1. Hukuk Dairesi 2014/14761 E. , 2016/3024 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TENKİS
Taraflar arasında görülen tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı ile davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, tenkis isteğine ilişkindir.
Davacı, mirasbırakanı ..."nin maliki olduğu 3, 14, 122 sayılı parseller ile 160 sayılı parselin 2/3 payını 25/09/2002 tarihinde torunu olan davalı ..."e, 1847 sayılı parselin 1/2 payını ise kızı olan diğer davalı ..."ye bağışladığını, muris ile aralarında dargınlık bulunduğunu, murisin tüm malvarlığını bağışlamak suretiyle yaptığı temliklerin saklı payına tecavüz ettiğini ileri sürerek saklı payına tecavüz eden temliklerin tenkisi ile davalıların seçimlik haklarını bedel ödemekten yana kullanmaları halinde belirlenecek bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınmasını istemiştir.
Davalı ..., murise sağlığında baktığını, bu nedenle çekişmeli 1847 sayılı parselin bağışlandığını, diğer parselleri ise davalı ..."e bağışladığını bildirip davanın reddini savunmuştur.
Diğer davalı ..., davaya cevap vermemiş, yargılama aşamasında vekili aracılığıyla, seçimlik hakkını malın aynı yönünden kullandığını ve karşı tarafa bedel ödemek istediğini bildirmiştir.
Mahkemece, davacının saklı payının ihlal edildiği gerekçesiyle davalı ..."e yönelik davanın kısmen kabulü ile çekişmeli 3, 14, 122 ve 160 sayılı parseller için toplam 9.836,78 TL"nin karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınmasına, davalı ..."e yönelik davanın ise davacının saklı payına tecavüz eden miktarın diğer davalıdan karşılandığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan deliller ile muris ..."nin maliki olduğu çekişme konusu 3, 14, 122 sayılı parsellerin tamamı ile 160 sayılı parselin 2/3 payını 25/09/2002 tarih ve 635 yevmiye no"lu akit ile torunu olan davalı ..."e, çekişme konusu 1847 sayılı parselin 1/2 payını ise 11/08/1994 tarih ve ... yevmiye no"lu akit ile kızı olan diğer davalı ..."e bağış yoluyla temlik ettiği, muris ..."nin 08/02/2006 tarihinde öldüğü, eldeki davanın mirasçı ... tarafından 07/04/2006 tarihinde açıldığı, yapılan araştırmada murisin dava edilenler dışında herhangi bir taşınmazının bulunmadığı, murisin yaptığı tasarruflar ile davacının saklı payının zedelediği, davacının saklı payına tecavüz eden kısmın davalı ..."ye yapılan kazandırmadan ziyade diğer davalı ..."e yapılan daha yeni tarihli kazandırmadan karşılanabileceği saptanarak, davalı ... yönünden tenkise hükmedilmesi doğrudur. Davacının, davalı ..."ye yönelik temyiz itirazları ile davalı ..."in tüm temyiz itirazları yerinde görülmediğinden, Reddine.
Davacının sair temyiz itirazlarına gelince;
Bilindiği üzere, mirasçılık ve mirasın geçişi miras bırakanın ölüm tarihinde yürürlükte olan hükümlere göre belirlenir (4722 s. Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun m. 17) Miras bırakan 1.1.2002 tarihinden önce ölmüşse 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi hükümlerinin, 1.1.2002 tarihinden sonra ölmüşse 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) ilgili hükümleri uygulanır.
