8. Hukuk Dairesi 2013/14639 E. , 2014/8940 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Nizip 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 05/06/2012
NUMARASI : 2010/995-2012/564
M.. Y.. ile T.. Y.. ve müşterekleri aralarındaki muhdesatın tespiti davasının kabulüne dair Nizip 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 05.06.2012 gün ve 995/564 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalılar Mehmet, Sabiha, Ayşe ve Türkan tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, vekiledeni ile davalıların müşterek mülkiyeti altında bulunan ve ortaklığın giderilmesi davasına konu 16 ada 2 parsel üzerindeki üç yapıdan ortak muristen kalan ve öncesi lojman olarak kullanılan yapı dışındaki iki katlı mesken ile ahır ve bir odadan müteşekkil iki adet yapının vekiledeni tarafından yaptırıldığını açıklayarak, bu yapıların mülkiyetinin davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalılardan Mehmet Y., A.. Y.., Türkan Y. ve S. Y. birinci yapının ortak muris tarafından, ahır ve bir odadan müteşekkil yapı ise davacı ve kardeşleri tarafından yaptırıldığından davanın reddine karar verilmesini savunmuş, diğer davalılar usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen cevap vermemiş ve yargılama oturumlarına katılmamışlardır.
Mahkemece, davanın kabulü 17.04.2012 tarihli teknik bilirkişi raporunda C harfi ile gösterilen 2 katlı ev ve ahır ile B harfi ile gösterilen ahırın kapı ve pencereleri ile avluya girişteki demir kapının mülkiyetinin davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmiştir. Hüküm, davalılardan Mehmet Y, A.. Y.., Türkan Y. ve Sabiha Y. tarafından temyiz edilmiştir.
Toplanan deliller ve dosya kapsamından; ortak muristen intikal eden ve taraflar arasında ortaklığın giderilmesine konu 116 ada 12 parsel üzerinde bulunan yapıların aidiyetinin tespiti isteminde bulunulduğu saptanmıştır. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmişse de, bu sonuca katılmak mümkün değildir: Şöyle ki, mahkemece yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar: teknik bilirkişi raporunda C harfi ile gösterilen iki katlı meskenin davacı ve B harfi ile gösterilen eski ahır niteliğindeki yapının davacı ile kardeşleri Ali Y. ve H.. Y.. tarafından meydana getirildiğini, ancak bu yapının kapı ve pencereleri ile avluya girişteki demir kapının davacı tarafından meydana getirildiğini bildirmişlerdir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 684. maddesi hükmünde, bir şeye malik olan kimsenin o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olacağı, 718. maddesi hükmünde de, arazi üzerindeki mülkiyetin kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsayacağı, bu mülkiyetin kapsamına yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere yapılar, bitkiler ve kaynakların da gireceği açıklanmıştır. Bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların mülkiyeti arzın mülkiyetine tabi olduğuna ve muhdesatların üzerinde bulunduğu arzdan ayrı bir mülkiyeti olamayacağına göre, davacı tarafından meydana getirilen ve teknik bilirkişi raporunda C harfi ile gösterilen iki katlı meskenin davacı tarafından meydana getirildiğinin tespiti yerine arzın mülkiyeti dışında başka bir kişiye ait olması sonucunu doğuracak şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Öte yandan, taşınmaz üzerinde mevcut bir muhdesata yeni bölümler ilave edilmesi, muhdesatın tamamlanması veya mevcut muhdesatın bakım ve onarımının yaptırılması bağımsız bir muhdesat meydana getirme niteliğinde olmayıp mevcut muhdesatın daha kullanılır hale gelmesini, bir başka deyişle muhdesattan sağlanacak faydanın artmasını sağlayan işlerdir. Bu işler için harcanan giderler de muhdesatın değerini artıran faydalı ve zorunlu giderlerdendir. İyileştirici nitelikteki bu giderleri tek başına karşılayan taşınmaz malik ya da maliklerin koşullarının varlığı halinde bu giderlerden paylarına düşen kısmını TBK"nun 77 ve devamı (B.K."nun 61 ve onu izleyen) maddeleri gereğince sebepsiz zenginleşme kurallarına göre eda davası ile istemesi mümkündür. Somut olayda, davacı ile kardeşleri tarafından meydana getirilen ahırın kapı ve pencereleri ile avluya girişteki demir kapının bağımsız muhdesat niteliğinde olmayıp muhdesat için yapılan faydalı giderler olduğu ve bu faydalı giderlere ilişkin davacının eda davası açması mümkün olmakla hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması da doğru değildir.
