1. Hukuk Dairesi 2014/14595 E. , 2016/3076 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ VE ECRİMİSİL
Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davalı ..."ın pasif dava ehliyeti bulunmadığından hakkındaki davanın usulden reddine, diğer davalılar hakkındaki davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar bir kısım davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Davacılar, mirasbırakanları ..."a ait ... Mah. ... Sk. No:... ... adresinde bulunan 5 katlı binanın ... ve ..."ın tasarrufunda olduğunu, davalı ..."ın ise taşınmaza olan müdahalesini sona erdirdiğini ancak yaklaşık 10 yılı aşkın süredir dairenin kira gelirlerini aldığını, taşınmazın 1. katının davalı ... tarafından garaj olarak kullanıldığını, 2. katın önceleri davalı ... tarafından kiraya verildiğini ve halen davalı ..."ın önceki eşinden olan çocuklarının eşyalarının bulunduğunu, 3. katta davalı ..."ın ikamet ettiğini, 5. katın ise davalı ... tarafından davalı ..."a kiraya verildiğini ve kira gelirinden tek başına istifade ettiğini ileri sürerek, davalı ... hariç olmak üzere diğer davalılar bakımından elatmanın önlenmesine, davalı ... hariç olmak üzere, diğer davalılardan 1.000,00 TL ecrimisilin tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı ... taşınmazda kiracı olduğunu, diğer davalılar ise intifadan men koşulunun gerçekleşmediğini, taşınmazın tamamının kullanılmadığını, ecrimisil isteğinin de kısmen zamanaşımına uğradığını belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davalı ... bakımından pasif dava ehliyeti bulunmadığından davanın reddine, diğer davalılar bakımından davacıların iddiasının sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; davacıların 641 parsel sayılı taşınmazda bulunan bina için eldeki davayı açtıkları, 641 parsel sayılı taşınmazın 90/540 payının davacılar ile davalılardan ..., ... ve ..."ın mirasbırakanı olan ... adına kayıtlı olduğu, yapılan keşif sonucu alınan 31.12.2012 tarihli fen bilirkişi raporunda dava konusu binanın tamamının 631 parsel sayılı taşınmazda kaldığının saptandığı, 631 parsel sayılı taşınmazın ise dava dışı kişi adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 684/1. maddesinde “Bir şeye malik olan kimse, o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olur.” hükmüne yer verilmiştir. Bu durumda 631 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki dava konusu bina, arzın mütemmim cüzü niteliğinde olup, arzın mülkiyetine tabidir.
Ne var ki; mahkemece davanın tarafları ile 631 parsel sayılı taşınmaz arasındaki irtibat kurulmadan sonuca gidildiği görülmektedir.
Hâl böyle olunca; dava konusu taşınmazın imar uygulaması ile oluşup oluşmadığı, parsel bazında kaymanın olup olmadığı hususlarının açıklığa kavuşturulması; çekişmeli bina ile davanın tarafları arasında bağlantının sağlanması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik soruşturma ile yetinilerek sonuca gidilmesi doğru değildir.
Öte yandan; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297/2. maddesinde belirtildiği üzere, mahkemelerce verilen kararların, her bir istek hakkında taraflara yüklenen borç ve tanınan hakları sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde göstermesi ve infaza imkan sağlayacak içerikte bulunması gerekeceği kuşkusuzdur. Ancak kararın bu haliyle infaz kabiliyeti yoktur.
Bir kısım davalılar vekilinin temyiz itirazı değinilen yönler itibariyle yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerle 6100 sayılı yasanın geçici 3. maddesi delaleti ile 1086 sayılı HUMK"nun 428 maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair yönlerin incelenmesine şimdilik yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 15.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.