11. Hukuk Dairesi 2016/10 E. , 2016/9461 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 24. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 19/03/2015 tarih ve 2014/410-2015/99 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkili banka ile davalı ... arasında 12/11/1998 tarihli kredili mevduat hesap sözleşmesi imzalandığını, diğer davalıların ise bu sözleşmeyi müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı ile imzalandıklarını, kredi borcunun ödenmemesi üzerine davalılara ihtarname gönderilerek kredi borcunun faiz ve ferileriyle birlikte ödenmesinin talep edildiğini, buna rağmen borcun ödenmediğini ileri sürerek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile 2.504,99 TL’si anapara olmak üzere toplam 45.106,32 TL alacağın anaparaya dava tarihinden itibaren uygulanacak % 153 faiz ve BSMV ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili; dava konusu sözleşmenin davacının çalışanları tarafından sahte olarak düzenlendiğini, savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalılar, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; kredi sözleşmesindeki borçlu imzasının davalı ...’in eli mahsulü olmadığı, davacı banka ile davalılar arasında geçerli bir kredi sözleşmesi olduğunun kabul edilemeyeceği, dava konusu sözleşme nedeni ile oluşan borçtan davalıların sorumlu olmayacağı, ... 3. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 2006/320 E. 2009/201 K. sayılı 23/06/2010 tarihinde kesinleşen dosyası göz önüne alındığında başkaca bir araştırmaya gerek bulunmadığı gerekçesiyle sübut bulmayan davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK"nın 485. maddesine göre kefaletin de ancak muteber bir borç hakkında cereyan ederek olmasına göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Dava kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Uyuşmazlık 12/11/1998 tarihli kredi sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, 5411 sayılı Yasa"nın geçici 13. maddesi delaletiyle aynı Yasa"nın 140/1 maddesi gereğince davacı banka harçtan muaf olduğu halde aleyhine karar ve ilam harcına hükmedilmesi doğru değil, bozmayı gerektirmekte ise de bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden 6100 sayılı HMK geçici 3/2 maddesi delaletiyle mülga 1086 sayılı HUMK 438/7 maddesi gereğince kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) no"lu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) no"lu bentte açıklanan nedenle davacının temyiz isteminin kabulü ile hüküm fıkrasının "770.45 TL harçtan alınması gereken 27,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 742.75 TL"nin karar kesinleştiğinde istek halinde davacıya iadesine" bendinin hüküm fıkrasından çıkarılarak yerine "davacı harçtan muaf olduğundan karar ve ilam harcı alınmasına yer olmadığına, peşin ödenen harcın istek halinde davacıya iadesine" ibaresinin yazılması suretiyle kararın DÜZELTİLEREK ONANMASINA, davacı harçtan muaf olduğundan harç tayinine yer olmadığına, 12/12/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.