10. Hukuk Dairesi 2017/5077 E. , 2017/7102 K.
"İçtihat Metni"
Dava, davalının boşandığı eşiyle boşandıktan sonra birlikte yaşaması gerekçesiyle yersiz ödenen aylık bedellerinin istirdadı istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak ilâmında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Hakkında verilen boşanma kararı 07.04.2011 yılında kesinleşen davalıya, 31.05.2010 tarihinde yaşamını yitiren iştirakçi babası üzerinden hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla bağlanan ölüm aylığının, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının belirlendiği gerekçesiyle Kurumca kesilerek 20.06.2011- 18.11.2012 tarihleri arasında yersiz ödendiği ileri sürülen aylıkların davalıdan tahsili istemiyle dava açılmıştır.
Davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 56. maddesinin ikinci fıkrasında, eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıklarının kesileceği, bu kişilere ödenmiş olan tutarların, 96. madde hükümlerine göre geri alınacağı yönünde düzenleme yapılmıştır. Anılan maddeye dayalı açılan bu tür davalarda eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun tüm açıklığıyla ve taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması önem arz etmektedir. Bu aşamada, özellikle Anayasa"nın 20., 5510 sayılı Kanunun 59., 100., 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun 28., 45., 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu"nun 3., 45 – 53., 4857 sayılı İş Kanunu"nun 32., 01.10.2011 günü yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 6., 24 – 33., 189., 190., 191., 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 6., 19., 20., maddeleri ve diğer ilgili mevzuat hükümleri göz önünde bulundurulmak suretiyle yöntemince araştırma yapılmalı, tarafların göstereceği tüm kanıtlar toplanmalı, bildirilen ve dinlenilmesi istenilen tanıkların ifadeleri alınmalı, davacı ile boşandığı eşinin yerleşim yerlerinin saptanmasına ilişkin olarak; muhtarlıktan ikametgah senetleri elde edilmeli, ilgili nüfus müdürlüklerinden sağlanan nüfus kayıt örnekleri ile yerleşim yeri ve diğer adres belgelerinden yararlanılmalı, adres değişiklik ve nakillerine ilişkin bilgilere ulaşılmalı, özellikle ilgili nüfus müdürlüğünden adres hareketleri, tarihleriyle birlikte istenilmeli, ilgililerin su, elektrik, telefon aboneliklerinin hangi adreste kimin adına tesis edildiği saptanmalı, seçmen bilgi kayıtları getirtilmeli, varsa çalışmaları nedeniyle resmi/özel kurum ve kuruluşlara verilen belgelerde yer alan adresler
./..
dikkate alınmalı, medula sisteminde kayıtlarda görülen adresler ilgili sağlık kuruluşlarından araştırılmalı, boşanılan eş 4857 sayılı Kanun hükümleri kapsamında yer almakta ise adına ödeme yapılabilecek özel olarak açılan banka hesabı bulunup bulunmadığı belirlenmeli, böylelikle “boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama” olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği, toplanan kanıtlar ışığı altında değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
Somut davada; 19.04.2016 tarihli bozma ilamında; davalı ve eşinin ihtilaf konusu dönemdeki adresleri (dava dilekçesi ekli duruşma gününün davalının boşandığı eşine davalının eşi sıfatıyla tebliğ edildiği de dikkate alınarak) araştırılmalı, belirtilen adreslerde zabıta marifetiyle araştırma yapılmalı, seçmen kayıtları, elektrik ve su abonelik bilgileri de getirtilerek değinilen 59. madde düzenlemesi ve buna ilişkin açıklamalar dikkate alınmalı, böylelikle “boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama” olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği, toplanan kanıtlar ışığı altında değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır denilerek eksik araştırma nedeniyle hüküm bozulduğu anlaşılmıştır.
Dosyanın incelenmesinde, bozma ilamı gereklerinin tam olarak yerine getirilmediği ve eksik araştırma yapıldığı anlaşılmıştır. Toplanan deliller hüküm kurmaya yeterli değildir. Zira, bozma ilamından sonra davalının ve boşandığı eşinin su aboneliği bulunup bulunmadığı, bulunuyorsa hangi adreste hangi tarihte tesis edildiğine ilişkin araştırmanın yaptırılmadığı, aynı şekilde doğalgaz abonelikleri, varsa bankalardaki kayıtlı adresleri, varsa çalışmaları nedeniyle resmi/özel kurum ve kuruluşlara verdikleri adres beyanları, Medula sistemindeki kayıtlı adresleri araştırılmamış, nüfus müdürlüğü kayıtlarında, seçim kayıtlarında ve dosyada mevcut diğer kayıtlarda geçen tüm adreslerin bağlı bulundukları muhtarlıklardan kanaat edinmeye yetecek kadar muhtar ve aza ile komşu, mahkemece resen tespit edilerek tanık sıfatıyla dinlenmemiş, bu nedenlerle eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulduğu anlaşılmıştır. Belirtilen eksiklikler giderilerek tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekmektedir.
Açıklanan maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 23.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.