15. Ceza Dairesi 2018/3390 E. , 2018/5106 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Bir hukuki ilişkiye dayanan alacağın tahsili amacıyla dolandırıcılık
HÜKÜM : Asıl karar: TCK.nın 159/1 62, 53, 58 maddeleri gereğince mahkumiyet
Ek karar: Temyiz isteminin reddi
Bir hukuki ilişkiye dayanan alacağın tahsili amacıyla dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm ile temyiz isteminin reddine dair ek karar, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 311. maddesi hükmüne göre, eski hale getirme istemini inceleme merciinin Yargıtay’ın ilgili dairesi olduğu ve sanık müdafiinin 05/01/2018 havale tarihli dilekçesi ile eski hale iade ve 22/01/2018 05/01/2018 havale tarihli dilekçesi ile temyiz talebinde bulunduğu anlaşıldığından, mahkemenin eski hale getirme talebinin reddine dair 10/01/2018 ve 06/02/2018 tarihli ek kararları kaldırılarak yapılan incelemede;
7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10/1. maddesinde yer alan, "Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır." ;
Aynı Kanun"un 21/1-2. maddesinde yer alan, " Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır. Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır." şeklindeki düzenlemeler hep birlikte değerlendirildiğinde; öncelikle muhatabın bilinen son adresine tebliğ yapılması, tebligatın iade gelmesi durumunda bu defa muhatabın MERNİS adresinin tespiti yapılarak tebligat zarfı üzerine söz konusu adresin MERNİS adresi olduğunu belirtmeden tebliğ yapması, yine tebligatın iade gelmesi durumunda bu defa tebligat parçası üzerine adresin MERNİS adresi olduğu ve 7201 sayılı Kanun"un 21/2. maddesi uyarınca işlem yapılması belirterek tebliğ yapması gerektiği; bu nedenle sanığın MERNİS adresine doğrudan MERNİS şerhli olarak yapılan tebliğ işleminin usulsüz olduğu, ayrıca sanık müdafiinin 28.12.2017 havale tarihli dosya örneği alma talepli dilekçesinde dosya evraklarından örnek verildiğine dair bir şerh bulunmadığı, bu nedenle sanık müdafiinin öğrenme üzerine yaptığı temyiz talebinin süresinde olduğu belirlenerek yapılan incelemede:
... adına kayıtlı 34 SS 273 plakalı bir aracın temyiz dışı sanık "in sevk ve idaresinde iken 05/07/2007 tarihinde Sarıyer - Kilyos yolu üzerinde tek taraflı maddi hasarlı kaza yaptığı, aracın sanık ... adına Yapı Kredi Sigorta tarafından yapılmış 14/05/2007 tarihli kasko sigorta poliçesinin bulunduğu, aracın kasko sigortası kapsamında tamiri için müşteki ..."ın yetkilisi olduğu Teknik Oto Servis Ltd.Şti"ye bırakıldığı, aracın bakım ve onarım işlemlerinin tamamlanmasını müteakip fatura bedelinin sigorta şirketinden alınabilmesi için araç sahibinin vekaletine ihtiyaç duyulması üzerine Gebze 2. Noterliğinde düzenlenmiş görünen 20/08/2007 tarihli, araç sahibi ..."ın araçtaki hasar için sigorta işlemlerini takip etmek üzere Polat Peker ve sanık ..."i vekil tayin ettiğine ilişkin sahte olarak üretilmiş vekaletname suretinin sanık ... tarafından katılan ..."ın iş yerine teslim edildiği, sanığın bu şekilde kardeşi olan temyiz dışı sanık ile fikir ve eylem birliği içinde sigorta bedelini almak amacıyla hareket ettiğinin iddia edildiği olayda; sigorta poliçesine konu aracın karıştığı kaza ile ilgili olarak herhangi bir hile iddiasının bulunmadığı, bu nedenle sanığın eyleminin hukuki ilişkiye dayanan alacağını tahsili amacıyla dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna ilişkin mahkemenin kabul ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanık müdafiinin sair temyiz itirazlarının reddine; ancak,
Sanık sigorta bedelini alamadan vekaletnamenin sahte olduğunun anlaşılması nedeniyle sanığın eyleminin teşebbüs aşamasında kaldığı gözetilmeden yazılı şekilde tamamlanmış suçtan hüküm tesisi,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanun"un 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 05/07/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.