Tenkis (indirim) davası, miras bırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası kazandırmaların (bağış) yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır. Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşul;miras bırakanın ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır. Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi ise kazandırma konusu tereke ile kazandırma (temlik ) dışı terekenin tümü ile bilinmesiyle mümkündür. Tereke miras bırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu malvarlığı kıymetleri ile iadeye ve tenkise tabi olarak yaptığı kazandırmalardır. Bunlar terekenin aktifini oluşturur. Miras bırakanın borçları, bakmakla yükümlü olduğu kişilerin 743 sayılı Kanun uygulanacaksa bir aylık 4721 sayılı Kanun uygulanacaksa üç aylık nafakası, terekenin defterinin tutulması, mühürlenmesi, cenaze masrafları gibi giderler de pasifidir. Aktiften belirtilen borçların indirilmesi net terekeyi oluşturur. Tereke bu şekilde tesbit edildikten sonra mirasın açıldığı tarihteki fiyatlara göre değerlendirilmesi yapılarak parasal olarak miktarının tespiti gerekir. (TMK m.564) Miras bırakanın TMK"nin 506. maddesinde belirlenen saklı paya tecavüz edip etmediği bulunan bu rakam üzerinden hesaplanır. Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve sübjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedeleme kastının varlığından söz edilemez.
Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya TMK"nin 565. maddesinin 1, 2 ve 3 bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken TMK"nin 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı Kanunun 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir. Bu işlem sırasında dava edilmeyen kişi veya tasarrufların tenkisi gerekeceği sonucu çıkarsa davacının onlardaki hakkını dava etmemesinin davalıyı etkilemeyeceği ve birden çok kişiye yapılan teberru tenkise tabi olursa 563. maddede yer alan, alınanla mütenasip sorumluluk kuralı gözetilmelidir.
Davalıya yapılan tasarrufun tenkisine sıra geldiği takdirde tasarrufun tümünün değeri ile davalıya yapılan fazla teberru arasında kurulan oranda (Sabit Tenkis Oranı) tasarrufa konu malın paylaşılmasının mümkün olup olamayacağı (TMK m.564) araştırılmalıdır. Bu araştırma sonunda tasarrufa konu mal sabit tenkis oranında bölünebilirse bu kısımların bağımsız bölüm halinde taraflar adına tesciline karar verilmelidir.
Tasarrufa konu malın sabit tenkis oranında bölünmezliği ortaya çıktığı takdirde sözü geçen 564. maddedeki tercih hakkı gündeme gelecektir. Böyle bir durum ortaya çıkmadan davalının tercih hakkı doğmadan davalının tercihini kullanması söz konusu olamaz. Daha önce bir tercihten söz edilmişse sonuç doğurmaz. O zaman davalıdan tercihi sorulmak ve 11.11.1994 günlü 4/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca sür"atle dava konusu olup sabit tenkis oranına göre bölünemeyen malın, karar tarihindeki rayice göre değeri belirlenmeli ve bu değerin sabit tenkis oranıyla çarpımından bulunacak naktin ödetilmesine karar verilmelidir.
Somut olaya gelince; hükme esas alınan 04/03/2009 tarihli bilirkişisi raporunda her taşınmaz yönünden oransal olarak ayrı ayrı sabit tenkis oranının gösterildiği ve Mahkemece, ayrı ayrı bulunan sabit tenkis oranları ile her bir taşınmaz değerinin çarpımı sonucu bulunan miktara hükmedildiği, ancak sabit tenkis oranı bulunurken, saklı paya tecavüz eden miktarın ( net terekenin mirasçının saklı payı ile çarpımı sonucu bulunacak değer ) temlike konu edilen tüm taşınmaz miktarına ( davalılara devredilen taşınmazların murisin ölüm tarihi itibarıyla değerleri ) bölünmesi şeklinde yol izlenmesi ve bulunan sabit tenkis oranı ile davalı ..."e devredilen taşınmazların karar tarihindeki toplam değerin çarpımı sonucu bulunacak miktara hükmedilmesi gerekirken, hatalı bilirkişi raporu ile sonuca gidilmiştir.
Hâl böyle olunca; yukarıda belirtilen ilkeler dikkate alınmak suretiyle yeniden bilirkişi raporu alınması, davalı ..."e devredilen taşınmazların karar tarihi itibariyle ( en yakın tarih ) değerlerinin belirlenmesi ve bu toplam değerin sabit tenkis oranı ile çarpımından bulunacak naktin ödetilmesine karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporuna itibar edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davacının temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 14.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.