13. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/29019 Karar No: 2014/13483 Karar Tarihi: 28.4.2014
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2013/29019 Esas 2014/13483 Karar Sayılı İlamı
13. Hukuk Dairesi 2013/29019 E. , 2014/13483 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü Davacı;...nın açtığı ihale kapsamında davalı kurum ile 12/08/2009 tarihli sözleşmenin imzalandığını, sözleşmeye konu iki kalem malın teslim edildiğini, davalı kurumun 80 birim malzemenin bedelini ödemesine rağmen 60 birim ve 69.300 ... bedelli malzemenin alımından sözleşmenin 37/3 maddesi gereği vazgeçtiğini söyleyerek malzemenin iade alınmasını istediğini ancak davacının sözleşme bedeli üzerinde böyle bir indirime gitme hakkının olmadığını, bu nedenle ... 16. İcra Müd. 2010/16699 Esas sayılı dosyası ile fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile alacak talebinde bulunulduğunu, davalının itirazı ile takibin durdurduğunu ileri sürerek yapılan itirazın iptaline, %40"dan az olmamak üzere inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı; davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %40 oranında 34.393,20 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2013/29019 2014/13483 2-2-İ.İ.K.nun 67/2 maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının dava ederek haklı çıkması zorunludur. Borçlunun kötü niyetle itiraz etmiş olması yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı alacağın likit ve belli olması gerekir. Yani alacağın yargılamayı gerektirmemesi gerekir. Somut olayda, davacı alacağının yargılamayı gerektirdiği anlaşılmaktadır. Öyle olunca takip tarihi itibariyle likit ve talep edilebilir bir alacaktan söz edilemeyeceğinden davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilemez. Mahkemece yanlış değerlendirme sonucu bu istemin de kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden usulün 438/7. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle; davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent uyarınca, mahkeme kararının 2.bendinin hükümden çıkartılarak yerine aynen “yasal koşulları oluşmadığından davacının icra inkar tazminatı isteminin reddine” sözlerinin yazılmasına, hükmün değiştirilmiş ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 28.4.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.