17. Hukuk Dairesi Esas No: 2009/9122 Karar No: 2010/189 Karar Tarihi: 21.1.2010
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2009/9122 Esas 2010/189 Karar Sayılı İlamı
17. Hukuk Dairesi 2009/9122 E. , 2010/189 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün, süresi içinde davalılardan ... vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili davalılardan Selahattin ...’ın müvekkiline olan vergi borcu nedeniyle hakkında takip yaptıklarını ancak vergi borcunu ödememek için kendisine ait taşınmazı davalılardan ... Karabacak’a sattığını onun da diğer davalı ...’e sattığını öne sürerek yapılan tasarrufun iptalini talep etmiştir. Davalılar davanın reddini istemişlerdir. Mahkemece satış işlemlerinde muvazaa olduğunun kanıtlanamaması nedeniyle davanın reddine ... verilmiş; hüküm, davalılardan ... vekili tarafından vekalet ücreti yönünden ve davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. 1)Mahkemece davalıların kötü niyetinin kanıtlanamaması nedeniyle davanın reddine ... verildiğine göre davada kendisini vekille temsil ettiren ... lehine avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca nispi oranda hesaplanacak vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile maktu vekalet ücretine hükmedilmesi doğru bulunmamıştır. 2)Davacı ... vekilinin temyiz itirazlarına gelince; mahkemece satış işleminde muvazaa bulunmaması nedeniyle davanın reddine ... verilmiş ise de toplanan deliller hüküm kurmaya yeterli bulunmamaktadır. 6183 sayılı yasanın 28/2 maddesi uyarınca kendi verdiği malın, aktin yapıldığı sıradaki değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği akitler bağışlama hükmündedir. Anılan madde uyarınca yapılan tasarruflar mutlak surette iptale tabi olup borçludan satın alan 3. kişinin iyi niyetli olup olmaması önem arz etmez. Dava konusu malı borçlunun sattığı kişiden satın alan dördüncü kişi yönünden tasarrufun iptaline ... verilebilmesi için ise ‘borçlunun mal kaçırma amacı ile malı sattığını’ bilerek satın aldığının kanıtlanmasına bağlıdır. Dördüncü kişi yönünden ivazlar arasındaki fahiş fark tek başına kötü niyetin kanıtı sayılamaz. Somut olayda taşınmazı ... Karabacak’tan satın alan ve dördüncü kişi konumunda bulunan davalı ...’in kötü niyetli olduğu kanıtlanamamıştır. Ancak dava konusu taşınmazın borçlu davalı tarafından davalı ...’a satıldığı tarihteki gerçek ve rayiç değeri belirlenmemiştir. Bu nedenle dava konusu edilen taşınmazın borçlu davalı Selahattin tarafından 3.kişi olan davalı ...’a satıldığı tarihteki gerçek değerinin konusunda uzman olan kişilerden oluşacak bilirkişi kurulu aracılığı ile keşfen belirlenmesi, ivazlar arasında bir misli fark olması durumunda 6183 sayılı yasanın 28/2 maddesi uyarınca fahiş fark olarak kabul edilerek sonucuna göre ... verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere davanın reddine ... verilmesi doğru bulunmamıştır. SONUÇ:Yukarda (1) nolu bentte yazılı nedenlerle davalı ...’in, (2) nolu bentte yazılı nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."e geri verilmesine 21.1.2010 tarihinde oybirliğiyle ... verildi.