11. Hukuk Dairesi 2016/13210 E. , 2016/9462 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 17/03/2014 tarih ve 2014/10-2014/118 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili ve davalı banka vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; davalı ...’ın müvekkillerine ait olan ... İli ... İlçesindeki taşınmazı yetkisiz vekil aracılığıyla ve hileli işlemler sonucunda satın aldığını, diğer davalı bankanın ise bu taşınmaz üzerine ... adına 1. derecede ipotek tesis ettiğini, ... 10. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından yapılan yargılama neticesinde ipotek borçlusu ... adına olan tapunun iptali ile müvekkilleri adına tapuya tesciline karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, satış geçersiz sayıldığından ve tapu iptal edildiğinden ipoteğin müvekkilleri açısından bağlayıcılığı bulunmadığını ileri sürerek taşınmaz üzerinden ipoteğin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı banka vekili; müvekkili bankanın diğer davalının kullandığı kredi nedeniyle tapu kütüğüne güvenerek ipotek tesis işlemini yaptığını, ipoteğin tesis edildiği tarihte diğer davalı ..."ın dava konusu taşınmazın maliki olarak göründüğünü savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; dava dışı davacıların vekili ile davalı ... arasında dava konusu taşınmazın satışının 06.06.2011 tarihinde yapıldığı, ancak vekalet görevinin kötüye kullanılması nedeniyle ... aleyhine tapu iptali tescil davası açıldığı, ... 10. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.05.2013 tarihli kesinleşen ilamı ile davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile önceki malikleri davacılar adına tesciline karar verildiği, bunun için taşınmaz üzerindeki 06.06.2011 tarihinden sonraki şerhlerin de davacılar yönünden geçersiz sayılacağı, ancak bu durumun ipotek alacaklısı banka ile ipotek borçlusu diğer davalı arasındaki ilişkiyi sonlandırmadığı gerekçesiyle taşınmaz üzerindeki ipotek şerhinin kaldırılmasına ve ipotek alacaklısı banka ile borçlusu ... arasında borç- alacak ilişkisi olduğunun tespitine karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekili ve davalı banka vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, ipoteğin kaldırılması istemine ilişkin olup, mahkemece, yazılı şekilde dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiştir. Ancak, ipotek kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni hak olup, ipotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasındaki anlaşmanın (rehin sözleşmesi) bulunması ve rehin sözleşmesinin TMK"nın 856. maddesi gereğince tapu siciline tescil edilmesi gerekir.
Somut olayda; dosya içerisindeki tapu kayıtlarına göre, dava konusu taşınmazın tapu kaydına, taşınmazın maliki gözüken ... ile davalı ... Bank A.Ş. arasında imzalanan rehin sözleşmesi gereğince davalı ... Bank A.Ş. tarafından 26.08.2011 tarihinde ipotek tesis ettirilmiştir. Davacılar ise vekalet ilişkisinin kötüye kullanılmasına dayalı olarak ... 10. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2011/695 esas sayılı dosyasında açmış oldukları tapu iptali ve tescil davası nedeniyle tapu kaydına daha sonraki bir tarih olan 26.12.2011 tarihinde ihtiyati tedbir koydurmuşlardır. Ayrıca, ipotek resmi akit tablosundan da anlaşıldığı gibi ipotek tesis nedeni davalı ...’ın davalı bankadan kullanmış olduğu finansman kredisinden kaynaklanmaktadır. Bu durumda, davalı bankanın, taşınmazı davalı ... adına kayıtlı bulunduğu sırada ve tescile yönelik dava açılmadan önce ipotek tesis ettirdiğinden TMK"nın 1023. maddesi gereği iyiniyetli olduğu gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı banka vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı banka yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 12/12/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.