11. Hukuk Dairesi 2020/1414 E. , 2021/787 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi"nce verilen 01.03.2018 tarih ve 2017/162 E- 2018/45 K. sayılı kararın davalı TPMK vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 12.12.2019 tarih ve 2018/1773 E- 2019/1290 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin "MAKRO/MACRO" ibareli seri ve tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalının bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki "makrokim chemistry+şekil" ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, müvekkili itirazının nihai olarak YİDK"in 2017-M-1512 sayılı kararı ile reddedildiğini, kararın hukuka aykırı olduğunu zira başvurunun müvekkilinin markaları ile benzer olduğunu, tüketicilerin başvuruyu müvekkili şirketin seri markalarından birisi olarak algılayacağını, yine davalı markasının tescili halinde 556 sayılı KHK"nın 8/4 maddesinde düzenlenen koşulların gerçekleşme ihtimalinin söz konusu olacağını, anılan KHK’nın 8/5. maddesi koşullarının oluştuğunu, ayrıca davalının marka başvurusunu yapmakla kötüniyetli olduğunu, bu nedenle davaya konu kararın hukuka aykırı bulunduğunu ileri sürerek YİDK"in 2017-M-1512 sayılı kararının iptaline, tescili halinde markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini istemiştir.
Davalı TPMK vekili, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı ... davaya cevap vermemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, başvuru ile davacının itirazına mesnet markaları arasında başvuru kapsamında yer alan tüm mal ve hizmetler yönünden 556 sayılı KHK"nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlik ve iltibas tehlikesinin bulunduğu, davacının "MAKRO" markasının aynı KHK"nın 8/4 maddesi anlamında mağazacılık hizmetlerinde tanınmış marka olduğu, davacının alan adına dayalı olarak 556 sayılı KHK"nın 8/5 maddesi anlamında mağazacılık hizmetlerinde öncelik hakkının bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, YİDK’in 2017-M-1512 sayılı kararının iptaline, 2015/41084 sayılı markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı TPMK vekilince istinaf isteminde bulunulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi"nce, davacının itirazına mesnet markaların asli unsurlarının "MACRO/MAKRO" ibarelerinden oluştuğu, bu ibarelerin ayırt ediciliğinin düşük olduğu, dava konusu başvuruda da "MAKRO" ibaresinin tek başına değil bir bütün olarak "makrokim" şeklinde yazıldığı, bu ibarenin yanında renk ve şekil unsuru ile "chemistry" ibaresine yer verildiği, markaların bir bütün olarak değerlendirildiğinde 556 sayılı KHK"nın 8/1-b maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunmadığı, taraf marka işaretleri arasında benzerlik görülmediğinden 556 sayılı KHK"nın 8/4 maddesi koşullarının da oluşmayacağı, diğer davalı tarafından hükümsüzlük davası bakımından istinaf isteminde bulunulmadığı gerekçesi ile davalı TPMK vekilinin istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkemenin kararının kaldırılmasına, YİDK kararının iptali istemli davanın reddine, marka hükümsüzlüğüne ilişkin davanın kabulü ile davalı gerçek kişi adına tescilli 2015/41084 sayılı "makrokim chemistry" ibareli markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına ve temyiz edenin sıfatına ve temyiz sebeplerine göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 4,90 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 03.02.2021 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.