8. Hukuk Dairesi 2014/9077 E. , 2014/8879 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Eruh Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 03/07/2012
NUMARASI : 2011/132-2012/64
M.. Y.. ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Eruh Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 03.07.2012 gün ve 132/64 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, miras yoluyla intikal, taksim ve eklemeli kazanmayı sağlayan zilyetlik nedenlerine dayanarak 100 yıla yakın süredir tarımsal faaliyet yapılan Hazine adına kayıtlı 207 ada 8 parselin tapu kaydının iptali ile vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine temsilcisi, kazanma süresi ve koşullarının gerçekleşmediğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, dava konusu 207 ada 8 parsel kapsamında kalan 5.398,72 m2 yerin tapu kaydının iptaliyle davacı adına tapuya tesciline, dava dışı 207 ada 4 parsel kapsamında kalan bölüm hakkındaki davanın taraf sıfatı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi üzerine; hükmün, kabule ilişkin bölümü davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Hali arazi nitelindeki 81.145 m2 yüz ölçüme sahip dava konusu 207 ada 8 parsel, Devlet"in hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu, ileride ekonomik yarar sağlanması mümkün bulunduğundan 27.08.2009 tarihinde Hazine adına tespit edilmiş, davacı tarafından Köy Tüzel Kişiliği aleyhine yapılan itiraz üzerine; Eruh Kadastro Mahkemesi"nin 23.09.2010 tarih 2009/13 Esas 2010/37 Karar sayılı ilamıyla taraf sıfatı yokluğu nedeniyle davanın reddine, taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş, hükmün taraflarca temyiz edilmemiş, kararın 30.11.2010 tarihinde kesinleşmesi üzerine tapu kaydı oluşmuştur.
Dava; kadastro öncesi kazanmayı sağlayan zilyetlik nedenlerine dayalı TMK"nun 713/1, 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17. maddeleri uyarınca açılan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, kazanma koşullarının davacı lehine gerçekleştiği düşüncesinden hareketle davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme karar vermeye yeterli değildir. Dava konusu taşınmaz Hali arazi niteliğinde tespit edildiğine göre taşınmazın imar ihyaya muhtaç olduğunun kabulü gerekir. Bu bakımdan 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 17. maddesinde açıklanan imar ve ihyanın tüm olumlu ve olumsuz koşullarının araştırılıp belirlenmesi zorunludur. Bir yerin imar ihya edilip edilmediğini en iyi belirleme yöntemi hava fotoğrafı uygulamasıdır. Bugüne kadar sapma göstermeyen Daire uygulaması gereğince tespit tarihinden geriye doğru en az yirmi yıl öncesine ait (1979-1989 yılları arası) iki ayrı zamanda çekilmiş yüksek çözünürlüklü hava fotoğraflarının Harita Genel Komutanlığı"ndan, belirtilen tarihler arasında düzenlenen fotoplan, fotometrik ve fotogrametrik paftaların ise İl Kadastro Müdürlüğü"nden getirtilerek dosya arasında konulması, yeniden yapılacak keşifte üç uzman bilirkişi jeodezi ve fotogrametri uzmanı mühendisler aracılığıyla hava fotoğrafları ile paftaları zemine uygulanması, hava fotoğraflarının çekildikleri, paftaları ise düzenlendikleri tarihlere göre tescili istenen taşınmazın imar ve ihyasının yapılıp yapılmadığı, kültür arazisi niteliğinde bulunup bulunmadığı veya hangi nitelikte bulunduğu hususlarının açıklığa kavuşturulması, belirtilen konularda uzman bilirkişilerden tarafların ve Yargıtay’ın denetimine açık gerekçeli ve karşılaştırmalı rapor alınması dava konusu yerin hava fotoğrafları ile paftaların onaylı örnekleri üzerinde işaretlenmesi, birlikte keşfe götürülecek konunun uzmanı bir fotoğrafçı aracılığıyla dava konusu yer ve çevresini gösterir biçimde “yakın plan ve panoramik fotoğraflar” çektirildikten sonra mahkemece onaylanarak dosyaya eklenmesi, dava konusu taşınmazın kuzey sınırında bulunan ve hükmen Bilgili Köyü Tüzel Kişiliği adına tescil edilen 207 ada 6 parsele ait hüküm dosyasının istenilmesi, taşınmazın sınırında aktif dere yatağı bulunması nedeniyle, aktif dere yatağı ya da etkisi altında bulunup bulunmadığının uzman jeolog bilirkişi dinlenilmek suretiyle tespiti, dava konusu yerin kültür arazisi niteliğinde bulunup bulunmadığı, imar ve ihyanın hangi tarihte tamamlandığı konularında karşılaştırmalı, gerekçeli ve denetime açık rapor istenmesi, imar ve ihyanın tamamlandığı tarihten tespit tarihine kadar yirmi yıllık kazanma süresinin dolup dolmadığının hesaplanması gerekirken yukarıda açıklanan araştırma ve incelemeler yapılmadan yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile yerel mahkeme hükmünün kabule ilişkin bölümünün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK"nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve 440/I. maddeleri gereğince Yargıtay Daire İlamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunabileceğine, 06.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.