermek gerekirken, somut olayla ilgisi bulunmayan ve esasen poliçenin başlangıcı ile değil primin ödenip ödenmediği hususlarına ilişkin olan bir kısım görüşlere dayalı olarak davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmadığından, hükmün bozulması gerekmiştir
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı ... şirketi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ... şirketine geri verilmesine 25.1.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.