Davacı, çalışamayacak derecede iş gücünü kaybettiğinden malül sayılması gerektiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle Kanuni gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının çalışamayacak derecede iş gücünü kaybettiğinden malul sayılması gerektiğinin tesbiti istemine ilişkindir
Mahkemece davanın kabulü ile davacının malul olduğunun tespitine karar verilmiştir.
Bu yönüyle davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Yasa"nın 95. maddesidir. Anılan maddeye göre, "Bu Kanun gereğince, yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, çalışma gücü kaybı, geçici iş göremezlik ödeneklerinin verilmesine ilişkin raporlar ile iş kazası ve meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücü veya çalışma gücü kaybına esas teşkil edecek sağlık kurulu raporlarının usul ve esaslarını, bu raporları vermeye yetkili sağlık hizmeti sunucularının sahip olması gereken kriterleri belirlemeye, usulüne uygun olmayan sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeleri düzenleyen sağlık hizmet sunucusuna iade edecek belirlenen bilgileri içerecek şekilde yeniden düzenlenmesini istemeye Kurum yetkilidir. Usulüne uygun sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeler ile gerekli diğer belgelerin incelenmesiyle; yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, vazife malullük derecesini, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu tespit edilen meslekte kazanma gücünün kaybına veya meslekte kazanma gücünün kaybı derecelerine ilişkin usulüne uygun düzenlenmiş sağlık kurulu raporları ve diğer belgelere istinaden Kurumca verilen karara ilgililerin itirazı halinde, durum Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunca karara bağlanır.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar, Sağlık Bakanlığı ile Kurumun birlikte çıkaracağı yönetmelikle düzenlenir. Bu yasal düzenleme gereğince düzenlenen Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği"nin 55. maddesine göre sigortalının malullük durumunun Kurumca yetkilendirilen Sağlık sunucularının sağlık kurulunca usulüne uygun düzenlenecek raporların Kurum Sağlık Kurulunca incelenmesi sonucu Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinde belirlenen usul ve esaslara göre tespit edileceği, anılan yönetmeliğin 5. maddesinde sigortalı ve hak sahiplerinin çalışma gücü oranlarının a) Sağlık Bakanlığı eğitim ve araştırma hastaneleri, b) Devlet Üniversitesi, c) Türk Silahlı Kuvvetlerine bağlı asker hastaneleri, ç) sigortalıların ikamet ettikleri illerde (a), (b), (c) bentlerinde belirtilen hastanelerin bulunmaması durumunda Sağlık Bakanlığı tam teşekküllü hastanelerin yetkili olduğu, bildirilmiş, Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 56. maddesinde ise Kurum Sağlık Kurulunca verilen karara karşı yapılan itirazların Yüksek Sağlık Kurulunca inceleneceği bildirilmiştir.
Kural olarak Yüksek Sağlık Kurulunca verilen karar Sosyal Güvenlik Kurumunu bağlayıcı nitelikte ise de diğer ilgililer yönünden bir bağlayıcılığı olmadığından Yüksek Sağlık Kurulu Kararına itiraz edilmesi halinde inceleme Adli Tıp Kurumu giderek Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu aracılığıyla yaptırılmalıdır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu"nun 28.06.1976 günlü, 1976/6-4 sayılı Kararı da bu yöndedir.
Somut olayda davacı sigortalının maluliyet oranının tespiti konusunda SSK Erzurum Hastanesi’nin 21.12.2003 tarihli, SSK. Yüksek Sağlık Kurulu’nun 31.8.2004 tarihli raporlarında davacının çalışma gücünü 2/3 oranında kaybetmediği, Adli Tıp 3. İhtisas Kurulu’nun 21.3.2007 tarihli ve Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu’nun 27.9.2007 tarihli raporlarında ise davacının çalışma gücünü hali hazır durumda en az 2/3 oranında kaybettiği bildirilmiştir.
Davacıya kesilen maluliyet aylığının bağlandığı 1.1.2001 ve dava tarihi olan 5.10.2004 tarihlerinde yürürlükte bulunan 506 sayılı Yasa"nın 56. Maddesinde sigortalı olarak çalıştığı işten ayrıldıktan sonra yazılı istekte bulunan ve malullük aylığına hak kazanan sigortalının aylığının ödenmesine, kendisinin yazılı isteğinden, malul sayılmasına esas tutulan raporun tarihi yazılı isteğini takip eden takvim ayından sonraki bir tarih ise bu raporun tarihinden sonraki aybaşından başlanacağı bildirilmiştir.
Somut olayda davalı Kurumca davacıya 1.1.2001 tarihinden itibaren maluliyet aylığı bağlanmış, bir vatandaş tarafından yapılan ihbar üzerine davalı Kurumca kontrol muayenesine tutulması ve Y.S.K."nun 31.8.2004 tarihli davacının çalışma gücünü 2/3 oranında kaybetmediğine ilişkin olarak verilen rapor üzerine davalı Kurumca aylık 1.2.2002 tarihi itibariyle kesilmiştir. Bu durumda davacıya bağlanan aylığın yeniden bağlanması gereken tarihin saptanması önem arzetmektedir. Davacı her ne kadar dava dilekçesinin sonunda malul olduğunun tespitini istemiş ise de dava dilekçesindeki açıklamaların içeriğinden kesilen aylığın kesildiği tarihten itibaren yeniden bağlanmasını sağlamak amacıyla bu davayı açtığı anlaşılmaktadır. Öte yandan aylığın yeniden bağlanacağı tarihin davalı Kurumunda hak alanını ilgilendirdiği, mahkemece verilen hükmün bu haliyle davalı Kurumca infazında tereddüt ve sorunlar yaratacağı ve yeni ihtilaflar çıkacağı da tartışmasızdır.
Yapılacak iş; Adli Tıp Genel Kurulun’dan maluliyet başlangıç tarihinin tesbiti konusunda bir rapor almak suretiyle sonuca gitmektir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın davacının 2/3 oranında malul olduğu tarih belirlenmeksizin eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum’un bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm BOZULMASINA, 12.2.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.