19. Hukuk Dairesi 2014/756 E. , 2014/2724 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Bursa 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 16/09/2013
NUMARASI : 2013/63-2013/285
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkilinin elinde bulunan takibe konu çekin ödeneceği söylenmek suretiyle müvekkilinin oyalanması neticesinde çek vasfını kaybettiğini, bu nedenle Bursa 2.İcra Müdürlüğü" nün 2011/5423 sayılı dosyasından ilamsız icra takibine konu edildiğini, davalının haksız itirazı üzerine takibin durduğunu, çekin mevcut durumuna göre yazılı delil başlangıcı niteliğinden ötürü tanık dinletebileceklerini beyanla, itirazın iptaline ve davalı aleyhine %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının çekin temelindeki ilişkiyi açıklaması gerektiğini, sözkonusu çek ile ilgili olarak müvekkilinin borcunun bulunmadığını belirterek, davanın reddine ve davacı aleyhine %40 kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davacının davasını sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre açtığını beyan ettiği, çekin kambiyo senedi vasfını kaybetmesinden dolayı sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak keşideciye karşı açılan davalarda sebepsiz zenginleşmediğini keşideci davalının ispat etmesi gerektiği, davalının bu hususta süresinde bir delil göstermediği gibi bu yönde bir savunmada da bulunmadığı, çekin davadışı A... İnşaat Ltd Şirketi adına düzenlendiği, bu şirket tarafından ciro edilmeden tekrar keşideci tarafından ciro edilerek davacıya verildiği, imzaların istiklali gereği keşideci ve ciro imzasının kendisini bağlayacağı, ispat külfeti üzerinde olan davalının sebepsiz zenginleşmediğini ispat edemediği, takipte talep edilen çek tazminatı ve çek komisyonunun çek vasfını kaybetmemiş çekler için mümkün olduğu, bu sebeple davacının bu taleplerinin kabul edilmediği, davacı tarafından işlemiş faiz olarak 1.271,91-TL istenebilecekken daha az olarak 665,60-TL talep edilmiş olduğundan taleple bağlılık gereği bu miktara hükmedildiği belirtilerek, davanın kısmen kabulü ile, davalının Bursa 2. İcra Müdürlüğü" nün 2011/5423 sayılı takip dosyasına yaptığı itirazının, 13.000-TL asıl alacak, 665,60-TL masraf, icra gideri, vekalet ücreti ile 13.000-TL asıl alacağa takip tarihinden tahsil gününe kadar yürütülecek yasal faizi ile birlikte iptaline, fazlaya ait istemin reddine, hüküm altına alınan alacak miktarının %40"ı üzerinden hesaplanan 5.466-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, davacının takipte kötüniyetli olduğu ispat edilemediğinden davalının kötüniyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesinde, zamanaşımına uğramış çeke dayalı olarak taraflar arasında temel ilişki bulunduğundan da sözedilip, çekin yazılı delil başlangıcı niteliğinde olduğu ve alacağın tanık dahil hertürlü delille kanıtlanabileceği iddia edilerek işbu itirazın iptali davası açılmış, ancak davacı vekili 10.04.2013 tarihli öninceleme duruşma tutanağına geçirilen imzalı beyanıyla iddia sebebini değiştirip, sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayandıklarını, temel borç ilişkisine dayanmadıklarını bildirmiştir. Davalı vekili ise, aynı günün oturumunda davacının iddiasını değiştirmesine muvafakat etmediklerini belirtmiştir.
Dava, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 S. HMK zamanında açıldığından, somut olayda anılan yasanın 141/1. maddesi, hükmünün tartışılması gerekmektedir. Buna göre; "taraflar cevaba cevap ve 2. cevap dilekçeleriyle serbestçe, öninceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia ve savunmalarını genişletebilir, yahut değiştirebilirler". Davalı vekili, davacı vekilinin öninceleme duruşmasındaki iddiayı değiştirme yönündeki talebine muvafakat etmediklerini açıkça bildirmiş ve davada ıslah müessesesine de başvurulmamış olduğuna göre, davacının dava dilekçesindeki iddialarıyla bağlı olarak uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekir. Dava konusu çekteki ciro silsilesine bakıldığında esasen, davacı ile davalı arasında temel ilişki bulunduğunun kabulü gerekir. O halde, mahkemece zamanaşımına uğramış olan dava konusu çekin taraflar arasındaki temel ilişki nedeniyle yazılı delil başlangıcı niteliğinde olduğu ve ispat külfeti kendisinde olan davacının alacağını her tür delille kanıtlayabileceği gözetilerek, deliller toplanıp birlikte değerlendirildikten sonra varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yanılgılı gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 11.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.