11. Hukuk Dairesi 2016/9916 E. , 2016/9538 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ...li 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nce verilen 19/11/2014 tarih ve 2011/1365-2014/1342 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, bazı noksanlıkların ikmali için dosya mahalline gönderilmişti. Bu noksanlıkların giderilerek dosyanın gönderildiği anlaşılmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, müvekkili şirkette muhasebe müdürü olarak çalışan müvekkili ...’ın . ... hatlı telefonu kullanmakta iken davalı ... tarafından müvekkili adına sahte nüfus cüzdanı düzenlenerek diğer davalı ...Ş.’nin ... isimli bayisine müracaatta bulunularak yeni sim kartı çıkartıldığını, davalı ..."ın internet bankacılığı kullanımı esnasında şifrelerinin gönderildiği telefon sim kartını devre dışı bıraktırarak şifreleri sahte kimlik ile çıkartmış olduğu kendi sim kartına yönlendirdiğini, müvekkillerinin banka hesaplarından onların bilgisi dışında başka hesaplara havale yapılarak o hesaplardan değişik zamanlarda paralar çekildiğini, müvekkillerinin zararından davalı ... kasıtlı davranışı, diğer davalılar da denetleme görevini yerine getirmemeleri nedeniyle müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını ileri sürerek, 7.000,00 TL’nin 03/11/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... Hiz. A.Ş. vekili, müvekkili yönünden tazminata hükmedebilmek için aranılan yasal şartların oluşmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı ... . Katılım Bankası A.Ş. vekili, husumet itirazında bulunmuş, dava konusu işlemlerin davacıların kendi kusur ve açık ihmalleri nedeniyle meydana geldiğini, müvekkilinin herhangi bir kusur ve sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkilinin internet bankacılığı sisteminin gerekli güvenlik önlemleri alınmış, uluslararası standartlarda korunan bir sistem olup, üçüncü kişilerin bu sisteme sızmaları ve müşteri bilgilerini elde etmelerinin mümkün olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalılardan ...’ın ceza dosyasında verilen hüküm ve hükümde yer alan maddi tespit doğrultusunda tam sorumluluğu olup, zararının tazmini ile yükümlü bulunduğu, davalılardan ... A.Ş. bayiince her ne kadar gerekli özen yükümlülüğü yetine getirilmemiş, nüfus cüzdanı üzerinde yeterli inceleme yapılmaksızın yeni sim kart çıkarılmasına sebebiyet verilmiş ise de, haksız fiilin davacılara ait özel şifrelerin korunması nedeni ile doğduğu, ... A.Ş."ye atfedilmesi mümkün olan kusurun haksız fiilin işlenmesi için yeterli illiyet bağını kurmada yeterli olmadığından dava konusu olayda anılan davalının pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı, davalı banka yönünden ise, yapılan teknik inceleme sonucunda dava konusu internet bankacılığı işlemlerinin davacılarda olması gereken kişisel bilgiler ve şifrelerle yapıldığı, banka sisteminin yeterli güvenlik önlemlerine sahip olduğu, zarara konu işlemin davacıların ihmali ya da icrai davranışları ile ellerinden çıktığı, bu durumda davalı bankaya atfedilebilecek bir kusur olmadığı, davacı şirketin 2.000,00 TL zararının ödendiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, 5.000,00 TL"nin 03/11/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalı ..."dan alınarak davacı ..."a verilmesine, 2.000,00 TL zarar ödenmiş bulunduğundan 2.000,00 TL"nin 03/11/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizinin davalı ..."dan alınarak davacı şirkete verilmesine, davalı ...Ş. aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile reddine, davalı ... . A.Ş. aleyhine açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve dava konusu olayda davacıların banka hesabında bulunan para 3. kişi davalı ... tarafından rızaları hilafına alınmış olup, dolandırıcılık eylemi bankaya karşı işlendiğinden, mevduat sahibi davacıların bankaya karşı alacağı devam etmekte olup banka müşterisi olan davacıların açmış olduğu böyle bir davada davalı ...Ş.’ne husumet yöneltilemeyecek olmasına göre, davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava, davalı banka nezdinde açılmış olan hesaplarda bulunan paraların davacıların bilgisi ve izni dışında internet yolu ile yapılan işlemler sonucu diğer gerçek kişi davalı hesabına ... yapılması suretiyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda özetlenen gerekçe ile davalı banka yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, bankalar kendilerine yatırılan paraları mudilere istendiğinde veya belli bir vadede ayni veya misli olarak iade etmekle yükümlüdür. (4491 sayılı Yasa ile değişik 4389 sayılı Bankalar Kanunu"nun 10/4 ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 61. maddesi). Bu tanımlamaya göre, mevduat ödünç ile usulsüz tevdi sözleşmelerinin niteliklerini taşıyan kendine özgü bir sözleşmedir. BK"nın 306 ve 307. maddeleri uyarınca ödünç alan, akdin sonunda ödünç verilen parayı eğer kararlaştırılmışsa faizi ile iadeye mecburdur. Aynı Yasa’nın 472/1. maddesi uyarınca usulsüz tevdide paranın nef’i ve hasarı mutlak şekilde saklayana geçtiği için ayrıca açıklamaya gerek kalmadan saklayan bu parayı kendi yararına kullanabilir. Bu açıdan değerlendirildiğinde, usulsüz işlemle çekilen paralar aslında doğrudan doğruya bankanın zararı niteliğinde olup, mevduat sahibinin bankaya karşı alacağı aynen devam etmektedir. Usulsüz işlemlerin gerçekleşmesinde ispatlandığı takdirde mevduat sahibinin müterafık kusurundan söz edilebilir ve banka bu kusur oranı üzerinden hesap sahibinin alacağından mahsup talebinde bulunabilir.
Somut olayda ise, mahkemece benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda davanın reddine karar verilmiştir. Oysa, dava konusu işlem, davacılara ait paranın, davalı bankaya karşı gerçekleştirilen sahtecilik işlemleri neticesinde, internet bankacılığı yolu ile hesaptan para aktarımı işlemi olup, bu durum davalı bankayı aldığı mevduatı iade etme yükümlülüğünden kurtarmayacağı gibi, ispat yükü kendisinde olan davalı banka, davacıların şifre ve parolasının davacıların kusuru ile ele geçirildiğini de kanıtlayamadığından davacıların meydana gelen zararda müterafık kusuru olduğunun kabulü de mümkün değildir.
O halde, mahkemece davacıların üçüncü kişilerle el ve iş birliği yaparak ya da başka şekilde kusurlu davrandıklarının kanıtlanamaması, davalı banka tarafından hesaplarda bulunan paraların güvenliğinin tam olarak sağlanamaması, etkili güvenlik önlemlerinin geliştirilememesi karşısında zararın tamamından sorumlu olduğu kabul edilerek davacıların hesaplarından çekilen tüm tutarın davalı bankadan tahsiline karar vermek gerekirken anılan hususlar nazara alınmaksızın yanılgılı değerlendirmeye dayalı, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacılar yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 13/12/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.