21. Hukuk Dairesi 2008/3641 E. , 2009/2466 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Aydın 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 13/12/2007
NUMARASI : 2005/432-2007/1191
Davacı 1.4.1994-14.8.2002 tarihlari arası Bağ-Kur sigortalısı olmadığının tesbiti ile prim borcu bulunmadığına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dava, davacının 01.1994-14.08.2002 tarihleri arasında dava tarihinde yürürlükte olan 1479 sayılı Yasaya tabi zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olmadığının bu sürede Emekli Sandığına tabi sigortalılığının geçerli olduğunun tesbiti ile Bağ-Kur’a 20196.00-TL borcunun olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece istemin reddine karar verilmiş ise de varılan bu sonuç aşağıdaki nedenler gereği yasaya aykırı olduğundan yerinde değildir.
Dava tarihinde yürürlükte olan 1479 sayılı Yasa’nın 22.2.2006 gün ve 5458 sayılı Yasa’nın 13.maddesi ile değişik 1.3.2006 tarihinde yürürlüğe giren Ek 19.maddesine göre ( halen 5510 Sayılı Yasa"nın 17.04.2008 gün ve5754 sayılı Yasanın 68.ci maddesi ile değişik geçici 7.maddesi); bu Kanun ve 2926 sayılı Kanuna göre kayıt ve tescili yapıldığı halde, 5 yıl ve daha fazla süreye ilişkin prim borcu bulunan sigortalıların bu sürelere ilişkin prim borçlarının Kurumca yapılacak bildirimde belirtilen süre içerisinde ödenmemesi halinde daha önce prim ödemesi bulunan sigortalının ödediği primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibariyle, prim ödenmesi bulunmayan sigortalının ise tescil tarihi itibariyle sigortalılığı durdurulur. Prim borcunun ait olduğu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilmez ve bu sürelere ilişkin Kurum alacakları takip edilmeyerek, Kurum alacakları arasında yer verilmez. Ancak, sigortalı veya hak sahipleri daha sonra sigortalının en son bulunduğu basamağın başvuru tarihindeki değeri üzerinden hesaplanacak borç tutarlarını tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde ödedikleri takdirde bu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilir. Bu madde kapsamına giren sigortalılar hakkında zaman aşımının kesilmesi ve zaman aşımının işlememesi ile ilgili olarak 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 103 üncü maddesinin 1.fıkrasının (6),(8) ve (10) numaralı bentleri hariç diğer hükümleri ile aynı Kanunun 104 üncü maddesi hükümlerinin uygulanacağı , yine 5458 sayılı Yasa’nın 14.maddesi ile eklenen ve 1.3.2006 tarihinde yürürlüğe giren Geçici 26.maddesine göre bu Kanun ve 2926 sayılı Kanuna göre kayıt ve tescili yapıldığı halde 31.3.2005 tarihi itibariyle beş yıl ve daha fazla süreye ilişkin prim borcu bulunan sigortalılar ve hak sahiplerinden bu sürelere ilişkin prim borçlarını yeniden yapılandırma talebinde bulunmayanlar veya yeniden yapılandırma talebinde bulundukları halde yapılandırma haklarını kaybedenler hakkında ek 19.madde hükmü uygulanacağı bildirilmiştir. Kanunların geriye yürümesi konusunda mevzuatımızda genel bir düzenleme bulunmamaktadır. İlke olarak her yasa yürürlüğe girdiği andan itibaren derhal hukuksal sonuçlarını doğurmaya başlar. Bunun doğal sonucu da yasaların yürürlüğe girmelerinden önceki olayları etkilemeyeceği, başka bir anlatımla geriye yürümeyeceklerdir. Ancak devam eden uyuşmazlıklarda, tamamlanmamış hukuki durumlara yeni yasa veya düzenleyici kural “derhal yürürlüğe girme” niteliği nedeniyle uygulanacak ve hukuki sonuçlarını doğuracaktır. Bu gibi durumlarda kanunların geriye yürümesi değil ani etkisi söz konusudur. Sosyal güvenlik hukukunun ilgi alanı kamusal olup otoritesi kamu düzenini ilgilendirmektedir. Bu nedenle sosyal güvenlik hukuku ile ilgili yasalar yürürlüğe girdiği andan itibaren derhal hukuksal sonuçlarını doğurur. Bu açıklamalar karşısında 1.3.2006 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Yasanın değişik Ek 19.maddesi ile Geçici 26.maddesinin tamamlanmamış hukuki durumlara uygulanacağının kabulü gerekir.
Somut olayda davacının, 01.10.1972 tarihinden itibaren oda kaydına dayanılarak 1479 sayılı Yasa"ya tabi sigortalı olarak kayıt ve tescil edildiği anonim şirket kurucu ortaklığı nedeni ile 01.04.1994 tarihinden itibaren yeniden kapsama alındığı ve 01.04.1994-09.08.2002 tarihleri arasında Belediye Başkanlığı nedeniyle Emekli Sandığına tabi olarak prim ödediği , Bağ-Kur"a bu dönem sigortalılığı da dahil vergi kaydının bitiminden sonra prim ödemediği en son prim ödemesinin 18.10.1983 tarihinde olduğu görülmektedir.
Davacının davadaki isteminden prim borcunu ödeme isteği olmadığı sonucu çıktığından talebi gözetildiğinde uyuşmazlığa hüküm tarihinden önce 1.3.2006 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Yasa"nın değişik Ek 19 ve Geçici 26. maddesinin uygulanacağının kabulü gerekir. Hukuk Genel Kurulu"nun 21.6.2006 gün ve 2006/21-363 E. 2006/ 466 K., 28.6.2006 gün ve 2006/21-485 E., 2006/483 K. No lu kararları da bu yöndedir.
Yapılacak iş; davacının son prim ödeme tarihi dikkate alınarak bağ-kur sigortalılığının durdurulmasına, prim borcu olduğu dönemin bağ-kur sigortalılık süresi olarak sayılmamasına ve prim borcu olmadığının tespitine karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmadan hatalı yorum ve görüş taşıyan ilk bilirkişi görüşüne dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 23.02.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.