Davalılar Mehmet Y., A.. Y.., Türkan Y. ve Sabiha Y. temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı görülen hükmün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3.maddesi yollaması ile HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nun 440/1. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 519,00 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalılar Mehmet, Sabiha, Ayşe ve Türkan"a iadesine, 08.05.2014 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
Davacı taraf dava dilekçesinde özetle; 116 ada 12 parsel sayılı taşınmazın tapuda tarafların murisi adına kayıtlı olduğunu, bu taşınmazla ilgili olarak Nizip Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2010/516 Esasında kayıtlı ortaklığın giderilmesi davasının derdest olduğunu, taşınmaz üzerinde murise ait bir yapı ile davacı tarafından inşa edilmiş bir mesken, bir oda ve bir ahırın bulunduğunu açıklayarak; kendisi tarafından inşa edilen yapıların kendisine ait olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar Sabiha, Türkan, Ayşe ve M.. Y.. 26.04.2011 günlü ilk oturumda özetle; davaya konu taşınmaz üzerinde üç adet yapının bulunduğunu, bunlardan “ev”in tapu malikine ait olduğunu, ahırın davacı ve iş bu davalıların murisi Ali tarafından ortaklaşa inşa edildiğini, üçüncü yapının (evin) davacı tarafından, davalıların izini alınmadan inşa edildiğini ve davanın reddini savunmuşlardır. Öteki davalı ve dahili davalılar yanıt vermemişler ve duruşmalara katılmamışlardır.
Mahkemece, davanın kabulüne, 17.04.2012 tarihli fen bilirkişi kroki ve raporunda C harfiyle gösterilen iki katlı ve ahır ile B harfiyle özgülenen ahırın kapı ve pencereleri ile avluya girişteki demir kapının mülkiyetinin davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmiştir. Hüküm davalılar Mehmet, Sabiha, Türkan ve A.. Y.."ın müştereken imzaladıkları temyiz dilekçesinde yazılı nedenlerle bozma istekli olarak temyiz etmişlerdir.
Toplanan deliler tüm dosya kapsamından; davaya konu parselin, tapuda halen, tarafların dip murisi Memo oğlu Mustafa Y. adına tescilli olduğu anlaşılmıştır. Hasımsız veraset belgesi dosyadadır. Tarafların kök murisin mirasçıları olduğu belirlenmiştir. Yanlar arasındaki ortaklığın giderilmesi davasının derdest olduğu tarafların kabulündedir. Mahalinde keşif yapılmıştır. 1945 ve 1952 doğumlu yerel bilirkişiler dinlenmiştir. Beyanlarında özeltle; davaya konu taşınmazdaki eski evin tarafların kök murisine ait olduğunu, bu taşınmaz içindeki diğer ev ve evin yanındaki ahırın davacı tarafından inşa ettirildiğini, öteki uzun ahırın ise davacı ile kardeşleri Ali Y. ve H.. Y.. tarafından ortaklaşa inşa edildiğini, fakat, bu ahırın kapı ve pencereleri ile girişteki demir kapının davacı tarafından yaptırıldığını söylemişlerdir. Keşifte görevlendirilen uzman bilirkişiler kroki ve raporlarını dosyaya ibraz etmişlerdir. Açıklanan olgular tarafların ve mahkemenin bilgisi dahilindedir. Uyuşmazlık, tapuda tarafların dip murisi adına kayıtlı olan ve hakkında ortaklığın giderilmesine ilişkin davanın derdest olduğu, tapulu taşınmaz üzerindeki yapıların mülkiyetinin aidiyetinin belirlenmesinden kaynaklanmaktadır.
Hemen belirtmek gerekir ki, davacı ve duruşmada dinlenen bir kısım davalılar ile keşifte bilgilerine müracaat edilen yerel bilirkişilerin anlatımına göre; taşınmaz üzerindeki, Devlet tarafından inşa edilip kök murise teslim edilen binanın mülkiyetinin aidiyeti konusunda bir uyuşmazlık yoktur. Öteki mesken olarak kullanılan bina, bu binanın yanında ki ahır ve uzun ahırın mükiyetinin aidiyetine gelince: gerek davacı anlatımı ve gerekse duruşmada dinlenen davalılar ve yerel bilirkişi beyanlarına göre: davacının ikamet ettiği ev ve yanındaki ahır davacı tarafından inşa ettirilmiştir. Ancak, öteki uzun ahır ise davacı ile birlikte davalı kardeşi Hasan ve öteki davalıların murisi Ali tarafından ortaklaşa meydana getirilmiştir. Fakat, bu ahırın kapı, pencere ve girişteki demir kapısının davacı tarafından yaptırılması binanın kullanımına ve iyileştirilmesini ilişkin olup bunlar için BK"nun 61. maddesini göre ayrı bir alacak davası açılması gerekirken: ana binanın teferruatından olan kapı, pencere ve demir kapı için mülkiyetin tespitine karar verilmesi isabetsizdir.
Hal böyle olunca, ana taşınmaz üzerindeki davacı ile kardeşleri Ali ve Hasan tarafından ortaklaşa yaptırılan uzun ahırın kapı-pencere ve demir kapısına ilişkin isteğinin az yukarıda açıklanan nedenle reddine karar vermek gerekirken bu imalatlar içinde mülkiyetin tespitine karar verilmesi isabetsizdir. Açıklanan nedenle, yerel mahkeme kararının 17.04.2012 tarihli kararında (C) harfiyle özgülenen iki katlı ev ve ahıra ilişkin bölümünün ONANMASINA, B harfiyle işaretli uzun ahırın kapı, pencere ve avluya girişteki demir kapı yönünden BOZULMASINA karar verildi.